ALEV TANGOSU...

Serhat'ın Sonu...

Lale kararlı adımlarla hastaneye tekrardan, Ender ve Kayanın yanına gitti...

Kaya - Senin hala ne işin var burda!
Ender - Lale bak, zaten dibe batmışsın batacağın kadar, daha da rezil etme kendini istersen...
Lale - Merak etmeyin, zaten Umut toparlansın onu alıp gideceğim! Ama size de anlatmak istediğim çok önemli bir konular var...
Kaya - Haa, anlatacak bir şeyler kaldı mi daha?!
Lale - İnanin ki kaldı! Ve şimdi anlatacağım şeyler, sizin için daha ağar olabilir...
Ender - Bizim için derken?!
Lale - En çok seni ilgilendirir Ender!
Ender - Anlayamadım?!
Lale - Serhat asla sandığın biri değil...

Lale'nin yüzü öfke ve kararlılıkla doluydu. Lale'nin elinde tuttuğu ses kayıt cihazı, geleceği değiştirecek büyük bir kozdu.

Evet Lale herkesin sandığı kadar aptal biri değildi ve Serhatla konuştuğu her şeyin ses kayıdını almıştı! Yanlış duymadınız, Lale yanarsam herkesi de yakarım kendimle birlikte derken şaka yapmıyordu! Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır ya, Lale de bunu çok iyi bildiği için her şeyin ortaya çıkacağa gün, Serhatı da kendisiyle beraber cehenneme götürmek için her şey hazırlamıştı!

Hani derler ya, bu hayatta en çok kaybedecek bir şey olmayan, veya kalmayan insanlardan korkmalısın diye! Bu hesap işte o hesap!

Ender'in merakı artmıştı. "Ne demek istiyorsun? Ne biliyorsun?"

Lale, derin bir nefes aldı ve cebinden çıkardığı ses kayıt cihazını Ender'e uzattı. "Bu, Serhat'ın gerçek yüzünü gösteren kanıt. Artık ona daha fazla tahammül etmek zorunda değilsin. Neticede onu sevmediğini ve sırf Kaya'ya inat olsun diye onunla intikam uğruna evlendiğini hepimiz biliyoruz! Bari herkes gerçekleri bilsin artık! Tek kötü ben değilim anladığınız üzere! Serhat'ın tüm ihanetlerini ve pisliklerini de öğrenmeniz lazım. Yani zaman geldi de geçiyor bile!"

Ender - Ne demek istiyorsun? Anlamadım?!
Lale - Kaya sırf çocuğumuza, yani çocuğuma bir şey olmasın diye, Serhat'ın tehditlerine boyun eğmek zorunda kaldı! Senden de bu yüzden ayrıldı! Mecbur kaldı! Yani maalesef, Kaya bu hayatta sadece ama sadece bir tek seni sevdi ve bunu kimse değiştirmedi! Hiç kimsenin gücü yetmedi yani! Ne Şahika, ne Serhat, ne ben hatta sen kendin bile bunu beceremedin! Biz her şeyi birlikte planladık sizi ayırmak için! Hatta Şahika bile işin içindeydi yani...
Ender - Bir dakka bir dakka, Umut kaçırılmadı mı?! Yani sen Serhatla birlikte mi planladın bütün bunları? Serhat tamam da sen bunu nasıl yaptın?! Ne biçim bir annesin sen?!
Lale - Anneliğimi sorgulayacak son kişi sensin!
Ender - Bana bak! Ağzını topla! Gördük anneliğini!
Lale - Yalan mı?! Küçücük bebeği bırakmadın mı?! Kendi evladını başkalarına vermedin mi?! Sen kimsin de bana ahkam kesiyorsun?!
Kaya - LALE AĞAZINI KAPAT! Yoksa kapatmasını bilirim! Yaptıkların ortada! Daha fazla konuşma istersen!
Lale - Neyse, bunları konuşmaya gelmedin burda! Konumuza dönelim! Dediğim gibi her şeyi beraber planladık! Hatta Şahika da işin içindeydi!
Kaya - Ne?!
Ender - Niye şaşırmadım acaba!
Kaya - Şahika burda bile değil!
Lale - Beni kim gönderdi sence?!
Kaya - Allah kahretsin! Bu kız manyak mi?! Beni öldürmek mi istiyor?! İnsan abisine bunu yapar mı?!
Ender - Çok mu şaşırdın?! Şahikadan beklemez miyidin?! Yahu dilimde tüy bitti anlatmaktan! Bu kadın beni zehirleyerek öldürmeye çalıştı! Öz oğlumuz dediğimiz çocuğa şantaj yaptı! Bizi ayırmak için yapmadığı şey kalmadı! Sense hala şaşırıyorsun ya, pes yani!
Kaya - Ender ne yapayım sen söyle?! Şaşırmayım mı?! Şahikadan zaten beklenir bunlar mı diyim?!
Ender - Şahikadan her şeyi beklenir sonuçta!
Kaya - Yine de kardeşim o benim!
Ender - Gördük seni ne kadar çok seviyormuş meğerse!
Kaya - Ender lütfen!
Ender - Asıl sana yeter Kaya! Bütün bu olaylarda tek takıldığın nokta bu mu yani?! Şahika mi cidden?!
Lale - Merhaba! Ben de burdayım!
Kaya/Ender - Sen SUS!
Lale - Ben en iyisi ses kayıdı vereyim de gideyim! Sizi çekemem daha fazla!

Ender, cihazı alıp oynatmaya başladı. Serhat'ın kendi ağzından çıkan itiraflar ve ihanetler birer birer duyulmaya başladı. Her geçen saniye Ender'in öfkesi daha da büyüdü. Kayıt tamamlandığında, Ender'in yüzü öfkeyle parlıyordu. Duydukları karşısında şok olmuştu, ancak aynı zamanda ne yapması gerektiğini de çok iyi biliyordu.

"İnanılmaz! Bu kadarını ben bile tahmin edemezdim. Siz nasıl bir insanlarsınız ya?! Bu kötülük veya entrika bile değil artık! Düpedüz manyaklık ya bu! Allah belanızı versin derdim ama, ben bu işi Allaha veya şansa bırakacak kadar merhametli bir kadın asla değilim! Bu yaptığınız cezasız kalamaz!"

Kaya - Ender sakin ol lütfen...
Ender - Nasıl sakin olayım Kaya?! Ha?! Ne diyorsun sen?! Olanları duymadın mi?! Nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?! Sen delirdin mi gerçekten?! Bu olaylar sadece bana mı ağar geldi?!
Kaya - Hayır Ender! Ama öfkeyle bir yere varamayız! Olan oldu artık! Önümüze baksak olmaz mı! İlla herkesten intikam mi alacağız?! Bu kadar öfkeye ne gerek var?! Bir kere de Allaha veya şansa bıraksan işi olmaz mı gerçekten?!
Ender - Hayır Kaya! OLMAZ! Sen ne istiyorsan yap, ama ben bu işi burda bırakmam! (Lale'yi iterek) Çekil önümden!

Ender, bir an için düşündü. Serhat'ın bu noktaya nasıl geldiğini anlamaya çalıştı. Ama artık bunu sorgulamanın bir anlamı yoktu. Yapılması gerekenleri biliyordu. Serhat'ın hayatından tamamen çıkması ve yaptıklarının bedelini ödemesi gerekiyordu. Bu düşüncelerle evine daha doğrusu artık eski evine girdi ve bir süre boyunca planlarını yaptı.

Ender, Serhat'ı arayıp eve çağırdı. Serhat, Ender'in ses tonundaki ciddiyeti fark etmişti ama neyin geleceğinden habersizdi. Birkaç dakika sonra eve girdiğinde, Ender'in soğuk bakışlarıyla karşılaştı. "Bu ses kaydını dinle," dedi Ender, gözleri ateş gibi parlıyordu.

Serhat, kaydı dinlerken donup kaldı. Kendi sesi, itirafları ve planları açıkça duyuluyordu. Her şey ortaya çıkmıştı. Serhat, kaydın sonuna geldiğinde, Ender'in yüzündeki öfkenin ve hayal kırıklığının ne kadar büyük olduğunu anladı. Ender, yüzüne tokat gibi çarpan gerçeklerle ne yapacağını bilemez haldeydi ama bir şeyden emindi: Serhat, artık hayatından tamamen çıkmalıydı.

"Bundan sonra benden ve ailemden uzak duracaksın ve hemen protokol imzalayıp benden boşanacaksın! Yoksa, yemin ediyorum ki hayatını mahvedeceğim! Neler yapabileceğimi tahmin etmek bile istemezsin! Elimdeki belgelerle ve şahitlerle bile soruşturma açabilirim ve hapse girmesen de elinde ve avucunda ne varsa alabilirim! Yani anlayacağın bu işten kolayı bir şekilde kurtulman için sana şans veriyorum! Aslında Kaya beni biraz sakinleştirdi, yoksa yapacağımı çok iyi bilirdim de, sen yat kal ona dua et! Ha ama istemezsen, öbür türlüsünü de iyi bilirim ben! Ve işte o zaman bırak Kaya'yı, hiç kimse seni kurtaramaz!" dedi Ender sert bir şekilde.

Serhat, başı önde odadan çıkarken, hayatının en büyük yenilgisini almıştı. Hatta Kaya tarafından merhamet edilmesi canını daha da yakmıştı! Öyle ki sesini bile çıkaramadı! Bu yüzleşme, Serhat için beklenmedik ve yıkıcı olmuştu. Artık yolun sonuna gelmişti ve bunu gururuna yediremeyecek kadar kibirli ama anlayacak kadar da akıllıydı! Savaşı kaybetmişti! Yapabilecek son şey de sessizce gitmekti!

Ender, Serhat'ın odadan çıkışını izlerken derin bir nefes aldı. Bu yüzleşme, onun için de zor olmuştu hatta yalan yok, elindeki kozlara rağmen adamdan boşanmak dışında bir şey istemediğini kendine yediremiyordu ama yapılması gereken de buydu.

Serhat'ın ihanetleri, yalanları ve planları onu derinden sarsmıştı. Nede olsa adama güveniyordu ve öyle zamanlar olmuştu ki, onun Kaya'dan daha iyi bir insan olduğunu bile düşünüyordu! Kaya Ender'in kalbini feci halde yakmıştı çünkü! Serhatsa iyileştirmek için elinden geleni yapıyordu! Ama şimdi elinde Serhat'ın gerçek yüzünü gösteren kanıt vardı ve bunu kullanarak adaleti sağlayabilirdi aslında, ama itiraf etmek gerekirse, Serhat için en büyük darbe zaten bu savaşı kaybetmek ve Kaya ve Ender tarafından merhamet edilemsiydi! Yani intikam alınmıştı bile!

                           ...Bölüm sonu...