BÖLÜM 1: Gerçeklerin Avcısı

161 72 6
                                    

Şarkıyla birlikte okumanızı tavsiye ederim.

         Rihanna- where have you been
             Never get used to people

Gerçekler, saklambaçta her kılığa girmeyi başarılı bir şekilde başaran, o yaramaz çocuk gibidir.

Saklanmak için her şeyi yapar, her yolu dener lakin eninde sonunda akşam olduğunda ya da ebe olan kişi pes ettiğinde mecburen ortaya çıkar. Ortaya çıktığına pek memnun değildir ancak ortaya çıkmazsa kendisinin de gecenin karanlığında kaybolacağının farkındadır.

Gerçekler eninde sonunda ortaya çıkmaya gebedir. Saklanmak için zorlansalar ya da gün yüzünde olmak istemeseler bile.

Her gerçek, bilinmeye ve bulunmaya her daim muhtaçtır.

***
Mrssairane,

İyi okumalar dilerim.

"-İlayda!!!"

Adımın seslenilmesiyle irkilerek dalmış olduğum yoğun düşünceler aleminden kopup, karşımdaki çekik, koyu kahve gözleriyle tüm odağını bana vermiş olan kıza baktım.

"-Sen bende misin? Ya da dur, sen iyi misin? Tam iki dakika otuz yedi saniyedir böylesin"

Onun peş peşe gelen sorularıyla hafifçe kıkırdamıştım. O her zaman öyleydi. Ona bir kaç saniye geç cevap versem bile hemen endişelenirdi. Küçüklüğünden beri onunla gelen bir alışkanlıktı bu da.

Odağımı tamamen gözlerimle birlikte ona verdiğimde rahatlamış şekilde derince  nefes verdi.

"-Merak etme Nadia iyiyim, düşünüyordum sadece, dalmışım."

Verdiğim cevap onu pekte tatmin etmişe benzemiyor olacak ki, kahve gözleri ciddi bir şüpheyle üzerimde dolandı.

"-Bana daha çok bana söylemediğin bir şey var gibi geldi, yanılıyor muyum elma şekerim."

Bu kıza cidden arada ayar olmuyor değildim çünkü neredeyse ondan bir şey saklamak mümkün olmuyordu. Dili sussa gözleri benimle konuşuyordu. Bir şekilde gerçekleri ediniyordu. Gerçi benim de ondan pek bi farkım yoktu. Bende ona karşı öyleyim.

"-Lanet olsun ki yanılmıyorsun bitch. Müneccim mi oldun kızım sen? Nasıl biliyorsun?"

Ona art arda sorduğum sorularla klasik egolu kahkahasını atmış, ardından anlayışlı gözlerle bana bakmıştı.

"Ben seni tek bakışınla anlamazsam bunca zaman boşa yaşamışım demektir benim için. O yüzden benden bir şey saklamaya çalışma boş yere, kendini yorarsın, yorduğunla da kalırsın. Hadi dökül ne oldu?"

Ondan elbette bir şey saklamayacaktım, sadece kendi içimde biraz düşündükten sonra söyleyecektim.

Bir alışkanlığım olan, konuşmadan önce etrafı gözetleme geleneğimi de yerine getirdikten sonra Nadia'ya dönmüştüm ancak o bana buna alışkın olmasına rağmen tuhaf tuhaf bakıyordu.

"-Kendi kafesinde de etrafı şüpheli gözlerle süzüp sonra konuşmayanı da ne biliyim, yani bizde kınarlar."

Söyledikleriyle ona önce ters bir bakış atmıştım ama sonra ikimizde aynı anda, aynı tonda gülmeye başladık. Derin nefes alarak gülmemi durduğumda Nadia'ya baktım.

"-Ya tamam bozma anlatıyorum bak."

Oldukça ciddileşmiş bir ifadeyle bana bakarken bende oturduğum oturma grubunda biraz daha rahat oturmak için sırtımı yaslayıp tekrar Nadia'ya döndüm.

TETİKÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin