SEZON FİNALİ 🎭 "Aşk hikâyesi"

694 125 258
                                    



Ön söz
Bu bölüm serinin 5. kitabının final bölümü. 6. kitap için henüz başlama tarihi kesin olmamakla birlikte tüm seriyi baştan okuyup ondan sonra başlama düşüncem var. Vaktini kestiremediğim için biz yeniden görüşene dek bu bizim finalimiz olacak. O yüzden finale yakışır şekilde veda etmenizi rica ediyorum. Bir sonraki buluşmamıza dek bol bol yorum yapın lütfen. Hepsini okuyacağım. Teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim.

🔱

Saat gecenin ikisiydi. Her birimiz bir işle meşguldük. Öğretmenlerle görüşenler, otopsi raporlarını inceleyenler, sorgu odasında vaktini tamamlayanlar ve rapor çıkaranlar. Ben, yanımdan hiç ayrılmayan Şirin, Emre ve Onur dördümüz ofiste yuvarlak masanın etrafında son dosyaların raporunu çıkarırken diğerleri de farklı yerlerdeydi. Sabahtan beri hiçbirimiz ağzımıza tek bir lokma koymamıştık. Acıkmıştık, susamıştık belki ama hissiyat yoktu. İçinde bulunduğumuz durum öylesine ağırdı ki hiçbirimiz kendi insani faaliyetlerimizi düşünecek durumda değildi. Tek yaptığımız deli gibi çalışmaktı. Bir ara ayağa kalktığımda sendeledim de masanın köşesinden tutundum. Hemen herkes ayağa kalkıp telaşla "Heyzır!" diye bağırdı. Şirin bir şey dememişti ama şayet seslenseydi o müdürüm derdi. Emre ve Onur eskiden alışkanlık ne zaman telaşlansalar ya da çok mutlu olsalar yine adımla hitap ediyorlardı.

"Müdürüm... Müdürüm diyecektim. Eee müdürüm iyi misiniz?"

"Ne iyi olacak. Tek lokma yemedi."

"Doğru."

Emre ile Onur kendi aralarında konuşurken "İyiyim," dedim. Aslında değildim. Derin nefes alıp şu baş dönmesinin geçmesini bekledim ama geçmedi.

"Bence değilsiniz. Hadi gidip birer çorba içelim."

Emre yanıma gelip kolumdan tuttu. "İnat etme de gidelim ben de acıktım." Fısıltı ile söylediğinde gözü Şirin'in üstündeydi. Herkes tırsıyordu ama Emre daha çok tırsıyordu Şirin'den.

"Eh tamam o zaman diğerlerine de haber verelim de bizden sonra da onlar çıksın."

"Tamam zaten emniyetin hemen birkaç adım ötesinde 7/24 açık bir çorbacı var oraya gideriz birer çorba içip döneriz. Bu saatte de başka açık yer var mıdır bilmiyorum," dedi Onur.

"Dönerci var bir tane. O da 7/24 açık." Hepimiz Şirin'e baktığımızda "Ne yapayım bazen gece yarısı acıkıyorum ben de gidip oraya yiyorum. Biliyorum ondan yani."

"E gidip birer döner yiyelim o zaman." Onur ceketini giyip fermuarını çekerken bana baktı.

"Tamam hadi döner yiyelim."

"Yaşasın be işte bu." Emre seke seke askılıya gidip ceketini giydiğinde geri döndü. Ben de kendi ceketimi giydiğim de Şirin'i bekliyorduk. Bilgisayarını kapatıp aramıza katılmıştı ki "Sen ceketini giymeyecek misin?" diye sordu Emre.

"Yok yanıyorum zaten."

"Dışarısı soğuktur ama giy istersen."

"Giymeyeceğim, zorla mı?"

"Aman iyi don o zaman. Üşürsen kimse sana ceketini vermez ona göre."

"Vermezsen verme."

Gülümseyerek ikisine bakarken hep birlikte ofisten çıktık. On beş dakika gibi bir sürede hemen yemek yiyip dönecektik. Diğerlerine de haber verip emniyetten çıktık. Binanın merdivenlerinden bir basamağını inmiştik ki durdum. Benim durmamla diğerleri de durdu.

"Ne oldu?"

Emre ile Onur merakla bana baktığında Şirin sormamıştı çünkü o da aynı yere bakıyordu.

PROFESYONEL (Kitap olacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin