Bölüm şarkıları;
Chase Atlantic: The Walls
The Neighbourhood: Flawless***
Bir süre daha oturdum o tepede, hatta çimlere uzanıp gözlerimi kapatmış bir süre dinlenmiştim. Kafam karışıktı bu tim mevzusu kafamı alla bullak etmişti ne yapacağımı bende bilmiyordum. O timde bende huzursuzdum ve Hakan da huzursuzluğumu artırıyordu. Aklım inat edip kalmak Hakan'a yenilmemeyi tercih ediyordu ama kalbim Bozkurt timine geçmeyi istiyordu ve kesinlikle ablam olduğu için istiyordum Hakanla alakalı bir durum değildi.
Peki ben aklımı mı? yoksa kalbimi mi? dinleyecektim. Çatışma içerisindeydim, bu savaştan sağ çıkabileceğimi sanmıyordum.
Evin sokağına döndüm; sokak sessiz, hava karanlık ve soğuktu. Ruhumun içindeki sessizce kopan fırtınalar gibi sessiz bir serzeniş gösteriyordu.
Binaya girip dairenin olduğu kapıya gidene kadar sessizdim ta ki bizim karşı dairenin kapısının önünde duran genç kadını görene kadar.
Kadın merdivenlere oturmuş yanındada bavulu vardı. Üstünde straplez kolları omuzundan düşük, belden tam oturan aynı zamanda belden aşağısı hafif fırfırlı ve dizinin hemen üstünde biten mavi çiçekli beyaz bir elbise vardı. Ayağında dizlerinin hizasında biten beyaz topuklu uzun çizmesi ve bavulunun üstünde kısa beyaz deri ceketi ve çantası vardı.
Ben kıza bakarken kızda beni farketmiş ve ayağa kalkmıştı şimdi kızın yüzünü tamamen görüyordum. Kumral uzun ve önünde pelçemleri olan saçları, dıştan koyu yeşil içe doğru sarılık barındıran gözleri, dolgun kırmızı dudakları ve dik burnunun üzerindeki çilleri ile orta boylu tatlı bir kadın duruyordu karşımda.
Ama burda ne işi olduğunu anlamamıştım. Karşımızda nedime abla ile kemal amca oturuyordu kimdi bu kız?
Aklımdan kendi kendi konuşacağıma, sormak en iyisiydi.
" Merhaba, " dedim soru işareti dolan gözlerle.
Çekingen bir ifadeyle " Merhaba, " dedi.
" Niye burada duruyorsun? Nedime ablalara mı geldin?"
" Şey... Evet, aslında aramıştım onları geleceğimden haberleri vardı ama evde yoklar gibi. Arıyacaktım ama şarjım bittiği için araymadım."
" Neyleri oluyorsun?"
" Kızlarıyım." kızın verdiği cevapla şaşırdım bir kızları olduğunun bilmiyordum.
" Anladım. İstersen benden ara kapıda böyle bekleme. "
" Çok iyi olur teşekkür ederim. Bu arada ben Selin."
" Rica ederim, bende Yasmin. " telefonumu çıkartıp açtım ve ona uzattım bir kaç saniye sonra telefon açılınca konuşmaya başladı:
" Alo anne, ben Selin telefonumun şarjı bitti arayamadım karşı komşunuzdan aradımda. Sizi evde bulamadım nerdesiniz geldim ben."
Bir süre karşı tarafı dinledi, "Aaa çok geçmiş olsun, hayırdır neyi var geleyim mi bende?... Tamam bekliyorum ben sizi, merak etmeyin siz. Geçmiş olsun dileklerimi iletirsin. "
Telefonu kapatıp bana uzattı, " Tekrar teşekkürler. " Diyerek merdivenlere tekrar oturdu. Evde olmadıklarını anlamıştım bu halde dışarda beklemesine müsade edemezdim ne kadar Ağustos ayında olursak olalım akşam olmuş ve hafif bir serinlik vardı havada üstündekiyle üşürdü bu yüzden: "Hava şuan serin. İstersen bize gel annenler anladığım üzre hemen gelmiyecekler gibi bekleme burda, hem tanışmış oluruz ne dersin? " diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi .
أدب المراهقينArdından alayla devam ettim:" Tabii sizin gibiler nereden bilecek sevmeyi. Sen ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak ediyorsun!" Hakan'da oturduğu yerden kalktı ve aramızdaki iki adımlık olan mesafeyi'de kapatarak, bana doğru yaklaştı. Şimdi ona, hafiften...