0.7

16 4 8
                                    

Helloo günler sonra burdayımm.

Bir baktım bölüm atmayı unutmuşum ben şok ben iptal ben vefat...

Neysehhh efso bir bölümle geldim umarım güzel olur.

Uzatmadan iyi okumalarrrr.💜

.

.

.

Hayat karşınıza çeşitli insanlar çıkartır. Bu insanlar sizin zor zamanlarınızda veyahut hayatınız boyunca ya her şeye rağmen yanınızda dururlar ya da yanınızda duruyormuş gibi yapıp terk ederler.

Peki ya bunu anneniz yapsaydı ; her anınızda yanınızda duruyor sanırken anneniz size sırtını çevirseydi ?

Ben en mutlu olmam gereken zamanda , çocukluğumda öğrenmiştim yetişkin olmayı. Kimse dememişti sen çocuksun diye herkes bir çocuğun yetişkin olmasını kabullenmişti sessizce.

Çocukluğumda bir yetişkinden farkım yoktu. Mutlu değildim ben. Yaşıtlarım birbirleriyle oynarken ben kendimi nasıl ayakta tutacağımı düşünüyordum. Eğer bir kere mutlu olma şansını kaybettiyseniz o şans sizi zor bulurdu. Bu yüzden ben reşit olduğum da mutlu değildim.

Ben erken yaşta büyüdüğümden içime kapanıktım. Sevilmezdim. Arkadaş dediklerim beni yadırgamaktan başka bir şey yapmazdı sadece eleştirirlerdi. Çağırılıp gittiğim doğum gününde bile istenmezdim.

Ama terk eden annemin zorla yatırdığı bu hastanede ben gerçek bir arkadaş bulduğumu hissediyordum. Yadırgamıyordu. Ya da belki durumlarımız aynı diye böyleydi...

...

Saat 23.30 'du gitmek doğru muydu yada kalmak mıydı en iyi seçenek.

Aldığım kararın sonradan bir geri dönüşü olmayacaktı. Son virajdaydım. Çıktığım yolda ki hayalim sadece mutlu olabilmekti. Dakikalar sonra belki de bu hayalimin gerçekleşmesi için ilk adımı atacaktım.

Vakit ilerledikçe içimdeki stres büyüyordu. Sadece dakikalar sonra hayatım gerçekten geri dönüşü olmayan bir yola girecekti. Ve bu yola tanıyalı çok olmayan Barın ile giriyordum.

Ona güvenmem doğru muydu daha bundan bile emin değildim. Güvenmeli miydim ? ya da tam şuan da vaz geçip buradaki sıkıcı ve insan ömrü tüketen psikiyatri servisinde kalmalı mıydım ?

Her şeye rağmen güven duygum saçma bir şekilde tamdı.

Düşüncelerimle kalan dakikalar bitmişti. Saat tam gece yarısıydı yavaş ve stres dolu adımlarla cama yürüdüm ellerim gerginlikten terlemeye başlamıştı.

Camı açıp bahçeye bakmaya çalışırken Barın'ın gayet rahat bir tavırla geldiğini gördüm. İyice cama yaklaştı "Geliyor musun yoksa kalmayı mı isterin ?" derin bir nefes aldım. "Bekle" hızlıca ayarladığım küçük sırt çantamı alıp cama yaklaştım. Ancak nasıl ineceğimi bilmiyordum. 1. kat olmasına rağmen yerden oldukça yukarıdaydı.

"Atlamayı düşünür müsün Neva biraz daha oyalanırsak yakalanacağız " oflayarak ona döndüm. "Atlayacağım ama nasıl atlayacağım bak benim üstüme gelme tükürürüm kafana buradan" bıkkınca bir nefes verdi.

"Önce çantanı at sonra sen atla tutacağım ben seni ve kafama tükürme pislik" göz devirdim. "Bak tut ama tutar gibi yapıp bırakma" sabır dilercesine yüzüme baktı "Tamam tutacağım yeter ki atla artık" önce çantamı attım.

Daha sonra bismillah çekip cama çıktım dengemi kurmaya çalışırken kesinlikle olmaması gereken şekilde ayağım kaymıştı. Ve ben daha dengemi kuramadan aşağıya Barın 'ın üstüne düşmüştüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Psikiyatri ServisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin