"Necla konuşmayacak mısın?"
"Konuşmayacağım. Git başımdan, Toprak."
Ön sıraya oturup yüzünü bana döndü. Başımı cam tarafına doğru çevirdim. Konuşmak istemiyorum.
"Sen beni çok yanlış anladın. Çocuk gibi davranma. Kaç yıllık arkadaşız. Kendi kafanda kurup konuştun. Dün gece doğru düzgün uyuyamadım bile."
Önüme döndüm. Gözlerimi Toprak'a çevirdiğimde beklentili hâlde bana bakıyordu. O sırada sınıfa Begüm girdi. Dikkat kesildim. Bir şey mi oldu?
"Ayy Necloş sınıftaymışsın. Sana çok acil bir şey sormam lazım." diyerek yanıma geldi. Gözlerim Toprak'a gittiğinde Begüm'e baktığını fark ettim. Normal de bakmıyor. Hoşlanıyor kesin. Gözlerimi devirdim.
"Naber Toprak?" dedi Begüm yeni fark ettiği belli olan sesiyle. Arkama yaslandım.
"İyidir senden?" dedi Toprak. Gözlerimi Begüm'e çevirdiğimde hararetle sıraya vurdu art arda.
"İyi iyi. Hadi çık ordan. Git başka yere. Necla ile konuşmam gereken şeyler var."
Toprak duraksadı. Oturuyor hâlâ. Coolluğuna tükürdüğüm.
"Kalksana be!" deyip kaşlarımı çattım. Yerinde sıçradı. Sırıttım içten içe. "Uzaklaş. Kız kıza konuşacağız biz. Dedikodu malzemesi var gibi hissediyorum. Çok heyecanlı."
Toprak düşünceli hâlde sırasına ilerlerken Begüm oturdu karşıma. Çok heyecanlı gözüküyor. Ayy bomba bir şeyler var!
"Okulda bir oğlan gördüm. Birkaç defa gördüm. Uzun boylu, koyu kahverengi gözlü. Saçına kırmızılıklar attırmış. Tam badboy-"
"İmanboy!" deyip kaşlarımı çattım. Duraksadı. Benim feslime göz dikmiş. Yedirtmem kimseye onu. "Onun hakkında bilgi istiyorsan avucunu yalarsın. Hem sen Sertaç diyordun en son, hayırdır?"
"Sevgili yaptı o haberin yok mu? Ben o oğlanı çok beğendim. Şimdi koridorda müdürle konuşuyor."
Ne?!
Bir hışım yerimden kalktım. Begüm konuşsa da dinlemedim. Biraz daha devam ederse saçını başını yolacağım.
Sınıftan çıkıp koridor boyu ilerledim. Vallahi doğru. Müdürle konuşuyor feslim. Koşar adım yanına doğru ilerledim.
"Evlilik mezuniyetten sonra mı?" dedi müdür gülerek. Feslim de efendice gülümsedi. Ne?
"Ne evliliği?" dedim birden. Fesli bana döndü. Şaşırdı başta. Sonra müdüre döndü.
"Müdür Bey iyi günler. Pazartesi günü görüşmek üzere."
"Tamam, Berk. Dikkat et. İyi çalışmalar." deyip feslimin omzunu sıktı müdür. Feslim bana küçük bir bakış atıp merdivenlere doğru ilerledi. Arkasından gittim.
"Pazartesi günü Kur'ân okumaya geleceksin değil mi?" dedim heyecanla. Sıkıntılı nefes verdi.
"Evet, kardeşim. Senin işin yok mu? Bu okula her gelişimde seni görüyorum. Ve sorularına maruz kalıyorum. Allah aşkına yorulmuyor musun?"
"Hayır yorulmuyorum." dediğimde durdu. Pencerenin önündeyiz. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Bana bakmayı sürdürdüğünde gülümseyerek devam ettim. "Evlilik dedi müdür. Hayırdır hangi yelloz kalbini çaldı? Sen ne yere bakan yürek yakanmışsın."
Gözlerini devirip güldü. Kalbim oksijen alıyor şu an. Vicdansız çok güzel gülüyor.
"Ben duyunca utanıyorum ya, sen bunları konuşmaya utanmıyor musun?" dedi beklentili hâlde. Cıkladım.
"Niye utanıyım ki?" dedim gülümseyerek. "Kalbini çalan bir yelloz yok değil mi? Müdür öylesine dedi. Evlen gibisinden. Bu arada üniversite son sınıf mısın sen ya? Bölüm neydi?"
Kaşlarını çattı. Ne güzel gülüyorduk ya.
"Çok konuşuyorsun ve gereksiz konuşuyorsun-"
"Ben seni gereksiz bulmamıştım ama kendin bilirsin." dedim umursamazca. Gözlerini kıstı. Anlamaya çalışıyordu. Gözleri güzelmiş.
"Sen afetsin gerçekten-"
"Beni güzel mi buluyorsun?" dedim heyecanla. Kalbim istediği kadar atabilir şu an.
"Sen doğal afetsin." dedi sinirle. Nasıl yani? Şu sel, heyelan gibi mi?
"Ben kimseye söylemem normalde. Kalbimi kırdın, Berk. O kadar geldim yanına."
"Abiye ne oldu?" dedi kaşları normal hâle dönerken. Masum bebek gibi bir şey bu. Yemek olsa yerim. Ya da buzluğa atar, izlerim. Bozulmaz. Neler düşünüyorum ben?
"Abi deme lazım olur dedin ya." dediğimde gözlerini devirip güldü. Gülümsüyorum.
"Bak kardeşim-"
"Kardeş deme lazım olur." diye atıldığımda duraksadı. Bıkkınca nefes verdi sonra.
"Zil çaldı, git dersine. Böyle şeylerle uğraşma. Önüne bak-"
"Hep aynı şeyler anlatıyorlar zaten. Boş ver."
Gözlerini dikmiş hâlde ona bakarken sakin sesle konuşmaya başladı.
"Bak akıllı bir kıza benziyorsun. İlerde beni daha iyi anlayacaksın. Derslerine öncelik ver. Sonra bana dua edeceksin bak. İyiki Berk abimi dinlemişim diyeceksin-"
"Akıllı olduğumu biliyorum. Peki güzel miyim?" dedim birden. Kaptırmış gidiyorum. Duraksadı.
"O kadar şey dedim sana, işine geleni alıyorsun. Şimdi sınıfına git. Bir daha gelme yanıma. Tamam mı kardeşim?"
"Tamam değil. Güzelsin demedin. Şişman bir kız olarak görüyorsun değil mi beni?" deyip kavanoz dibi gözlüğümü düzelttim.
"Hayır." dedi çatık kaşlarıyla. Sulanan gözlerimi kırpıştırdım. "Sana ümit verirsem hakka girerim. Son kez diyorum, git sınıfına bak-"
"Bana ümit verdin. Hadi evlenelim!"
Gözleri şaşkınlıkla aralandı. Gözlerim kapanacak şekilde gülümsedim. Yanaklarım küçük gözlerimi kapatıyordu zaten.
Söylenerek yanımdan ayrıldı. Arkasından baktım. Gidiyor gönlümün efendisi.
🧁
Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?Necla?
Berk?
Konuşalım 🤭
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz 🤍
SahuraDoğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Necla (Texting)
SpiritualBilinmeyen numara| Neclaaa Siz| Ne var lan Bilinmeyen numara| Yan sınıftaki Begümün hoşlandığı biri var mı Siz| Bilmiyom kereviz sapı Bilinmeyen numara| Fotoğraf 📷 Bilinmeyen numara| Biliyorsundur bence ;) Siz| İçinde ne var onun Bilinmeyen numara|...