1. BÖLÜM

508 51 75
                                    

(Jisung'tan)

"Babamın ölümünden sonra üzülmek yerine rahatlamıştım.1 ayda hayatım düzene girmişti.Sürekli para isteyen, içip içip döven, başımı belaya sokan biri yoktu.Bugün de tatil olduğu için Felix ile birlikte buluşacaktık. Hazırlanıp evden çıktım. Felix ile ilkokuldan beridir arkadaşız. Benim için onun yeri her zaman farklıdır. Tek ve en değerli dostum.Beni yargılamadan dinlediği için onu her zaman kardeşim olarak görüyorum. Ona güveniyorum bu zamana kadar çok insan gördüm ama o çok farklı...onun yeri bende apayrıydı.

∆∆∆∆∆∆∆

Kafeye gelmiştim, Felix'i beklemeye başladım. Tabii her zamanki gibi yine gecikmişti ama bu sefer daha erken geldi. Kabanını çıkardı çantasını bıraktı ve sohbete girdi.

"Babanın ölümünden sonra çok daha iyi görünüyorsun."

Karşılıklı güldük söze girdim;"Doğruyu söylemek gerekirse 1 aydan beri kendimi o kadar, rahat o kadar hafiflemiş ve o kadar özgür hissediyorum ki bu duyguyu
İlk kez yaşıyorum."

"Senin adına çok sevindim Jisung senden böyle pozitif sözler duymak beni mutlu etti."

Konuşmamızdan sonra yanımıza garson geldi. Menüyü verdi kahve seçimi yapacaktık ikimiz de latte söyledik yanına da tatlı olarak brownie seçtik kahve ve brownie eşliğinde sözüme tekrardan devam ettim.

"Yalnız babam öldü ama"

"Ama ne?"

"Ama..."

"Jisung hadi söyle lütfen aması ne?"

"Aması babam ölsede babamın pis işlerinin pürüzleri bana kaldı yani
babamın tamamlayamadığı pis işleri olabilir. 1 ay boyunca sadece rahatlığımın keyfini sürdürdüm şu ana kadar bir pürüz vb. bir şey olmadı..."

"Ne söylesen haklısın Jisung gerçekten babanın pis işleri yüzünden şurada iki sevindiğini gördük öldüğü halde hevesimizi, sevincimizi kursağımızda bıraktı...Ooof gerçekten bu nasıl bir adam yaa..."

"Birşey olmadı evet Jisung keyfini kaçırmak değil niyetim biliyorsun ama bir pürüz çıkmayacağı anlamına gelmez."

Haklıydı babamın kumar borçları yüzünden bir çok kişi daha önce evimizi basmıştı.Bu sefer evde tek olacaktım, korkuyordum. Malesef ki ailemizi biz seçemiyorduk. Babam da hep böyle derdi. "Evlatlarımızı kendimiz seçemiyoruz gidip çalış da bir işe yara" derdi.Ondan nefret ediyordum ama söylediği ve yaşattığı şeyler bende hala büyük bir travmaydı. Artık borç değil derslerimi düşünmek istiyordum.

Kahve ve brownielerimiz bitmişti.

"Felix kalkalım mı?"

"Olur"

İkimiz birlikte otobüs durağına yürüdük. Durak kalabalık değildi. Saat 18.30'u gösteriyordu. Otobüs gelmişti ikimiz de bindik.Felix alt sokakta oturuyordu.Bende üst sokakta oturuyordum.Felix benden önce indi.

"Kendine dikkat et bakarsın akşama baskın yaparım."

Yine beni güldürmeyi başarmıştı.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

( YAZARDAN)

‼️‼️‼️ UYARI ‼️‼️‼️

DİKKAT BURADAN SONRASI KAN VE VAHŞET İÇERMEKTEDİR.RAHATSIZ OLANLARIN OKUMASI ÖNERİLMEZ❗

Elinde sigarasıyla bacağını çelmiş saçlarıyla oldukça çekici görünen yer
altının 1 numarası Lee minho 🔥
Karşısındaki adamlara hesap soruyordu.

"Mallar nerede?"

"Efendim..."

"Asıl mallar buradaymış zaten!"

Sesini yükselterek söylediğinde karşısındaki adamlar yerinden sıçramıştı.Çünkü herkes başına gelecekleri biliyordu...

Minho yanındaki diğer adamlara eliyle komut verince adamlar karşıdaki tirtir titreyenleri alıp işkence odasına götürdü.

Odanın içerisinde çeşitli işkence aletleri testereler, matkaplar, bıçak setleri, çeşit çeşit silahlar ve dahası vardı. Adamlar korkudan tirtir titrerken Minho ise kocaman gülümsüyordu.

Önce üç adamı da sandalyeye bağladı. Daha sonra ise eline aldığı matkap ile adamların yanına adımladı, ilk adamın yanına geldiğinde adam çaresizce gözlerine bakıyor ağzındaki bez parçası konuşmaya çalışıyordu.

Minho elindeki matkabı çalıştırıp adamın ağzını açtı. Bunun nedeni ise zevk işiydi, İnsanların çaresiz çığlıklarını duymak onun içindeki ateşi harlıyordu. Adamın gözünü, gözüne kestirdi ve matkabın ucunu adamın gözüne batırdı.

Depoda sadece adamın çaresiz çığlıkları ve Minhonun kahkahaları duyuluyordu. Etrafa sıçrayan kan ile Minho daha da zevk alıyor, matkabı daha derine batıriıyordu...Minho kahkahalara boğulurken adam acıdan dayanamayıp bayıldı.Minho ise daha fazlasını istiyordu.

Eline aldığı benzin ile diğer adamın yanına adımladı.Benzin bidonunu adamın üzerine gezdire gezdire dökmeye başladı. Odayı yine çığlıklar ve kahkahalar kaplamıştı. Benzini döktükten sonra masanın üstündeki kibrit kutusunu aldı içerisinden bir kibrit çıkardı. Eline aldığı kibriti alıp kutuya sürttü ve yanan kibriti adamın üzerine attı.

Adam çığlıklar içerisindeyken cebinden bir sigara çıkardı yanan adamın ateşinde sigarasını yaktı. Ardından bir sandalye çekip oturdu. Hem sigara içiyor hem de adamı izleyip kahkaha atıyordu.

Daha sonra içeriye Hyunjin girdi.Çatık kaşlarıyla sinirlı bir şekilde Minho'ya bakıyordu.

"Minho daha ne kadar buna devam edeceksin!"

"Son bir adam kaldı Abi"

Hyunjin Minho'nun elindeki sigarayı alıp Minho'nun koluna bastırıp söndürdü.

"Kalk seni serseri!"

Minho yerinden kalkıp; "Buraları toparlayıp temizleyin silin her yeri
Ne kan ne de kokusana denk gelmiycem anlaşıldı mı?!"

"E-Emredersiniz efendim"

Minho son kalana dönüp göz kırptı

"Çok şanslısın"

"Minho yürü hadi!"

Hyunjin ve Minho depodan ayrılıp arabalarına bindiler.

(Yazım yanlışı olabilir)

Bölümü beğendiniz mi?

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Görüşürüz💗💗💗💗💗💗💗

DEBT/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin