32- meleklerin gerçekliği

0 0 0
                                    

Elyas & Taha - Pusulam Yok

~Armin Ward

Birkaç gün boyunca her şey sorunsuzdu. Konuştuğum insanlar yavaştan bana alışıyordu. Destin ve Réve ile kurduğumuz plana göre Destin okulda kaos çıkaracaktı. Bizde insanların tepkilerine bakacaktık.

Büyük ihtimalle hepsi korkmuş olacaktı ama Destin'i öldüren kişiler lanetleri biliyor olmalıydılar. Çünkü Réve ve Faylinn'in gördüğü Destin bedeni çoğu şeyi karıştırıyordu.

Şimdilik her şey oldukça sakin geçiyordu. Gittikçe insanlarla daha iyi anlaşıyordum. Öğle arasındaydık ve sonraki dersin ikinci dakikasında Destin bunu yapmaya başlayacaktı.

Destin'le konuşmam gerekiyordu. Réve ve Faylinn'i, bahçede tek bıraktıktan sonra sınıfa yürümeye başladım. Bu saatlerde hep boştu.

Sınıfa çıktığımda tahmin ettiğim gibi boştu. Kapıyı kapatıp, sırama geçtiğimde Destin çoktan karşımda belirmişti. "İyi misin? Bir sorun mu var?"

Başımı iki yana salladım. "Yorgunum biraz," sırama geçip, pencerelerden uzak durmaya çalışan Destin'e baktım. "On beş dakika kaldı."

"Evet," Güven verircesine gülümsedi. "Sorun yok, halledemeyeceğimiz bir şey değil. Sadece," duraksadı. "Eğer bir şey olursa, durdurmam için adımı seslenin."

Başımı olumlu anlamda salladım. "Merak etme, bir şey olmayacak." Güven vermek istercesine gülümsedim. Tebessüm etti. 

"Destin," diye mırıldandım birkaç saniye sonra. "Bana okuldaki insanlar hakkında hiçbir şey söyleyemez misin?"

Başını iki yana salladı. Sessizce oflarken, aynı anda kolumdaki saate baktım. "Şüphelendiğim kişiler var," diye mırıldandım. "Ama en başında Amber adlı kız var. Senin mezarına gelmeden önce, o geldi Falcılar Kapısı'na."

Uzun yıllar gibi gelmişti söylerken, oysa sadece birkaç haftaydı. Destin, meraklı bakışlarla bana bakarken devam ettim. "Ordan olmadığı belliydi, birçok hata yaptı bizim geleneklerimize göre. Sonra bana birden, senden bahsetti. Birine benziyorsun, bizim okuldaydı, öldü, lanetleydi gibi şeyler saçmaladı. Bende dayanamayıp kovdum, öyle ki yardımcılar bile korkmuş. Sonra mezarına geldim, kalanını biliyorsun zaten."

"Armin," Destin yanıma yaklaştı. "Söylediğim şeyleri büyük şeyler sanma ama, Réve haklı. O kızdan uzak dur."

Cevap vermedim. O kızın tehlikeli biri olduğunu biliyordum, ama onlara katılmıyordum. Uzak durduğum sürece hiçbir şey öğrenemeyeceğimi düşünüyordum. Onların dibine girmeliydim belkide, bir şey öğrenebilirdim o zaman.

"Aklından geçenleri tahmin edebiliyorum," Destin, güven vermek istercesine tebessüm etti. "Bir şeyler öğrenmek istiyorsun, ama bunu onlarla yakın olmadan yapmalısın Armin. Başka şeyler söyleyemem. Lütfen Réve'i dinle." Sözlesinin bitiminde, zeminin içinden geçerek kayboldu.

Ve sadece birkaç saniye sonra kapı hızlıca açıldı. İçeri sınıftan bir çocuk ve kız girdi. İkiside beni umursamadan sohbet ederek sıralarına geçtiler. İkisini de dikkatlice süzdüm.

Jonas ve Victoria'ydı adları, sevgililerdi. Jonas, uzun ve kaslı biriydi. Sevgilisi ise zıttı gibi, kısa ve zayıftı. Bu zıtlıklıkları onları güzel bir uyum içine alıyordu.

Onlar olabilir miydi Destin'in katilleri?

Réve ve Faylinn hariç bu okulda kimseye güvenmiyordum ama herkesle yakın olmaya ve güvenlerini sağlamaya çalışıyordum.

Şu ana kadar bir sürü kişiyle tanışmıştım, çoğu benden korksa da yavaşça bana alışıyorlardı. Destin hakkında konuşmamaya çalışıyordum, ondan saçma bir şekilde korktukları için güvenlerini kazanana kadar onu konuşmasam daha iyiydi.

Bir Kadeh HayaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin