0.1

51 10 103
                                    

Allah'ım 2. bölümle geldim inşallah güzel olmuştur bana güzel geldi. Hala heyecanlıyım of kötü yorum olursa bakamam ben o yüzden yapmamaya dikkat etsek.

Bölümler kısa olabilir elimden geldiğince uzun yapma çabasındayım.

iyi okumalarr

Hayat her zaman herkese kolay olmazdı.

Yada her kız çiçekli elbisesiyle babasının prensesi olmazdı.

Buraya gelmemin üstünden değil. Annemin, tek dayanağım olduğunu sandığım kadının beni buraya getirmesinin üstünden 5 ay geçmişti.

Hastanede çıt dahi çıkmıyordu. Koridorlarda sessizlik hakimdi.

Oturduğum yerde sıkıldığımdan , ayaklarımı yavaşça hareket ettirerek yavaşça hastane terliklerimi giyip dışarı adımladım.

Hastane boş, sessiz ve en önemlisi kimsesizdi.

Belki de dedim , babam olsaydı beni burada yalnız bırakmazdı. Anneme vermez , canımın yanmasını istemezdi diye geçirdim içimden.

Sessiz koridorda sadece ayak seslerim duyuluyordu. Etraf çok kavisliydi.

Düşüncelerimi bir kenarı bırakıp gıcırdayan kapıyı itip dışarıdaki temiz oksijeni içime çektim.

Çok özlemiştim, dışarıda doyasıya gezip eğlenmeyi ama bütün imkanlarım gibi bunlarda alınmıştı elimden.

Bir başıma savruluyordum bu ıssız boşlukta.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yavaş adımlarla önümdeki hafif nemli banka oturdum. Etraf çok sessiz , sadece çok az kişi bahçeye çıkmış ya kitap okuyor yada etrafa bakıyorlardı benim gibi.

Ben düşüncelerimle savaşırken yanımda hissettiğim haraketlilikle kafamı çevirdim.

Yanıma uzun boylu, hafif esmer tenli, yüz hatları belirgin ve kaşları çatık duran yakışıklı bir adam oturmuştu.

Ben onu incelerken bir anda bakışlarını bana çevirmesiyle refleks olarak bende başka tarafa çevirdim bakışlarımı.

"Öyle bakmaya devam mı edeceksin yoksa tanışmayı mı tercih edersin" deyince bakışlarım ona döndü.

"Barın ben" diyerek elini uzattı. Elini uzatmasına çok şaşırmıştım babam öldüğünden beri insanlar benden tiksinir olmuştu bu yüzden kimse bırakın el uzatmayı yanımdan dahi geçmek istemezlerdi.

"Neva bende memnun oldum" çekinerek de olsa bende elimi uzattım.

Yüzünde ki hafif gülümsemesiyle "Neva... güzel isimmiş memnun oldum. Baksana belki arkadaş oluruz ne dersin."

Her ne kadar gülümsemesi varsa da yine de bakışları çok tedirgindi. "Olabilir belki de" sesim istemsizce kısık çıkmıştı.

Barına döndüğümde neşesi yerine gelmiş bir sesle "sahi Neva sormayı unuttum adının anlamı neydi daha önce duymamıştım. Yada kim verdi sana adını "

Sorduğu soru ile boğazımda acı bir sızı geçti. Cevap veremedim ya da Barın'a dönüp de bakamadım. Sorduğu sorunun yanlış olduğunu anlamış olacak ki "özür dilerim Neva sanırım istemeden kötü bir noktaya değindim"

"Biraz öyle oldu... Ama bo şver bilemezdin" pişmanlıkla yüzüme baktı.

"İstersen anlat, ama eğer istemiy-" sözünü keserek anlatmaya başladım. "Adımı babam koymuş annem hamileyken sürekli bir kızım olursa adını Neva koyacağım dermiş" Barına döndüğümde beni dikkatle dinlediğini gördüğümde derin bir nefes alıp devam ettim.

"Sonra da bir kızı olacağını duyduğunda ise sevinçten deliye dönmüş ve adımı da Neva koymuş. Adımın anlamı ise... Ahenk demek normal sıradan şatafatlı olmayan bir anlamı var."

Anladığını belli eden bir ifadeyle kafasını ağır ağır salladı. Bakışlarından bişey söylemek istediği ama söylemediği anlaşılıyordu.

En sonunda içinden geçeni sordu. "Babanla kötü bir anın var gibi yada babanı kaybetmiş gibi anlatıyorsun Neva öyle mi ?"

O an sanki bütün kelimeler boğazımda düğümlendi , tek bir kelime dahi çıkamadı dudaklarımın arasından.

En son sadece "Evet" diyebildim.

Ne o konuştu ne ben konuştum. Sadece uzun uzun sessizliği dinledik. Sessizliğimizi bozan Barın oldu "Peki neden buradasın."

Annem sandığım kadın sevgilisiyle mutlu olabilmek için getirdi beni buraya, demek istedim o an diyemedim. 

Barın benim konuşmadığımı görüp kendi anlatmaya başladı "Ben bebekken yetimhaneye bırakılmışım. Kendi öz ailem ben daha 4 aylıkken beni yetimhaneye bırakmışlar.

Anne baba dediğim kişiler ise beni oradan almışlar. 18 yaşımda öğrendim evlatlık olduğumu benden sakladıkları için cinnet geçirdim, kafayı sıyırdım etrafıma saldırmaya, öfkeme hakim olamamaya başladım 4 yıl boyunca böyle gezdim benden korktuklarını söylemeye başladılar bir süre sonra.

22 yaşımda beni zorla buraya getirdiler bir hayvanmışım gibi attılar beni buraya o günden beridir de yüzlerini bile görmedim." anlattıkları şeyler yüreğimi burkmuştu benden bir farkı yoktu nerdeyse. Barına baktığımda dokunsam ağlayacak bir şekildeydi saçma olmasına rağmen "iyi misin Barın" dedim bir süre bakmadı.

Daha sonra döndü dudakları alayla kıvrıldı "buraya bir çöp gibi atılmamın üzerinden geçen 2 yıldan beri iyiyim Neva" sonra susup bir şey dememeye karar verdi. Dayanamayıp bana da sordu "ya sen, sen niye geldin buraya ?" yüzüme dikkatlice bakarak cevap istiyordu "ben... benimde olaylarım seninkinden farksız Barın".

"Anladım..." dedi başka bir şey diyemezdik ikimizde birbirimize.

"İçeri girelim bence Neva hava soğumaya başladı" onu onaylayıp ayaklandım görüşürüz diyip arkamı dönüp giderken Barın'ın seslenmesiyle ona baktım.

"Neva"

"Efendim Barın" derken söyleyeceği şeyi beklemiyordum. "Benimle konuşup dertleştiğin için teşekkürler... Ha birde hangi bloktaydın ?"

Yüzüme yerleşen samimi gülümsememle "bir şey değil Barın bende teşekkür ederim ve ayrıca c bloktayım , ya sen ?"

"B blok... B bloktayım bende" derken yüzünden silinmeyen bir gülümseme vardı. "Sonra görüşürüz o zaman Barın"

"Görüşeceğiz Neva" deyişini duydum ben çoktan arkamı dönmüş giderken.

.

.

.

.

.

.

.

Huhhh bitti bu bölümde 

Umarım güzel olmuştur beğenirsinizz

Oy verip yorum atmayı unutmayalım canikolarr görüsürüzzz

Psikiyatri ServisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin