5. Umut mezarlığı

40 10 63
                                    

~Bir çakmağın ateşiydim.

Rüzgara direniyor ve asla sönmüyordum.~

***

Yasmin ipek Çehrin

Karşımda gördüğüm elliden fazla it sürüsüne bakıp kahka attım. Kendimi tutamıyordum ve artık gülmekten karnım ağrımaya başlamıştı karşımdaki onlarca kişi bana garip, sanki başımda ikinci bir kafa varmış gibi bakıyorlardı. Gerçekten komik bir olaydı, kendilerine o kadar çok güvenmiyolardı ki, tek başına savaşmaya götleri yemiyor elli kişiyle geliyorlardı.

Ama bilmedikleri bir şey vardı. Ben Yasmin ipek Çehrin, daha benimle tanışmamışlardı.

Kahkaham karşısında herkes benim deli olduğumu düşünüyordu. Ama Hakan da bana bakarken sırıtmaya başlamıştı onada bu durum komik gelmiş olmalıydı. Başka türlü benim gülüşüme bakarken gülümsemesinin bir anlamı yoktu.

" Bu gece epey bir eğlenceli olacak anlaşılan!" dedim keyifle.

" Ne saçmaladığını sanıyorsun seni sürtük!" dedi Emsal denen yüzüne sıçtığımın erifi.

" Ne oldu, götünüz yemedimi tek başınıza karşımıza çıkmaya, " dedim, ağzımdaki büyük sırıtışla
Emsal denen mala arkasındaki bir ordu teröristi görmezden gelerek üstüne doğru ağır adımlarla yürümeye başladım. Ona doğru yürürken üstüme doğrultulan hiç bir silaha itimat göstermedim.

Karşımdaki adam azda olsa akıllıydı ama boşa bir çapaydı üzerine tehlikeli adımlarla yürürken bana karşı olan korkusunu başarısız bir şekilde saklamaya çalışıyordu ama gözleri herşeyi apaçık bir şekilde belli ediyordu. Bedeni titriyor göz bebekleri korkuyla büyüyordu ve kendini savunma içersinde olduğu için istemeden bedeni tepki olarak geriye doğru yavaş yavaş adımlıyordu. Durmadım üstüne doğru delici gözlerle ilerlemeye devam ettim sonunda arkasında kalan birine çarpınca durmak zorunda kaldı ve aramızda kalan son bir adımlık mesafeyi de kapattım.

Tam karşısına geçip üzerine eğildim. Yüzümdeki sırıtış bir anda silindi gözlerimi kısarak ve yüzüme çelikten bir duvar örerek karşımda bu ani değişimimden dolayı ürperen ama karizmayı çizdirmemeye çalışan ite baktım. Hah! Daha ne kadar sözde olan karizmasını(!) çizdirmemek için kıvranıcağını merak ediyordum!

" Ayrıca bana bir daha sürtük dersen, o bok kokan götüne G3 ü takarım haberin olsun! " dedim yavaş anlaması için tane tane konuşarak. Yüzümdeki çelik ifadeyi silip tekrar sırıtışıma döndüm. Benim en büyük maskem, dudaklarımdaki sırıtıştı.

" Eğer, hemen burayı terk edip gitmezseniz, adamlarım hepinizi tarayarak delik deşik edicek!" bunu o kadar inanarak söylemişti ki, bir an güleceğimi sandım.

"Senin o çok güvendiğin adamların var ya! İşte onlar ben karşınızda şuan elimi havaya kaldırsam altlarına işiyecek hayvanlar. Buna sende dahilsin Em- sal. " Sonda ismini heceleyerek söylerken her bir harfine baskısına oran kafasının yanına içinde normalde beyin olması gereken yerde boş bir teneke olduğunu bildiğim yeri işaret parmağımla sert bir şekilde ittim.

Arkasındaki kişiler bana tedirgin bakışlar atıyor ama baş elemandan herhangibi bir emir gelmediği için bir tetikte bulunmuyorlardı bana karşı. Bu'da onların işine geliyordu.

" Senin o sözde adamların diye bahsettiğim itleri önce benim sikmemi istemiyorsan, ya susarsın ya da olacakları görürsün!" dedi Hakan ilk defa araya girerek. Konuşmasaydı burada olduğunu bile unutmuştum. Sakin konuşmuştu ama sesinden şuan benim bile anlamadığım bir şekilde sinir vardı ve hafiften benim bile götüm titremişti.

Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin