Alarma sessiz küfürler ederek doğruldum. Başım zonkluyordu, elimi alnıma yaslayıp biraz bekledim. Yanı başımda duran bilgisayarı açıp programıma bakmak hiç içimden gelmiyordu. Bugün sadece uyumak istiyordum nedensizce.
Telefon çaldığında zor da olsa elime aldım. Babamın ismini görmemle açıp açmamak arasında kalırken elimin titrediğini farketmemiştim bile. Neden bu kadar geriliyordum anlamıyordum.
" Efendim?" Buz gibi sesini duyduğumda ürperdim, " Hala evde misin sen?"
" Ben...evet. Bugün için bir planım yoktu, erken uyanmak istemedim."
" Sana kaç kere daha erken uyanmak zorunda olduğunu söylemem gerek, Shin Yeorin?"
" Üzgünüm. " Üzgün falan değildim ben, öfkeliydim. Neden bunu bana soruyordu ki? Onu ne ilgilendiriyordu?
Bunları geçtim, ben neden cevabımı verebilecekken korkudan titriyordum?
" Şirkete git."
" Tamam."
" Tamam."
" Baba..."
" Ne var?"
" Şey, görüşürüz. Kolay gelsin." Kısa bir sessizlik oldu telefonda, nedense bu çocuksu hareketime vereceği tepkiyi çok merak ediyordum.
Alaycı şekilde güldüğünü duydum,
"Gereksiz. " Ve telefon yüzüme kapandı.
Bir kez olsun doğru düzgün cevap vermesini istemiştim.
Gülümsedim, gülümseyişim acı kahkahalara dönüşürken yanağımdan süzülen sıcak damlaları hissediyordum. Gerçekten psikolojim berbat haldeydi.
Şirkete girdiğim anda her şeyi unutup "mutlu Yeorin" tablosu çizeceğime emindim. Kendime haksızlık ediyormuş gibi hissediyordum normal olarak. Mutlu değildim, iyi para kazanmama rağmen mükemmel bir hayatım yoktu, hala o günki parçalanmış, kırgın kız çocuğuyken neden rol yapıyordum ki?
Belki de böylesi daha kolaydı.
∆∆∆∆∆∆∆∆
" Efendim?"
" Yah, Yeorin! Şu şarkının sesini kıs, hiçbir şey duyulmuyor."
" A-doğru. " Sesi sadece benim duyabileceğim kadar kısarak " Ne oldu?" Diye sordum.
" Toplantı var bugün."
" Ne! Ah, dalga geçiyor olmalısın... Daha yeni bir toplantıdan çıktık zaten, o müşteriler yetmiyor mu?!"
" Değil mi, bende aynı düşünüyorum! Hepimiz çok yorulduk ama bu adam hala para ve müşteri peşinde."
" Kimlermiş?"
" C.Bang şirketi, yeni uygulama yazılımı için görüşmek istiyorlar."
" Aa, bu şirketi önceden duymuştum. Enstürman şirketi değil mi bunlar, neden uygulama yazılımını istesinler ki?"
" Jisoo Unnie'nin yazılımını hatırlasana, müzikle ilgili bir uygulamaydı. Hani şu enstrüman dersleri veren. İşte onu istiyorlar şirketleri için. Bir nevi ek gelir kaynağı."
" Hmm, zekice. Tamam, beş dakikaya ordayım."
" Tamam, kıyafetlerin hazır."
" Hiç gerek yok Yihwa. Galiba hissedip tam kombinini giyinmişim."
" Peki. Görüşürüz!"
" Görüşürüz!!"
Ve, işte genel müdür olmak bu derece yorucuydu. En azından yorgunluk çok düşünmeme engel oluyordu, bu yönden işimi seviyordum. Ha birde, anlaşmalarımız ve gösterdiğimiz ilgi sayesinde sürekli müşteri kazanınca o gururlanma hissi hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Home Sweet Home//Bang Chan
Fanfiction"Bazen ev sadece dört duvar ve bir kapıdan ibaret değildir. "