1.Kanat Çırpınışı

131 14 2
                                    


15.03.2024

"Polis abla valla bilerek çalmadım çantayı elim kaydı gerçekten."

"Kes sesini. Sen git o palavralarını gerizekalı arkadaşlarına anlat. Eli kaymışmış kimi kandırıyorsun oğlum sen?"

"Abla val-" ensesini daha da sıkmamla acı içinde bağırdı. Gözlerimi devirerek odamın kapısını açıp elimle içeriye doğru bedenini ittirdim. Sülük gibi yere yapışmasıyla bugün sayamadığım kez tekrar gözlerimi devirdim. Cücük kadar canı vardı hala hırsızlık yapmaya çalışıyor bakın sadece çalışıyor diyorum çünkü bu aptalı onuncu kez yakalayışımdı. Ben onu nezarethaneye atmaktan bıkmıştım ama o yakalanmaktan bıkmamıştı.

"Memo, sana çok tolerons gösteriyorum sanırım ha? Küçüksün diyorum, akıllanırsın diyorum daha bir gün olmadan tekrar hırsızlık yapıyorsun. Ne yapayım şimdi seni ben?" Yerde bana küçük emrah bakışları atan Memoyu süzdüm. Şu an tam bir sıçana benziyordu.

"Selay abla yeminlen bilerek yapmıyorum canım çekiyor. Bir şey çalmazsam ellerim kaşınıyor." Tam cevap verecekken odamın kapısının aniden açılması ile bakışlarım oraya döndü. Bugün herkes benim sinirlerimle oynamak için anlaşmış gibiydi.

"Selay amirim acilen toplantı odasına gitmeniz gerektiği söylendi." Derin bir nefes alıp karşımdaki sıçana döndüm.

"Ben gelene kadar bu odadan dışarı adım atarsan çaldığın paraları tek tek sana yediririm anlaşıldı mı?" korkudan hızlıca başını aşağı yukarı salladı. Kapıda beni bekleyen Melis'e ilerleyip tam önünde durdum. Bakışlarında ki tedirginlik ile daha da keyiflendim.

"Sana gelirsek birdaha kapıyı çalmadan içeri girersen benden kork Melis anladın mı hatta direkt arkana bakmadan koş." hızlıca başını sallaması ile elimle omzundan tutup yana çektim ve tam karşımda olan toplantı odasına girdim. Masa etrafında oturan grup arkadaşlarıma baktım. Cenk her zaman olduğu gibi masanın üstüne bir kaç yiyecek koymuş hepsini aynı anda yemeye çalışıyor , Bilge ve Mert klasik gereksiz kavgalarını ediyordu. Hiçbirini yadırgamadan sandalyeyi çekip karşılarına oturdum.

"Kızım sana diyorum ki o kızla aramda bir şey olmadı sen hala beni aldattın diyorsun." Bir şeyi atladım aynı zamanda her dakika ayrılıp barışan bir çiftimizdi.

"Erkek değil misiniz işte hepiniz aynısınız demi Selay." Mert gözlerini devirip önüne dönerken Bilge benden destek bekliyordu. Kusura bakma Bilgecim erkekler konuşma yapmama değen varlıklar değildi. Cenk sonunda gözlerini önündeki yemeklerden çekip bize döndü.

"Beni ne karıştırıyorsun kızım ben yemeklerim ile uslu uslu oturuyorum." mükemmel sandığı savunması ile Bilgeye dik dik bakmaya başladı. Bilge yeni yaptırdığı tırnaklara bakarak "Sen hiç konuşma ayda yılda bir sevgili yaptığın kıza yemeklerim senden daha önemli diye daha bir hafta olmadan ayrıldın gerizekalı." Konuşmaya ben devam ettirdim.

"Ayrıca kızla buluştuğun zaman hiç konuşmadan dört saat boyunca yemek yedin. Kız masayı terk etmişti ama sen yemeğin bitince fark etmiştin." Cenk bizi umursamadan elindeki keki ağzına tıktı. Yüzümü buruşturup yerimden kalktım.

"Evet gelelim esas konuya neler buldunuz dökülün." İki hafta önce ormanda bir erkek cesedi bulunmuştu. Profesyonelce öldürüldüğü belli oluyordu. Bilerek ormana bırakıldığını düşünüyorduk çünkü cesedin konumu bize bilinmeyen bir numara tarafından gönderilmişti. Numarayı sorgulatmıştık fakat tek kullanımlık bir hattı.

Bilge ayağa kalkıp cesedin fotoğrafını ekrana yansıttı.

"Amirim, bildiğimiz üzere ceset bilerek ormana bırakılmıştı ve profesyonelce öldürülmüştü. Bir saat önce otopsi raporu elime ulaştı." Başka bir fotoğraf ekrana yansıttı. Gördüğüm şey ile ekrana yaklaştım. Cesedin boynunda bıçakla çizildiği belli olan bir şeytan üçgeni vardı. Resim o kadar düzgün çizilmişti ki katilin el yeteneği buradan belli oluyordu.

Son KurtuluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin