3-En Küçük İhtimal

4 1 0
                                    



L
Polisler beni aramaya başlamışlardı bile ama bulamazlardı. 

kapının çalması ile düşüncelerimden sıyrılıp kapıya yöneldim. kimin geldiğine bakma gereği duymadım çünkü biliyordum.

kapıyı açtığım an Atlas konuşmaya başladı " İlk görevimin senin öldürdüğün birinin olması çok canımı sıkıyor." cevap bile vermeden içeriye doğru adımladım.

"Bu ülkede gerçek bir adalet sağlanana dek ben durmayacağım. Ben durursam onlar durmaz" Atlas her zamanki gibi kendini  koltuğa attı.

Atlas polis okulundan yeni mezun olmuştu. cinayet şube olarak ilk görevi benim öldürdüğüm savcının soruşturmasına bakmaktı. "İlk görevin nasıl gidiyor Atlas bey?" keyifle sorduğum soruya karşılık bana ters bir bakış attı.

"Nasıl olsun abla ya dışarıda deli gibi katili arıyorlar. Bilmiyorlar ki  katil benim ablam!" sinirle karışık dalga geçiyordu.

telefonuma gelen bildirim ile  gülmem yarım kalmıştı. Gelen bildirim Mete'dendi acil buluşmak istediğini yazmıştı. 

kalkıp odama giderek hazırlanmaya başlamıştım. siyah pantolon, beyaz bir badi giyip, üzerime de deri ceket alıp çıkacaktım. 

"Nereye gidiyon?" Atlas'ın meraklı bakışları üzerimdeydi. "Kocaya kaçıyorum ablam gelcen mi?"Atlas sabır diliyormuşçasına derin  bir nefes aldı. "Geç gelirim bekleme beni." dedikten sonra evden çıkmıştım.

Arabaya binip Mete ile her zaman buluştuğumuz depoda buluşmuştuk. içeri girdiğimde Mete benden önce varmıştı.

Beni görür görmez ilk sözü "Ne bok yedin lan sen?" oldu. Sinirden deliye döndüğü her halinden belli oluyordu.

üçlü deri koltuğa kendimi atarak rahat bir şekilde oturdum. "Ulan zevkine adam öldürmek de ne demek. hani işe çevirmiştik biz bunu geri zekalı" 

Boğazımı temizledim ve nefes alarak lafa girdim "Zevkine öldürmedim ben onu ama karşımda yanarken izlemesi zevk vericiydi o ayrı." bu rahatlığım onu daha çok kızdırmıştı.

Mete sinirle ayağı fırlamıştı. "LAN NEDEN ÖLDÜRDÜN O ZAMAN?!" O bağırmaya başlayınca bende sinirle  ayağa kalkıp karşısına dikildim.

"Görme engelli bir kıza önce tecavüz etmiş sonrada yakmış! ne yapsaydım, oturup acaba hapse girer diye mi bekleseydim?" Mete bir eliyle yüzünü sıvazlarken volta atmaya başlamıştı.

tekrardan bana dönüp "Bari bana haber verseydin" tekrardan rahatça koltuğa oturup omuz silktim "Haber verseydim engel olurdun" Mete mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı.

"nasıl aklıma gelmedi senin savcıyı kaçırabileceğin" diyerek kendi kendini sorguluyordu .

içini rahatlatmak adına "Merak etme bütün delilleri yok ettim beni bulamazlar." tam konuşmak üzereyken onu susturup lafıma devam ettim " kamera kayıtlarını gir çık yapacağım zaman bloke ettim sakin ol" Mete derin bir nefes verdi.

Su doldurduğu bardağı kafasına dikerek tek seferde bitirdi."eee yeni iş var mı?" diyerek konuyu değiştirdim.

Mete bilgisayarlarla dolu masalardan birinin sandalyesine doğru ilerledi. "Aslında  var. biraz zor bir iş ama sen halledersin" Mete oturduğu sandalyeyi bilgisayara doğru döndürdü.

olduğum yerden kalkıp Mete'nin yanına bir sandalyede ben çekerek oturdum. Mete bilgisayarda bir kaç tuşa bastı ve bir dosya açtı. " Akif Gürsoy . kod adı, parmaksız . Her iki elinin de serçe parmağı olmadığı için insanlar onu parmaksız olarak tanıyor. Kurbanımız yarı mafya sayılır. Yeraltı adında bir gece klübü  var çoğunlukla orda takılıyor. "

İhtimalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin