Yürekteki Yangın

67 8 30
                                    

2019
                                   
🍷

  
Bahçeden gelen çığlık sesleri sınıflarda yankılanıyordu, hepimizin dikkati camlara çevrilmişti. İlk bir topluluk gördüm spor salonu binasının orada, yakından bakmam gerekiyor buradan hiç bir şey gözükmüyordu, aşağıya inmek için kapıya yöneldiğimde beni yakın arkadasım Eren kolumdan yakalamıştı. "Ceylin gitme" dedi. Neden böyle dediğini anlamadım sadece "gidicem noluyor?" demekle yetindim herkes koridorda koşuşturma içerisindeydi. Eren ise kolumdan tutmuş bana üzgün gözlerle bakıyordu. İçi titriyordu sanki. Bir süre sustuktan sonra tükenmiş bir sesle "gel gidelim görmeye hakkın var" dedi. Neler oluyordu. Teker teker hızlı adımlarla merdivenleri indik.

Bahçeye ulaştığımda kalabalığı yönlendirmeye çalışan hocalar vardı. Kızların çoğu çığlık atıyordu. Alara bize doğru dönüp Erene bağırmıştı ama ağlıyordu "Ceylin'i getirme" dedi sadece, neler oluyordu? Eren beni kalabalığa doğru götürdü herkes beni fark ettiği anda yol vermeye basladılar korkarak yavaş adımlarla kalabalığın nedenini görmek için yürümeye başladım.

 
   Bir lava düştüm sanki, beynim, kalbim yanmaya başladı. Her zerremin uyuştuğunu hissediyordum, içime bir yangın düştü adeta. Yerde yatan kalabalığın sebebi en yakın arkadaşımdı. Çatıdan düşmüş olan Fıratın cansız bedeni yerdeydi olamazdı böyle bir şey, etraftaki sesler uğultuya dönüştü, sanki kulaklarım tıkandı, sadece siren seslerini duyuyordum. Olduğum yere çivilenmiştim. Biri bana dokunuyor, hissediyorum ama dönemiyorum. Bana dokunan kişiyi göremiyorum. İçimden ölmedi, ölmedi diye bağırmak geliyordu. Kendime gelmem lazımdı Fırat ölmedi! Ölemez hayır ya hayır olamazdı böyle bir şey.

   Ambulanstan birileri gelmeye başlamıştı. Fıratın nabzına bakmak için eğilmiştim. Nabzı atmıyordu. Nasıl atmıyor? Umarım bu panikle ben hissetmiyorumdur, nolur Allahım ben hissedemiyorum olsun. Soluma doğru döndüğümde bana seslenen Eren'i fark ettim ve onun yanında gelen ceset torbasıyla sağlık ekiplerini o an boğazımdan "hayır" diye bir feryat koptu gözlerimden yaşlar akmaya basladı. "Hayır hayır ölmedi!"diye bağırdım. Bu bağırmak değildi. Bir çığlıktı, feryattı, onca bağırmama gelmeyin dememe rağmen yine de o torbayla gelmeye devam ettiler.

Fıratı torbaya koyduklarında Eren'in kolları arasında çırpınıp sadece "koymayın onu oraya" diye bağırıniliyordum. Çırpındığım kollar arasından kurtulup Fırat'ı götürmeye  gittikleri ambulansa doğru var gücümle koştum ama biri beni yakalayıp  kolları arasına aldı. Ateşti bu gitmemem için tutuyordu. Ambulansın kapıları kapanıyor ve ben sadece ateşin kolları arasında çırpınıyordum. Arkadan bir ton ağlama sesleri, Ateşin beni tutmaya çalışması.

Öldüm de cehenneme düştüm sanki ambulansın kapılarının kapandığını gördüğüm anda boğazımdan kalbimi, yüreğimi, yangını püskürtür gibi feryat ettim onun adını "Fırat" sadece Fırat diye bağırıyordum ama ne o duydu sesimi ne de çalısmaya baslayan ambulans durdu. Tekrar sesimi duyması için bağırdım, feryat ettim "Fırat hayır" hayır dersem geri yanıma gelip Ceylin ben burdayım diyecekmiş gibi geliyodu ama Fırat gelmiyordu. Hayır dedim. Fırat dedim gelmedi. Adını haykırdım defalarca yine gelmedi. Gözlerini açmadı. O ela gözlerini huzuruma sunmadı gitti. ateşin kolları arasında çırpınıyordum hâla feryat ediyordum. onun adını haykırıyordum.

Birden nefesim kesildi gözüm kararmaya basladı.


Nerdeyim? Etrafıma bakındım Ateşin montu yatağın yanındaki koltukta bir hastane odasındayım kolumda serum var. Olanların gerçek olmadığını umut ederek Ateşe seslendim ve hızla yanıma geldi odadaki lavabodan çıkıp, kahretsin hersey gerçekti kahretsin kahretsin sormak istiyordum ölmedi dimi nerde demek istiyordum ama çıtım çıkmıyordu konusucak gücüm yoktu bitmiş hissediyordum kafamı taşıyamıcak kadar güçsüz hissediyorum içimdeki yangın her saniye körükleniyor gözlerimden yavaş yavaş yaslar akmaya basladı ve git gide her saniye daha da şiddetlendi susmalarımın yerini artık hayır ya diye baslayan hıçkırıklarım aldı gökyüzü karardı fıratın ailesi ne haldeydi nerdelerdi ağlamalarım arasında onları düşünüyordum. Ateş sarılıp sakinleşmemi sağlamaya çalışıyordu onunda içi gidiyodu biliyorum hissediyorum içi benim kadar yanıyordu o da üzülüyordu. Sakinlemiştim dışım içimle bir değildi dışımda göz yasım hıçkırıklarım durmuştu ama içimdeki yanın her bir saniye daha da körükleniyordu

Ceset RuhuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin