6.Eksik Parça

67 8 42
                                    

Gelecekten Alıntı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelecekten Alıntı

"Dudakların alev gibi Selay. Beni de içimi de yakıp kavuruyorsun haberin yok be kızım. Dudakların benim bağımlılığım sen ise benim parçamsın en özel parçam."




Bir kaç dakikadır öğrendiklerimi sindirmeye çalışıyordum. Ben nasıl bir illetin içine düşmüştüm böyle? Kafamı ellerimim arasına almış dakikalardır yaptığım gibi yere bakıyordum. Şimdi ne olacaktı? Benim yılıma kadar çözülmemiş bir davayı ben nasıl çözebilirdim ki? Ayrıca Demir Yüzbaşının dediğine göre buraya gelme sebebim kendimi kurtarmakmış, ya yanılıyorsa? Ama çok emin görünüyordu.

"Selay iyi misin?" Demirin yüzüme bakabilmek için yere çökmesiyle kafamı kaldırıp ona baktım. Yüzünde endişeli bir ifade vardı. "Yarım saattir yere bakıyorsun su ister misin?" demesiyle kafamı salladım. Kendime gelmem lazımdı. Adamın bir sürü işi varken birde benimle uğraşıyordu.

"Senide kaç gündür meşgul ediyorum değil mi?" Kısık çıkan sesimle Demir çöktüğü yerden kalkıp bana baktı. Gözaltları yorgunluktan mosmor olmuştu. Üstündeki üniforma kırış kırıştı kim bilir kaç gündür uyumuyordu.

"Emin ol Selay sen gelmeden önce sadece adam kovalıyorduk o yüzden meşgul değildim. Şimdiki önceliğimiz sensin ve timimin geleceği." Bardağa su doldururken söyledikleri biraz olsun içimi rahatlatmıştı. En azından bana inanan biri vardı.

"Ne kadar başta sana gıcık olup kaba davransamda-kesinlikle haklıydım-yanımda olduğun için teşekkür ederim." Birden kahkaha atmasıyla şokla ona baktım. Ses tınısı o kadar hoştu ki saatlerce gülse dinlerdim. Konumuz bu değil Selay. Bu adam neye gülüyor?

"Ne gülüyorsun be komik mi? Burada teşekkür ediyoruz" Hala gülmeye devam etmesiyle bende gülmeye başladım gerçekten şu an kafayı yemiş iki aptal gibiydik. İkimizin de kaç gündür sinirleri gerilmiş olmalıydı. Sonunda nefes nefese kaldığımızda durduk.

"Gerçekten üç gündür sinirlerim o kadar bozuldu ki bu iyi geldi." Gülerek söylediği şeyleri onayladım. Tahmin edebiliyordum. Hala elinde tuttuğu suyu bana doğru uzattı. Elinden alarak tek dikişte bitirdim.

"Şimdi ne olacak peki?" Demir bir kaç saniye düşünceli ifadesiyle yüzüme baktı. Sonra tekrar masasına oturarak geriye yaslandı. Saçlarındaki bir kaç siyah tutam özgürlüğünü ilan ederek gözlerinin önüne düşmüştü. Hala düşünceli şekilde bana bakarken dudaklarını yaladı.

"İlk olarak sana bir oda hazırlatıyorum ve dinleniyorsun. Sonra yarın toplantı yapıp tüm detayları konuşuruz."

Bu kadar zamandır cidden bunu mu düşünüyordu yani? Kesinlikle başka bir şeylerde vardı. Çok sorgulamadan kabul ettim. Gerçekten  uykum vardı ve bir gün boyunca nezarethanede kalmak her yerimi ağrıtmıştı. Saçımdaki tokanın gevşemesiyle çıkardım. Tutamlar omuzlarımdan aşağıya dökülürken Demir beni izliyordu. Ne zaman saçlarımla oynasam gözleri sürekli oraya dalıyordu. Elimle önümdeki saçları düzeltip tekrar toplayacakken bileğimi tuttu.

Son KurtuluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin