Episode• deneme 1

80 8 4
                                    

Ölüm.

Ölüm, her insanın aklına gelir bir kaç defa. Saatlerce döner zihninin derinliklerinde daha sonra hiç var olmamış gibi kaybolur gider.
Kimisinin içini korkuyla kaplarken kimi onu cesaret olarak görür.

"Her canlı bir gün tadacak ölümü." derler hep. Herkes bekler o günün gelmesini. Kimisi korkarak kimisi huzur ve sabırla. Bazıları vardır ama bekleyemez o günü. Her gün içi içini yer bir an önce gelsin diye. Dayanamazlar beklemeye ve en sonunda kendileri getirir o günü. Kimine göre güçsüzlük kimine göre cesaret adı takılır buna. Herşeye ad takmaz mı insanoğlu?

Kimisi dayanamaz yaşadıklarına o güne erkenden varır, derler intihar. Kimisi başkasının yaşamını kıskanır kendisi yaşayamadığı için. O günü ona erkenden armağan eder, derler cinayet diye. Kimisi sevdikleri uğruna o günü erkenden tadar vatan topraklarında. Derler Şehit diye. Kimisi dayanamaz artık kendilerine yapılanları, yıllarca biriktirdiği duyguları koyarlar ortaya kaparlar gözünü kime ne zarar gelirse gelsin artık. Sonra derler cinnet diye.

Öldü çünkü yaşantısının açtığı yaralar o kadar derine işledi ki dayanacak gücü kalmadı. Öldü çünkü kıskanıldı. Öldü çünkü yaşadığı toprağı verdiği nimetlerden daha çok sevdi. Öldü çünkü duyguları onu yönetmeye başladı.

Aslında hepsi aynı değil midir? Ha cinnet,ha cinayet,ha intihar, ha şehit. Hepsi aynı şeyi tatmadı mı? Hepsi umursamadan yanlarından geçtiği ya da  başında saatlerce ağladığı mezarlara konulmadı mı? Hepsi farklı hayatlar yaşarken farklı sonlarla aynı yerle buluşmadılar mı?

Peki, Ölüm sadece bedenle mi olur? Ruhlar da ölemez mi?

Ölür. Ölür ama üzerine toprak atanlar olmaz. Arkasından çığlıklar ile ağlayan, sessiz sessiz kıkırdayanları olmaz. İnsanın içinde ölür ruhu ama soldurmamaya çalışır gülüşünü. Bilir çünkü sorarlar "neyin var?" Diye. Kendi ağzından bile duymak istemediği gerçekleri başka zihinlere doldurması istenir o ruhu ölmüşlerden. Konu korkmak, çekinmek ya da yargılanmak değildir onlar için. Konu yüzleşmektir. İnsan ölümle yüzleşmekten korktuğu gibi onlar da bu yaraları ile yüzleşmekten korkar.

İnsan bazende ruhunu kaybeder. Birisinin bulup ona getirmesini ister. Ama olmaz ne onu getireni ne onu göreni olur.

Bu ölümden bir öncesi'dir işte.

Nasıl insan öleceğini hissediyor ise , ruhlarda ölmeden önce aynı o şekilde kaybolurlar. Korkarlar ölümden. Ruhlarda insanlar gibi ölmek istemezler.

Ama ölümü kabullenmiş ruhlar farklıdır.

Kaçamaz onlar artık. Yüzleşmetir çünkü. Anlamışlardır herşeyi. Zamanla dünyanın daha da yozlaşacağını, insanın geleceğinin olmayacağını, herşeyin elbet bir gün son bulacağını. İşte o zaman tekrar beliriverir ölüm düşüncesi. Sarar o zihinleri. İşler ruhuna. Adım adım ilerlenir o sona. Gelmeyen o günün getirildiği zaman kapanır gözler. Ölen tek ruh değil bedende olur.

Ve sonra takar insan oğlu ona bir ad. Der 'intihar' diye.


Evet. Bunu tahmin ettiğim gerçekleşince paylaşmak istedim ama olmadı. O yüzden farklı bir şekilde paylaşıyorum.

Hocalarım tarafından yazmamı istenip yazdığımda da siklenmeyen o deneme yazısı.

Siz nasıl buldunuz?

Five/ Aidan Gallagher Oneshot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin