"Ekin sen sen yararlandın mı?" gözleri hâlâ kapalıyken ellerini belime sardı "önemli bir şey değil bunu sonra konuşalım, nerde kalmıştık" diyip tekrar dudağıma yaklaşınca göğsünden itekledim onu "Ekin sen ciddi misin?" dedim sinirle, pes etmiş bir şekilde koltuğa oturdu "görevde yararlanmıştım ama önemli değil sadece dikişlerim patlamış sanırım" bu adam nasıl bu kadar rahat! "Ekin hadi kalk gidelim bir hastaneye falan" "cık" "Ekin kalkar mısın!" sağlam olan kolundan tutup kaldırmaya çalıştım dağ ayısı ne kadar ağırdı bu "of Ekin ka- ay!" beni bir anda kucağına almasıyla ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Başını boynuma gömüp derin bir nefes çekti içine "ya Ekin!" üstünden kalkmaya çalışınca kollarını belime doladı "güzelim bak iki ay sensiz kalmışım zaten bırak biraz acısını çıkarayım" sinirle gülüp ona döndüm,
şuan aşırımı yakındı yoksa bana mı öyle geliyordu.az önce yiyişiyordunuz daha yeni mi yakınlığı dert oluyor!
Susar mısın!
"bak Ekincim bak güzel komtancığım bak sevgilim" "hmm" "hadi kalk hastaneye gidelim sonra birlikte vakit geçiririz" "yarın sabah gideceğim" "neden?" üzülmüştüm bu kadar erken mi gidecekti yani "izinim iki günlüktü" "tamaaam" boşluğundan faydalanarak kucağından kalktım "ama" "madem birlikte vakit geçirmek istiyoruz ozaman ilkten şu dikişlerin baktıralım yoksa sen nereye gidiyorsun git ben evime gidiyorum" "beni burda bırakmazsın" "bırakırım" o kadar ciddi bir sesle söyledim ki "hata bu akşam Alp'i eve davet edecektim birlikte kutlama ya-" "hadi gidelim" diyip ayaklandı zaferle gülümsedim "bu arada akşam eve kimseyi de davet etme hatta hiç etme hele o Alp midir nedir onu hiç hiç etme bugün de ben senin misafirinim abim bile gelmesin" dedi kapının kilidini açarken, güldüm "hadi Okan'a haver verip çıkalım" zaten nişanının içine etmiştik...
Mavinin Anlatımıyla...
Nick'in telefonunun çalmasıyla dansımıza son vermiştik arayan kişiye bakıp "üzgünüm sevgili önemli çok" türkçesi yediğim nede yakışıyordu ağzına "git git" dudaklarıma kısa bir buse kondurup uzaklaştı yaklaşık yarın dakika sonra bende sıkıntıdan makyajımı tazelemek için lavaboya ilerledim.
Tam köşeyi dönecekken duyduğum sesle olduğum yere çakılı kaldım kalbimde hissetiğim sizi elimi sol göğsüme yerleştirmeme sebep oldu.
"bende seni özledim sevgilim" Nick ispanyolca konuşuyordu ama sevgilim...
"işlerim yoğun sadece" yalan biz bir haftadır çalışmıyoruz! Nick kim o..
"Sevgilim dedim ya yoğunum... Mavi mi hayır sadece.. sadece bana yardımı dokunan bir arakdaşım" gözünden istemsizce bir damla yaş düştü yere ardından durmadan akmaya başladı göz yaşlarım, sevmiştim... bu sefer gerçekten sevmiştim aşık olmuştum ben.. bana bu kadar bağlı beni bu kadar kıskanan biri beni her daim sarıp sarmalayan biri... oda bana aşık zannetmiştim ama sadece kulanılmış birinmişim ben... beni aldatmıştı yada sevgilisini benimle aldatmıştı.İki adım daha ilerledim ve artık onu net bir şekilde göre biliyordum "bende seni çok seviyorum sevgili-" sustu beni görünce ağır çekimde gibi yavaşça telefonu kulağından çekti ardından kapatıp cebine koydu, bakışları yüzümün her yerinde dolandı ardından gözlerimde durdu, iki adım attı gelmek için elimi kaldırıp durdurdum onu "gelme" sesim o kadar kısık çıkmıştı ki "sevgili be-" "her şeyi duydum Nicolas" yutkundu "piç herif geber!" koşarak ters tarafa döndüm kesilen müziğin sesi daha yeni dikatimi çekiyordu tam o sırada tekrar yükseldi müzik sesi ama ben arka bahçeye doğru koşmaya devam ettim göz yaşlarım durmak bilmeden akarken arkamdan gelen adım sesleri ile onunda geldiğini anlamak zor değildi daha da hızlandım tam bahçe kapısından çıktım ki çarptığım bedenle duraksadım ellerimi göğsüne koyup sertçe ittim onu, kimse kim "önüne baksana!" diye bağırdım titreyen sesimle suç bende olsada şuan hiçbirşey umrumda değildi.
Başımı kaldırıp ittirdiğim kişiye baktım
gözlerim şaşkınlıkla irileşirken onunda benden farkı yoktu "Mavi?" dedi sorarcasına "Y-Yekta" gözleri yanağımdan akan damlara kaydı başını iki yana sallayarak sanırım üzerinde ki şaşkınlığı atmaya çalıştı ardından iki büyük adım da yanımda bitti "ağladın mı sen?" neden sormuştu ki biri bana öyle diyince daha çok ağlayasım geliyordu "ne- neden burdasın?" bu sefer ben aklımda ki soruyu sordum "Mavi bunu sonra konuşalım ben senin kim olduğunu anamdım zaten de sen neden ağladın?" ne diyordu aklım karışmıştı.Sorusuna cevap alamayınca elini kaldırıp yanağına doğru uzattı sonra avucunu kapatıp tekrar açtı yapacağı şeyden emin değil gibi, peki ben neden hâlâ mal gibi burada dikiliyordum! yanağımda hissetiğim yumuşacık ellerle gözerimi onun gözlerine çevirdim onun kahveleri zaten benim mavilerime bakıyordu baş parmağı hafif bir dokunuşla göz yaşlarımı silerken "neden ağladın Mavi?" bu sefer kendimi tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım hiç beklemeden beni kendine çekince buna ihtiyacım olduğunu hissedip sıkıca sarıldım ona, başımı boynuna gömüp toprak kokusunda ağlamaya devam ettim taki arakamdan gelen sesle kadar "Mavi?" hıçkırıkları sustu ama sesiz göz yaşlarım devam etti daha da sıkı sardım kollarımı boynuna başımı daha da gömdüm gözlerimi sıkıca kapattım onun sesini duymak görmek istemiyordum "Sevgilim!" Yektanın sesi doldu kulaklarıma "ne yaptın biliyorum ama şuan seni istemediği belli şimdi git buradan" "çek eller ondan!" "git Nicolas" sesim benim bile tahmin edemiyecegim kadar güçsüz çıkmıştı Yektanın bana sarılı olan kolları daha da sıklaştı "Mavi"
"Git!" Yektanın git demesinden sonra uzaklaşan adım sesleriyle kollarımı gevşetip boynundan düşmesini sağaldım onun elleri yavaşça belimden ayrılırken
"sırası değil ama yorumlarda seni terslediğim için üzgünüm" gözlerim hızla onun kahvelerini bulurken Yektanın Ekinin kardeşi olması beni çok şaşırtmıştı "ve güzelliğin konusunda bilmeden yorum yapmıştım ama sen sandığımdan çok daha güzelsin"Bölüm Sonu
____________________Bir bölümüm daha sonuna geldik
artık bir sonra ki bölümde görüşmek üzere..Nicolas'a sövmek isteyenler
sizi şöyle alalım 👉Yekta'nın anlından öpenler
sizide şöyle 👉Ekin?
Esila?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komtanım (Texting)
Novela JuvenilMal Yelloz: yanlış numara diyorum sabrımı zorlama istersen Siz: inanmam için bir neden söyle, kimsin sen Mal Yelloz: komutan Siz: bende kraliçe Elizabeth memnun oldum Siz: lan dalga geçme benimle, hadi diyelim yanlış numara oldu tuta tuta komuta...