Tufan

972 117 21
                                    

biraz daha erken geldimm umarım bölümü beğenirsiniz :) yorum bırakırsanız sevinirim. iyi günler herkese

{...}

Bir sonraki gün

Zehra ameliyattan sonra uyanmamıştı. Bıçak karaciğerine saplanmıştı. Doktorlar onu uyutmaya karar vermişlerdi. İzlemeye alıp bekliyorlardı.

Onu bıçaklayan kişi ise kaçmayı başarmıştı. Bıçaklanmıştı ve çok uzağa gitmiş olamazdı ama yine de onu bulamadılar. Bir araba tarafından alınıp bir yere götürülmüş olmalıydı.

Zehra'nın Mahir'le konuşmak için hastaneye geldiği ve onunla konuşan son kişinin kendisi olduğu öğrenilir öğrenilmez, Mahir mercek altına alınmıştı. Mahir'le konuşan İlkin olmasına rağmen, sorgu sırasında Hande de oradaydı. Kariyeri boyunca ilk kez tek kelime etmemişti. Sessizce onu izledi. En sevdiği insanın canını almaya çalışan adamı. Nefret, Hande'nin içinde kabarıyordu, o adamı dinlerken içindeki şefkat ve merhametin kırıntılarını da tüketilmişti.

Ancak Mahir'e karşı ellerinde hiçbir şey yoktu. Birçok kişi Zehra gittikten sonra Mahir'in odasından çıkmadığına tanıklık etmişti. Hastane koridorlarındaki kameralar da bunu kanıtlayabilirdi. Telefon kayıtları dikkatle incelenmişti ama kimseyi aramamıştı. Yine de şehirden ayrılmaması ve polisin daha fazla bilgiye ihtiyaç duyması halinde her zaman hazır olması istenmişti. Buna rağmen o gün Mahir ortadan kaybolmuştu.

Hande ve Zehra dışında kimse Tufan'ın hâlâ hayatta olduğunu bilmiyordu. Gerçek Mahir'in öldüğünü de kimse bilmiyordu. Yine de Mahir, yani Tufan, işten çıktıktan sonra evine hiç ulaşmamıştı. Nerede olduğunu kimse bilmiyordu.

Zehra'nın anne babası ve Doğan sırayla Zehra'nın yanında kalıyorlardı. En yakın arkadaşı Tuğba da oradaydı. Şu an hiçkimsenin odada olmadığı nadir anlardan biriydi ve Hande bu fırsatı Zehra'nın yanında olmak için kullandı.

Ancak bir iki dakika boyunca kapı aralığından ayrılamadı. Sadece durup Zehra'yı izledi. O kadar kırılgan görünüyordu ki... Beyaz bir hastane yatağında, monitörden gelen aralıksız bip sesleri ve yatağının yanına yerleştirilmiş tüm ekipmanlarla çevriliydi. Hande, kendini onun yanında bulmadan önce bacaklarının hareket ettiğini bile hissetmemişti.

Dizlerinin güçsüzleştiğini hissederek neredeyse düştü yatağın yanındaki sandalyeye. Kendini bitkin hissediyordu. Kendini tüm bu olayların onu hiç de yıkmadığına ikna etmek için yaptığı her girişim boşunaydı. Sorular yine üstüne üstüne geliyordu.

Niye her şey onun başına geliyordu? Önce Levent'in ölümünü izlemesi, şimdi de Zehra'nın başına gelenler...

Ne zaman bu kadar zayıf olmuştu? Neden Zehra'ya bu kadar bağlanmıştı? Niye şu an kendini iki yıl önce hissettiği kadar cansız hissediyordu? Niye bıçak sanki Zehra'yı değil de Hande'yi yaralamıştı?

Gözleri Zehra'nın çelimsiz bedenine baktığı an, sorular aklından silindi ve yerlerini özleme bıraktılar. Daha önce hiç hissetmediği bir özlem. Zehra'nın bıçaklandığını duyduğunda birçok şey hissetmişti. Öfke, hayal kırıklığı, endişe... ama hayatında ilk kez kendini çaresiz hissetmişti. Yararsız. Şu anda bu odada olması, Zehra'yı da Saliha gibi koruyamamış olması, onu mümkün olduğunu bilmediği şekillerde içten parçalıyordu.

Zehra'nın eline baktı ve aniden onu tutmak için karşı konulmaz bir istek duydu. Belki bu onun korkularını yatıştırırdı. Belki kendini daha az yalnız, daha az umutsuz hissetmesini sağlardı. Elini Zehra'nınkinin hemen yanına koydu. Parmakları birbirine sürtündü, sonra Hande'ninki eli yaklaşıp Zehra'nınkini sardı. Derin, titrek bir nefes aldı. Konuşmak için sesini tekrar bulmaya çalıştı.

Kara Liste | GxG | HanZehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin