2. BÖLÜM

99 5 0
                                    

Mısır'ın alışılmış kum fırtınaları sonrasında kum altında kalan yapıları tekrardan açığa çıkarmaya çalışıyorduk. Normalde bulduğumuz yapıların üstlerine pranga örter onları kum fırtınalarından korurduk. Ta ki yeni keşfettiğimiz yapıtlar bütün planımızı bozup bizi bozguna uğratınca hiçbir şey beklediğimiz gibi ilerlememişti. Uçuşan kum tozlarından korunmak için başıma sardığım eşarbı yüzüme doğru indirdim. Yüzümün yarısını eşarpla kapatmıştım. Gözlerimin önünde yaşanan kargaşayı izliyordum. Şiddetli bir çalışma vardı. Parasıyla tuttuğumuz Mısırlı çalışanlar çalışma şartlarına alışık oldukları için hızla hareket ediyorlardı. Yıllardır aradığımız lahiti bulmuştuk. Sol tarafımda biri aniden kolumdan tutup beni çekmişti. Hızla kolumu kendime çekip beni rahatsız eden şahısa baktım. Dünyaca ünlü bir tv kanalında  spikerdi. Kendisini çoğu kez büyük haberleri sunarken görmüştüm. "Ne istiyorsun?" Diye sordum. "Kral olduğu tarihte bile bilinmeyen bir kralın lahidini buldunuz. Tarihi baştan yazdınız. Bu konu hakkında sizinle röportaj yapmak istiyorum." Dedi. "Önce profesör James'le konuşmalısınız. Sonrasında şahsım adıma bir röportaj verebilirim." Dedim ve keşif alanına kurulan büyük çadırlara doğru ilerledim. Dünyadaki tüm ünlü kanallar bu keşif anını çekmek için profesöre yüklü miktarda ödeme yapmışlardı. Profesör James'in en yakın asistanıydım. Keşif sürecine tamamiyle onunla tanık olmuş,ismimi bütün dünyaya duyurmuştum. Bütün kameramanlar lahitin açılış anını çekmek için birbiriyle yarışıyordu. Tam profesörün yanında yerimi almış, lahitin açılma anını bekliyordum. Profesör bana baktı. "Lahitin açılışına yardım etmek ister misin?" Diye sordu. "Memnuniyetle." Dedim ve ekipteki diğer arkeolog arkadaşlarımın yanına gittim ve çalışanlara açarken nelere dikkat etmeleri gerektiklerini anlattım. Tüm kameralar bizi çekiyordu. Levyelerle lahitin kapağını açmaya başlamışlardı. İçim gurur ve heyecan doluydu. Yıllardır böyle bir ana tanık olmak istemiştim. Lahit açılmıştı. Ellerimde tuttuğum tüplerle lahitten gerekli numuneleri aldım. Ekipteki diğer arkadaşlarla aramızda bölüşerek gerekli işlemleri yaptık.Kazı devam edecekti. Kazıdıkça daha bir sürü şeyler çıkıyordu. Yüce Kral'ın beraber gömüldüğü önemli eşyalar ve yanında götürdüğü hizmetlilerinde çıkarılma işlemleri vardı. Lahit taşınması için kamyona bindirilmişti. Havalimanına yola çıkmıştı. Havalimanından sonra da Londra'ya gidecek orada gerekli araştırmalar devam edecekti. Üstümden büyük bir yorgunluk ve korku kalkmıştı. Derin bir nefes verdim. Uzun zaman sonra güzel bir uyku uyuyacaktım. Yıllardır yaptığım araştırma olumlu sonuç vermişti. Profesörle tanıştığımızdan beri bu kralın varlığına inandırmaya çalışmıştım. Şimdi ise sadece profesör değil tüm dünyayı inandırmıştım. Hayallerim gerçeğe dönüşmüştü. Profesör yanıma geldi. "Hadi,benimle gel. Bu keşifteki en büyük pay senin ropörtajı senin vermen gerekir." Dedi. Duyduklarıma inanmıyordum. "Teşekkür ederim."dedim ve profesörle kameraların karşısına geçtik. Profesör James, her zaman kendi başarılarının konuşulmasını severdi. Genelde hiçkimseye pay vermezdi. Şimdi benimde konuşmamı istemesi beni çok şaşırtmıştı. Her zaman ilginin ve başarının kendisinde olmasını severdi. "Profesör James, bize keşif sürecinden bahseder misiniz?" Diye sordu bir gazeteci.
"Çok uzun bir süreçten bahsediyoruz. Yıllarımı verdiğim bir keşif. Mısır, tarihi dokusuyla çok dolu bir ülke. Her tarafı keşfedilmemiş birer hazine. Bizimde görevimiz hepsini keşfedip, tarihi öğrenmek isteyenler için ortaya çıkarmak. Önceden yaptığım keşiflerindeki yazıtları okurken şu anda bulduğumuz krala dair ufak izler bulduk. Her yeni izi kaydettik. Üstüne günler,aylar boyunca düşündük. Ama özellikle belirtmem gerekir ki yanımda gördüğünüz kişi bu keşfin en önemli parçasıdır. Azmi,ısrarı,cabası ve gayreti şu anda hepimizin burada olma sebebidir. Kendisi benim asistanım Hailey Tan, lahitin yerini kendisi tespit etmiştir. Israrla da burada oluşunu savunmuş ve haklı çıkmıştır. doğrusunu söylemek gerekirse emekliliğe doğru yaklaşırken yerimi böyle iyi bir isme bırakmak beni sonsuz bir güvene itiyor. Tarihimiz güvende. Ben artık sözü kendisine bırakmak istiyorum."dedi ve mikrofonun önünden çekildi. İçimi saran heyecana kapılmamaya çalışıyordum. Kapılırsam hata yapardım ve ben hata yapmayı hiç sevmem. Mikrofonun önüne geçtim. Yüzüme patlayan flaşlar bir yana beni merakla izleyen kalabalık gerginliğimi açığa çıkarmıştı. "Lütfen merak ettiklerinizi sorun."dedim.
"Lahitin burada olduğunu nasıl anladığınızın?" Diye sordu içlerinden biri. 
"Profesör James'le çalışırken en iyi öğrendiğim şey tarihin her zaman bir sonsuz değişken olduğuydu. Hiçbir zaman bir kesinlik yoktu. Olamazdı. Her yapılan yeni bir keşif bütün tarihin seyrini değiştirebilen gücüne sahipti. İlk yaptığım kazılarda çıkan kil tabletleri okudum. Her şekilden daha farklı anlamlar çıkardım. Doğrusu ilerisi de meslek sırrı çok açıklamam doğru olmaz. Ama şunu söyleyebilirim ki bu lahitin açığa çıkmasındaki en büyük pat küçüklükten beri içimdeki araştırma tutkusudur."dedim ve sorulan her soruya cevap verdim. Hayatımda yeni bir kapı açıldığını hissediyordum.

BAZI İNSANLAR YAŞAMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin