Bölüm 4- Ya Asi İtiraf Ederse?

1.9K 75 2
                                    

Sahnede şarkıyı söylemeye devam ederken gözlerim kalabalığın içinde Alaz'ı seçmiş dikkatle onu izliyordu. Ağzımdan şarkı sözleri otomatik çıkıyordu, tüm dikkatim barda oturmuş Alaz'da ve kıçının dibinde cilveli cilveli hareketler yapan bir kadındaydı. Bu durumdan o kadar rahatsız olmuştum ki şarkıyı yarım kesmek bile istiyordum.

Her ne kadar henüz sevgili olmasak da aramızda bir şeyler vardı bu belliydi. Ben bu aramızda her neyse ona saygı duymaya ne kadar çalışıyorsam Alaz tam tersini yapıyordu. Bu hem kalbimi kırıyor hem de beni fazlasıyla sinirlendiriyordu. Ben başkası ile göz göze bile gelmek istemiyor her an gözlerim onu arıyordu, o nasıl oluyorda başkasına dokunabiliyor veya kendisine dokunulmasına müsade ediyordu anlamıyordum.

Şarkı bittikten sonra sahnede ufak bir gülümseyip hızla Alaz'ın yanına gittim. Yanlarına yaklaştığımda Alaz da o salak karı da bana doğru baktı.

"Hayırdır Alaz?" 

Alaz cevaplayamadan öbürü atladı lafa.

"Pardon ama sen kimsin?" Kız hafifçe ittirdi beni, ay şöyle tiki tiki konuşanları yolasım geliyordu.

"Sen boşver benim kim olduğumu filan ama bir daha dokunursan bana seni fena benzetirim kızım."

Alaz bu halime gülümsemişti, hoşuna gitti tabi pisliğin.

"Sen ne gülüyorsun Alaz, söyle biz de gülelim."

Alaz ağzına fermuar çeker gibi yaptı ve sustu.

"Kızım sen de uza hadi." 

"Pardon ama sen kimsin de beni kovuyorsun" dedi yine ağzını yaya yaya.

"Alaz gönder şunu valla geliyorlar bana."

"Alev hadi git en iyisi sen." Alaz kıza kapıyı göstermişti.

"Ya Alaz ama bu geceyi birlikte geçirseydik güzel olmaz mıydı?"

"Olmazdı Alev'cim" lafa ben atladım.

"Ya sen bir araya girmesene ya! Sana ne hem" Valla kızın ağzına bir tane yapıştırcaktım.

"Alev hadi uza" Alaz da artık bunalmıştı.

"Siz sevgili misiniz yoksa" Alev bir bana bir Alaz'a bakıyordu.

"Hadi git bak valla tepem atıyor" Kızın üstüne doğru yüyümemle Alev hızla tamam diyerek uzaklaştı.

"Alaz valla tüm mallar da etrafında maşallah."

"Çekiyoruz ne diyelim."

"Bizim etrafımızda yok ama, sana ne oluyorda geliyorlar acaba."

"Senin de var Asi Kız" Gözleri ile bize dik dik bakan Tolga'yı işaret etmişti.

"Ben sınırımı koyuyorum ama sen sınırsızın önde gidenisin."

Alaz önündeki duran içkinin dibini kafasına dikti.

"Aç mısın?" dedi.

"Eh"

"Mekan kapanacak birazdan hazırlan bir şeyler yemeye gidelim."

Alaz'ın teklifine şaşırsam da hemen kabul edip kulise yöneldim. Ona karşı yelkenlerimi çoktan indirmiştim ama o bunu fark edememişti bile. Toparlandığımda mekan boşlamıştı. İçeriye doğru girdiğimde Alaz'a doğru uzanmış, parmak uçlarına yükselmiş, ellerinde birini Alaz'ın ensesine yerleştirmiş ve onu öpmeye çalışan Alev ile karşılaştım. Elimdeki çanta sert bir şekilde yere düştü.

"Asi" Alaz Alev'i sert bir şekilde ittirmişti. 

"Açıklama yapmana gerek yok" Bir elimi havaya kaldırıp susturdum onu ve çantamı yerden aldım. Bu arada Alaz Alev'i itekleyerek mekandan dışarı çıkarmıştı. Üstüne de kapıyı kapamıştı. Şu an sadece ikimiz vardık.

"Bıktım ben Alaz."

"Bir şey olmadı Asi"

"Hep bir şey olmuyor ama bir şeyler de oluyor."

"Kızın kafası iyidi yolladım işte."

"Ya benim etrafımda niye kafası iyiler yok Alaz! Beni öpmeye çalışan niye yok, bana dokunan niye yok!"

"Kimse sana dokunamaz." Alaz'ın gözleri koyulaşmıştı.

"Ben müsade etmiyorum çünkü!" Sinirlenmiştim. Sesim yükselmeye başlamıştı. 

"Ben de etmiyorum gördüğün gibi." Ellerini yana açmıştı.

"Bu mu müsade etmeyen halin Alaz!" Sinirden elimi saçlarımın arasına geçirdim. "Ben gerçekten yoruldum. B-ben yapamıyorum, y-yok olmuyor." Gözlerim dolmuştu. Kapıya doğru yürürken Alaz durdurdu önüme geçerek durdurdu beni. Kavga edecek de sataşacak da halim kalmamıştı artık.

"Ne olmuyor Asi? Dur gitme ne olmuyor?"

"Tüm bunlar Alaz. Aramızda hiçbir şey yok diyemezsin, bir şeyler var biliyorsun."

"Evet var, bunu ben hiçbir zaman inkar etmedim zaten."

"O zaman sen niye her seferinde bir öncekinden daha fazla parçalıyorsun benim kalbimi, neden?" Artık sakin konuşuyordum, gözlerim dolmuştu ve yaşlar akmak üzereydi.

"B-ben..." Tamamlayamadı cümlesini.

"Ne istiyorsun? Canımız sıkkınken öpüşelim sevişelim mi bu mu olay? Tamam Alaz Soysalan böyle yapalım tamam." Yine gitmek için yeltendim ama bu sefer kolumu tutarak durdurdu beni.

"Tabi ki değil Asi."

"O zaman nasıl için alıyor başka kadınları, nasıl canın acımıyor benim canımı yakarken?"

"Başka kadınlar yok, b-ben kimseye dokunamıyorum Asi."

Gülmüştüm.

"E o zaman! Ya görmüyor musun canım acıyor, kalbim ağrıyor benim. Tamam canımız sıkkınken yara bandı olduk birbirimize, tamam seviştik sabahında iki cümle not bırakıp yok oldun ortadan. Tamam hepsine tamam ama yeter! Ben yapamıyorum, senin başkasıyla olmanı geç, seni başka bir kadınla yan yana bile görünce canım acıyor ya benim! Ben kimseye dokunamıyor, kimseyi öpemiyor hatta kimseyi düşünemiyorum senden başka. Sen nasıl beceriyorsun lütfen bana da öğret Alaz. Yoksa ben böyle devam edemeyeceğim. Ve en kötüsü ne biliyor musun? Ben senin için yanıyorum ya! Ölüyorum sen bir adım at diye ama sen hep adımları geriye doğru atıyorsun." Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Alaz'ın da benden farklı yanı yoktu. 

Hiçbir şey demeden sakin ve yavaş adımlarla yaklaştı bana doğru. O bana doğru geldikçe ben geriye adım atıyordum ta ki arkamda barı hissedene kadar. Bara yaslanmam ile geriye gidemedim ve Alaz iyice yaklaştı bana. Elimdeki çantamı alıp sandalyenin üzerine koydu.

"Bu sefer ben ileri sen geri adım atıyorsun Asi Kız" Nefesi tenime vuruyordu. Dayanamadım gözlerimi kısa sürede olsa kapadım. Burnunun burnuma değmesi ile kapalı olan gözlerimi tekrardan açtım. Gözleri dikkatle beni süzüyordu, her hareketimi izliyordu.

"A-alaz"

Dudaklarıma yaklaştı ve ufak etkili bir öpücük bıraktı dudaklarımda.

"D-dur"

Durmadı, tekrar tekrar tekrar öptü dudaklarımı. Mantığım ne kadar durmalı dese de bedenim ve kalbim karşı koyamıyordu ona.

Öpüşünü daha da derinleştirdi. Ellerim kollarım dudaklarım bırakmışlardı Alaz'a kendilerini. Toparlanmam gerekiyordu yoksa bu gecenin de nasıl biteceği çok belliydi. Sabahında yine aynı kalp kırıklığı ile uyanacağımı biliyordum.

Zor da olsa sertçe ittirdim Alaz'ı kendimden.

"Asi?"

"Dur" Ellerimi öne doğru uzatıp yanıma gelmesini engelledim. "Bundan bahsediyorum Alaz işte. Ne olcaktı bu gece de sevişecektik ertesi sabah aynı saçma düzenimize uyancaktık. Ben bu oyunu oynamak istemiyorum diyorum sana."

Derin bir nefes aldım.

"Alaz, bedenim sana karşı koyamıyor evet tamam ama sen ne zaman bana içindekileri dökebilecek cesareti bulabilirsen o zaman karşıma çık. Aksi halde gözüm görmesin seni."

Sandalye üzerinde duran çantamı alıp mekandan hızla çıktım. Alaz ise hiçbir şey demeden orda öylece kalakaldı.

İtiraf-AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin