Komtanım (Texting)

47

- SON BİR BÖLÜM-

"Esila kızım" Elif teyzenin bana seslenmesiyle telefonu bırakıp mutfağa doğru yol aldım. "Efendim Elif teyze"  dedim mutfağa girerek. Üzeri unlu Elif teyzeyi gördüğümde dudakalrını birbirine bastırdım "kız ne diye gülüp duruyorsun gel şuraya sen demedin mi baklava açalım diye" biz daha baklava açacaktık değil mi? "ay Elif teyze  ben unutmuşum ya dur hemen üzerime rahat birşeyler giyip geliyorum" "hızlı ol" ona elimi sallayıp Ekin'in odasına doğru koştum evet bu bir haftadır onun odasında kalıyordum. Ne yapayım çok özlüyordum onu.

Üzerime siyah bir şort ve bol bir t-shirt giydim. Saçıma da Elif teyze ile çarşıya çıktığımızda aldığım bandana yı taktım.
Son kez aynadan kendime bakıp mutfağa doğru koşmaya başladım. "gelinim yavaş düşeceksin!" diyen Ahmet Amcayala durmak zorunda kaldım.

Evet bana gelinim diyordu! ve bu beki çok heycanlandırıyordu. "düşmem Ahmet Amcacığım marka etme" "nereye böyle koşa koşa" dedi gülerek "Elif teyzeyle baklava açacağız" yüzünde buruk bir tebessüm oluştu "Ekinim de çok sever baklavayı, oda annesiyle çok baklava açmıştır" onu özlediğimi bir kez daha fark ettim ardından yüzümde ki buruk tebessümle "Ekin baklava açmayı biliyormu?" diye sordum "tabi biliyor abimin baklavasının üzerine baklava yoktur yengeciğim" dedi Yekta kapıdan mavi ile kol kola girerek "ulan eşşek sıpası sana demedim mi dışarda kol kola gezmeyin diye laf oluyor sonra!"  içerisinin karışacağını anladığımda aradan sıyrılıp mutfağa geçtim "nerde kaldın kızım?" Elif teyzenin yere kurduğu sofraya oturup bağdaş kurdum.
"Ahmet amcayla konuşuyordum da Ekin de çok güzel baklava açıyormuş" Elif teyze gülümsedi "e hadi bakalım benim gelinim mi daha güzel açıyormuş yoksa oğlum mu?" "bakalım"  "bak böyle"
....

"ayh Elif teyze bu kaçıncı kat ya bitmedi mi hâlâ!" dedim isyan ederek, kollarım kopmuştu ya "hadi kızım son kat bu" "son mu? gerçekten mi? ee kaç kat yaptım ben şimdi?" ardı ardına sıraladığım sorulara Elif teyze güldü "dur kızım bir nefes al  en son öğretmenken böyle ardı ardına sorular almıştım" onun tepsisi bittiği için ellerini birbirine çırptı "maşallah benim gelinime de tam kırkbir  kat açtı" dudakalrını dişledim demek kırkbir kat ha. "Ekin kaç kat açıyordu Elif teyze?" "Ekinim  kırkbeş kat açıyordu" "ozaman bende elli kat açacağım!" Elif teyze bana gülüp ayağı kalktı "boşver  kızım sen Ekin'in kini kırkbir kattır baklavanın usulu boşver hadi gel keselim de firınlayalım şunları" ellerimi birbirine çırptım "firınlayalım"
...

"Esila kızım şerbeti döktün mü?" Elif Anne mutfağa girdiğinde bilgisayardan başımı kaldırıp ona baktım. "of unuttum Elif teyze ya bir kaç dava ile ilgili dosyaya bakıyordum da" "sorun değil güzle kızım sen bak işine ben dökerim" "teşşekürler" Elif Anne baklavaların üzerine şerbet dökerken bir boşanma davasına bakıyordum.

"çok güzel olmuş kızım" Elif annenin sesiyle bilgisayardan başımı kaldırıp masada ki baklavalara baktım. "ay Elif teyze bunları biz mi yaptık şimdi!" "biz yaptık tabi hem tadını bilmiyorum ama seninki Ekin'in yaptığı baklavalardan daha güzel  görünüyor" "bunların fotoğrafını çekmem lazım" hemen oturduğum yerden kalkıp masanın başına geçtim. Bir kaç fotoğraf çektikten sonra telefonumu kapatıp Elif teyzenin yanaklarından öptüm "ben artık şu dosyaları bitireyim" "hadi git bitir işini kızım" "tamam" "hadi sana kolay gelsin"
...