Küçük bir andır yaşadığın;
Etkiler hayatını,
düşüncelerini,
sözlerini.
Yine, küçücük bir andır yaşadığın;
Etkiler kaderini...***
Antalya & 17 sene önce ..." Yasmin, kızım yapma düşeceksin." dedi, küçük kızın annesi; sandalyede sıkıntıdan bir ileri bir geri giden kızına bakarak. " Ama anne, canım çok sıkılıyor aşağıya sahile inebilirmiyim, resim çizeceğim. Söz gözünüzün önünden ayrılmıyacağım lütfen, lütfen, lütfeeeennnn!" diye hızlı hızlı konuşmaya başladı küçük kız.
Yemek için otelin restorantı'na inmişler'di bir süre sonra annesi babası kahve içerken ablası Almira burda kaldığı süre boyunca konuştuğu arkadaşlarının yanına yan masalardan birine geçerek oyun oynuyorlardı. Bu yüzden Yasmin tek kalmıştı, ablasının yanına gitmek istemiyordu çünkü çok sıkılıyordu onların oyunlarını oynarken ama burda dururken'de çok sıkıldığı için yapıcak bir şeyler arıyordu.
" Tek başına inme aklım sende kalır, annecim. Burda resimini çizsen olmaz mı?"
" Ama burası çok boğdu beni, açık havada bir şeyler çizmek istiyorum. Noğlur ineyim anne, söz uzağa gitmiycem."
Annesi kafası karışmış bir şekilde düşünürken, Yasmin devam etti cümlesine;
" Hemen görebileceğiniz bir yere oturcam ordan ayrılmıyacağım. Gidiyim mi? Ha? Baba gidiyim dimi?" Küçük kız babasının gözlerine en masum bakışlarını atarak konuşmuştu.
" Yunus, bu kız büyüdükçe daha bir fazla konuşmaya başladı sanki, kafamı şişirdi." Dedi annesi şakacı bir ifadeyle, kıkırdayarak.
" Karışma benim Yasminime, zeynom. Az bile konuşuyor, konuş babam sen." Dedi küçük kızın babası. Genç kadın bu lafları aldırış etmeden kızına döndü;
" Yasmin abla'nın yanına gitmek istermisin, bak orda arkadaşlarıyla birlikte bebeklerle oynuyorlar." Konuşurken karşı masayı göstermişti annesi.
" Hayır, ben bebeklerle oynamak istemiyorum sıkılıyorum anne."
" Tamam zeynom zaten hemen şurası, bırak oynasın. Gözümüzün önünde bir şey olmaz." Dedi genç adam. Daha fazla bu masum bakışlara kayıtsız kalamamıştı. Küçük kız aldığı izinle, sevinçle ayağa kalktı. Sandalyeden kalkarken ayağı takılarak neredeyse yeri boylaycakken annesi tuttu hemen, kızını .
" Biz bu kızın sakarlığını ne yapacağız yunus, birde hâlâ sahile inmekten bahsediyorsunuz." Dedi genç kadın.
Küçük kız bu lafları aldırış etmeden, koşarak restorant'tan çıktı ve merdivenleri inip sahile doğru yürümeye başladı, bu saatte tek tük insandan başka kimse yoktu. Herkes çoktan denizden çıkıp yemek yemek için restorant'lara doluşmuşlardi.
Küçük kız görünebileceği bir yere kumların üstüne oturdu, yanında getirdiği çiçekli elbisesiyle uyumlu yeşil çantasını çıkardı ardından resim defteri ve kalem' de çıkardı. Daha önce resimini gördüğü ve çok ilgisini çeken bir silahı aklında kaldigi kadarıyla çizmeye başladı.
Evet, genelede erkek çocukları silahlara ilgilidir ama Yasmin hiç bir zaman diğer kız çocukları gibi olmamıştı daha bu yaşta içinde yeşeren bir vatan aşkı vardı yasminin ...
Ne diğerleri gibi bebeklerle oynamış, ne de en sevdiği renk pembe olmuştu. Yasmin her zaman farklı farklı resimler çizmekten hoşlanır ve de en sevdiği renk yeşildir. Onlara göre diğerlerine uymadığı için hep tek başına bir şeyler yapardı, zaten Yasmin tek olmayı ve sakinliği seviyordu daha küçüktü belki ama içinde yaşıtlarına nazaran bir olgunluk vardı, buda diğerlerinden soyutluyordu onu. Yine tek başına takıldığı zamanlardan birindeydi ve resimini çiziyordu sakince, bir kaç metre uzağında küçük erkek çocuğundan habersizce ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi .
Teen FictionArdından alayla devam ettim:" Tabii sizin gibiler nereden bilecek sevmeyi. Sen ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak ediyorsun!" Hakan'da oturduğu yerden kalktı ve aramızdaki iki adımlık olan mesafeyi'de kapatarak, bana doğru yaklaştı. Şimdi ona, hafiften...