⫷𖥸11𖥸⫸

59 8 157
                                    

Şimdiden söyleyeyim, bu bölüm biraz uzun olacak😎
◑ ━━━━━ ▣ ━━━━━ ◐

" Gelemeyeceğine emin misin? "

" Biliyorsun Sejin, ailem..." Ailem olduklarından emin olmadığım ailem ya da...

" Ama sen bu şirketin genel müdürüsün, neden buna engel olmak zorundalar? Off...."

Dudaklarımı birbirine bastırıp kollarımı kendime sardım.

" Bende gelmek isterdim ama olmuyor işte. Sanki on yaşındaki çocukmuşum gibi izin almam gerekiyor. Ölsem gelemem ben kutlamaya." Birde gelirsem neler olur kısmını atlıyordum tabi... Babam takıntılı bir psikopat olduğu için ve bende onun kurbanı olduğum için, bana ne tür eziyetler eder bilmiyordum. Düşününce bile titriyordu bedenim.

Yedi yıl önce.

İlk defa izin almadan okuldan sadece beş dakika geç döndüm. Çünkü bir kez olsun o kamyondan satılan dondurmayı tatmak istemiştim.

Bir kez olsun,çünkü tüm arkadaşlarım bundan alıyor ve benim de canım çekiyor...

" Geç döndün...."  Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda kızarık gözlerinde çakan şimşekleri görmüştüm. Korkuyordum, ellerim titriyordu, ne yapacağını kestiremiyordum.

" Baba, sadece beş dakika olmuş...ben- ben dondurma-"

" Kes."  Arkadaki anneme bakıp beni işaret ettiğinde ne yapacağını anlamıştım. Korkuyla geriye çekilip başımı iki yana sallamaya başlamıştım. Yapamazdı. Sevmiyordum, karanlıktan nefret ediyordum, korkuyordum ben- ben istemiyordum!

" Baba, lütfen yapma. Özür dilerim! " Babam bundan keyif alırcasına gülmüş ve başını iki yana sallamıştı.

" Hakettin küçük kız. Sana geç dönme demiştim."

" Anne! Bir şey söyle! Yapmasın, yalvarırım! Notlarımı da düzelteceğim, bir daha gitmeyeceğim, nolur!" Annem " Babanı dinlemeliydin." Dedi sadece.

Kolumdan tuttuğunda ağlamaya başlamıştım.

" Ne olur, yapma baba, yalvarırım ben- ben bir daha yapmayacağım! Ne istersen yaparım!"

" Götür şunu. Sinirlerimi bozuyor."  Annem kolumdan çekiştirmeye başladığında ben de bağırmaya başlamıştım. İstemiyordum. O oda korkunçtu, karanlıktı, soğuktu!

" Anne, yalvarırım beni oraya götürme! Ne olur, lütfen!"

" Sessiz ol artık." Annemin ağzıma bastırdığı eli nefesimi de kestiğinde susup kalmıştım.

Odanın kapısını açıp beni içeri itti, o kapıyı kapatmadan önce ayaklanıp öne doğru atılsam da yüzüme kapanan siyah kapıya çarpıp kalmıştım.

Ben orda ağladım. Saatlerce. Gözyaşlarım bitene kadar ağladım.

Kör olmuştum sanki, burası gerçekten evim dediğim yer miydi? İnsan evinde böyle hisseder miydi?

İnsan evinden, evim dediği yerden uzaklaşmak ister miydi? İnsan evinden ölümüne korkar mıydı?

Tüm günü, o zifiri karanlık odada, boş midem yüzümden karın ağrısı çekerek, beynimdeki çığlıkları ve ara sıra kapıya vurulan tekmeleri duymamaya çalışarak geçirmiştim.

Home Sweet Home//Bang ChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin