"sen geç otur ben sana içecek bir şeyler getireyim" "istemiyorum" "aç mısın peki?" "değilim" gözlerini etrafta gezindirdi "evin büyükmüş" "evet" salona geçip oturduk "Bir kişi için fazla büyük değil mi?" aslında fazlaydı ama misafirim çok olurdu "evet ama genelde gelinim gidenin çok olur" "yatıya mı kalıyorlar?" "evet büyük bir arkadaş çevremiz var" "hmm" dedi bana doğru yaklaşarak "ne yapıyorsun?" dedim hafiften kaşlarımı çatarak "sen gelsene bir şöyle" belimden tutup kucağına oturttu "Ekin ne yapıyorsun!" "ne yapıyorum" dedi dudağıma doğru yaklaşıp fısıldayarak bakışlarım kısa bir an dudaklarına kaydı ama sonra hemen kendimi toplayıp kucağından kalktım "hadi gel sana evi gezdireyim" bir şeyler mırıldanıp ayağı kalktı "gezdir bakalım"
"bak şimdi burası birinci misafir odası...""burası da benim odam" diyip kapıyı açtım içeriye kısa bir göz gezdirip " evin en güzel manzarası senin odana bakıyor"
"evet" "yorgun musun istersen şu yam odada kala bilirsin burası Okan'ın odası ama sorun olmaz" "cık" "peki aşadaki misafir odalarından birinde de kala bilirsin hangisinde rahat edeceksen oraya geç ben Gizem ablaya söylerim o odayı hazırlar" "Gizem abla?" dedi sorar gibi "görmedin mi ay aşağıda evin çalışanı ama benim ablam gibi bir dedikodu yapıyoruz vary-" ne saçmalıyordum ben Ekin bana bakıp kahkaha atığında rezil olduğumu anladım ama onu umursamadan aşağı inmeye başladım "senin odamda kalacağım" cevabını duymazdan geldim çünkü kızarmıştım "bu arada Yekta nerde" dedim aklıma geleni sorarak "bilmiyorum" dehşetle ona döndüm "ne demek bilmiyorum!" "en son oda benimle nişandaydı" dedi umursamazca "Ekin ara çocuğu ya başına bir şey gelmişse istanbul burası iti var kopuğu var!" "bir şey olmaz ona" "Ekin" cebinden telefonu alıp ekranı kaydırdım. Şansıma şifresi yoktu rehpere girip 'Yekta' yazdım ama çıkmadı 'kardeşim' yazdım yine çıkmadı Ekin'e baktığımda sırıtıyordu "ne diye kaydettin kardeşini!" "puşt" "ne!" "öyle kaydettim" dedi rahat bir tavırla koltuğa yayılırken "Ekin çok değişiksin" rehbere 'puşt' yazdığımda çıkan numaraya tıkladım ve kulağıma götürdüm bir kaç saniye çaldıktan sonra açıldı "Ekin" "benim Esila" "yenge" "nerdesin Yekta?" "Mavin'in yanındayım" "ne? Mavi ne alaka o kız senden nefret ediyor" "nefret mi ediyor?" "yani.. ne oldu of boşver ne oldu?" "şey Mavin'in sevgilisi onu aldatmış" "NE!" Ekin hıza yanıma geldiğinde endişeli görünüyordu "öyle" "Mavi'yi alıp atığım konuma gel o iyimi" "şimdi daha iyi" "sizi bekliyoruz" "tamam" arayı sonlandırıp telefonu koltuğa fırlattım. "ay aptal herif en başından Eren'e kulak asmalıydım, piçe bak ya, sen kimsin de benim Mavişimi üzüyorsun köpek!" "güzelim dur bir sakin ol ne oldu gel anlat" kolumdan tutup koltuğa oturttu "Mavin'in sevgilisi onu aldatmış"...
Çalan zille Ekin'in dizinden başımı kaldırdım Gizem abla kapı yi açtığında şişmiş gözerle içeriye ilk Mavi ardından da Yekta girdi koşarak Maviye sarıldım anında kollarını bana doladı ve ağlamaya başaldı "pisli-pislik ya be-beni nasıl a-aldatır" "şşşt tamam o piçe birazdan söveceğiz" "ya-ya ben onu gerçekten sevmiştim Elis" bu ismimi duyunca zorlukla yutkundum annem ve babam bana hep Elis derdi ikinci adım Esilaydı onlar öldükten sonra kimsenin bu ismimi kullanmasını istemediğim için gizlemiştim sadece onlara özel kalsın istemiştim ve kimliğimden de sildirmiştim. "hadi gel oturalım" onu oturttuğum gibi telefonu çalmıştı telefona bakıp kulağına götürdü "efendim" dedi burnunu çekerek
"hayır... hayır... neden ağlayayım... söylersem iyi olmaz sa.. saçmalama!... Nick beni a-aldatıyormuş... oha!.... tamam dur sakin.... Elisteyim... tamam... hayır...ben bu kadar küfürü yan yana ilk defa senden duyuyorum... he ay-" ağzı açık bir şekilde durdu ve telefonu kulağında çekip ekrana baktı Erenden başka kimse telefonu Mavişimin yüzüne kapatmazdı. "Eren mi o?" diye sordum "hmm geliyor, beni bırakıp nereye gitiniz diyor bir baktım yoksunuz dedi" aradan geçen yarım saatin sonra kapı çaldı Gizem abla kapı yi açmaya gittiğinde bende peşinden ilerledim "Gizem abla" "efemdim kızım" "bize içecek önünede bir şeyler hazırlasana" "hemen kızım" o mutfağa ilerlediğinde bende kapıyı açtım
gördüm şeyle dehşetle Eren'e döndüm
sırıtarak bana bakıyordu Alperen arkadan kafasını uzatıp "eğlenelim işte birinin Mavinin yüzünü güldürmesi lazım" onları içeriye aldığımda hep beraber salona girdik Alperenin Telefon da açtığı şarkı ile bütün bakışlar bize döndü.Mavi hışımla ayağı kalkarken kahkaha attı "Aşuk ile Maşuğun burda ne işi var!"Bölüm Sonu
❣❣❣❣❣❣❣❣Bir bölümüm daha sonuna geldik bir sonra ki bölüm de görüşmek üzere değerli okurlarım..
Oy ve yorum yapmayı unutmayın
👇 şuraya basarsanız:)
👇şurdanda yorum yaparsınız:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komtanım (Texting)
Teen FictionMal Yelloz: yanlış numara diyorum sabrımı zorlama istersen Siz: inanmam için bir neden söyle, kimsin sen Mal Yelloz: komutan Siz: bende kraliçe Elizabeth memnun oldum Siz: lan dalga geçme benimle, hadi diyelim yanlış numara oldu tuta tuta komuta...