evett sonunda geldim :) bu iki hafta gerçekten çok yorucuydu. bölümü bekleyenler ve hikayeyi destekleyenler hepinize çok teşekkür ederim. umarım bu bölümü beğenirsiniz. yorum bırakırsanız sevinirim. herkese iyi günler :)
{...}
Doğan ve Hande, Doğan konuşmayı kestikten sonra bir süre sessizce oturdular. Hande ne söyleyeceğini düşünürken Doğan içmeye devam etti.
"Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu Doğan sonunda.
"Söyleyeceğim. Polise teslim olmaya karar verdiğin için mutluyum," dedi Hande gülümseyerek. Alay ediyor gibi görünse de ciddiydi. "Ama ben bu durum için doğru polis değilim. Tüm bunları yeniden anlatman lazım ama bir başkasına."
"Ne demek istiyorsun şimdi sen?"
"Her şeyi farklı yorumlayabilirim diyorum."
"Yani?"
"Yani bir seçim yapmak zorundasın. Ya sen, ya da kız kardeşin. Onu bulabileceğimi ve Ersin'i öldürdüğünü kanıtlayabileceğimi biliyorsun."
Doğan gözlerini Hande'nin gözleriyle buluşturduğunda, Hande onun gözlerinde gezinen öfkeyi yakaladı. Doğan'ın bakışlarını başka yöne çevirmesi onu şaşırtmadı. Bu adam duygularını nasıl saklayacağını çok iyi biliyordu. Sakin görünüyor, içten içe rahatsız olduğuna dair hiçbir dış belirti göstermiyordu. Ama Hande onun içini görebiliyordu. Gözlerindeki öfke apaçık ortadaydı.
"Bana şantaj mı yapıyorsun?" diye sordu Doğan. Sesi gergindi. "Senden korktuğumu mu sanıyorsun?"
"Yoo hiç öyle sanmıyorum. Ama insanlığa olan inancımı yıkma. Zehra'ya git. Onunla kendin konuş."
Doğan bunu cevapsız bıraktı. Kaşlarını çatarak önüne baktı ve içkisinden büyük bir yudum aldı.
"Mahir hakkında ne bildiğini bana hâlâ anlatmadın," dedi sonunda.
"Anlatacağım. Ama şimdi değil. Şimdilik bilmen gereken tek şey kız kardeşinin tehlikede olmadığı. Hayatındaki diğer kadınlar da öyle."
"Peki neden beni hedef aldı?"
"Bu da sana daha sonra anlatacağım uzun bir hikaye."
Doğan sadece başını salladı ama Hande onun sinirli olduğunu görebiliyordu. Hande onu bir türlü anlayamıyordu ama. Bu adam bir gün manyak gibi sırıtıyor, diğer gün dünyaya kızgın görünüyordu. Nesi vardı acaba? Başka ne saklıyordu?
Bir dakika sonra Doğan ayağa kalktığında başı döndü ve düşmek üzereyken kendini dengelemeye çalıştı. Ayakta durmaya çalışırken Hande'ye tutunarak düşmekten kurtuldu.
"Yemek yedin mi?" diye sordu Hande.
"Hayır."
"Aç karnına çok fazla içtin. Bırak seni eve bırakayım."
Doğan önce bu teklifi reddetmek istedi ama gerçekten de ayakta zor duruyordu. Buraya geldiklerinde bu kadar içmeyi planlamamıştı ama kontrolünü kaybetmişti. Hande'nin teklifini kabul etti ve arabasına doğru yürüdüler.
{...} {...} {...}
Doğan'ın evine giden yol sessiz bir sürüştü. Sessizliği sadece arka planda çalan araba kornalarının sesi bölüyordu. Hande birden vitesin yanında duran uzun bir-iki tane saç teli fark etti. İçinde bir merak dalgası alevlendi hemen - bu saç telinin Doğan'ın kız kardeşine ait olma ihtimalini düşündü. Ne de olsa kız sık sık Doğan'ın arabasına biniyordu, hatta Hande Doğan'ın evindeyken bile kız o arabadaydı. Belli ki bugün de binmişti. Ama asıl zorluk, şüphe uyandırmadan o saçı almaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Liste | GxG | HanZeh
FanfictionBiri kurallara bağlı kalan Zehra, diğeriyse kuralları ihlal eden Hande - iki dedektif cinayeti çözmek için birlikte çalışmak zorunda kalırsa... Hande x Zehra & İlkin x Elif