Yanlarına gittiğimde ikiside şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Hisagı'nin şaşkınlığı hızlıca geçerken yerini sinsi bir gülümseme almıştı. Hızlı adımlarla yanıma geldi ve ellerimden tuttu. "Canım, sana iyi bir teklifim var. İyi bir teklif." dedi. Bakışlarımı ondan set'e çevirdiğimde gözlerinin öfkeyle büyüdüğünü ve çırpındığını fark ettim. Fakat konuşamıyordu. Hisagi onu susturmuş olmalıydı. Hızlıca yanıma geldi ve ellerimizi ayırdı. Kafasını hızla iki yana salladı. Damarları belirginleşmiş gözleri kızarmış pençeleri uzamıştı. Öfkeli olduğu her halinden belliydi.
"Seninle sevişelim ve güçlü birer yavru edinelim. Karşılığında seni serbest bırakırız. Çocukları bizde bırakma şartınla özgürce gidebilirsin. Ve senin öldürülmeyeceğini duyururuz. Nasıl fikir?" dedi. İlk cümlesinden beri donuk bir ifadeyle yüzüne bakıyordum. Silkindim ve yutkunup bakışlarımı yere çevirdim. "Çocuklar melez olursa ne olacak?" dedim. Yüzünde bir heyecan belirdi ve ellerimi tekrar tutup kendine çekti. Gözlerinin rengi değişmişti. "Bunu ayarlayabilirim. Kitsune büyülerinde çare tükenmez. Sen yeter ki bunu onayla." dedi. Onun hareketleri beni daha da korkuturken ister istemez titredim.
"Olmaz" dedim stabil çıkan sesimle. Set hemen önüme geçmiş Hisagiyi ittirmişti. Set'in görünüşü düzelirken beni iyice arkasına çekti. "Git üstüne bir şeyler giy sana dokunma isteğimi arttırıyorsun." dedi. Olabildiğince sessiz söylemeye çalışıyordu çünkü eğer hisagi bunu duyarsa kesinlikle ona karşı bunu kullanırdı. Ne kadar onu duymadığını düşünsek de bir kitsune nin ne kadar kurnaz olabileceğini unutmuştuk. Hızlı adımlarla çıkmaya çalışmıştım ancak kolumda aniden beliren kelepçeyle ilerleyemeyip geri döndüm. Kelepçenin kitsune büyüsü olduğuna emindim. Bakışlarım hızla hisagiye dönerken o ise set ile aramıza bir kelepçe daha yerleştirdi. "Pekâlâ izin istemiştim. Fakat siz tüm eğlenceyi kaçırmaya karar verdiniz. O halde olaya müdahale etmeliyim." dedi.
Bir parmak şıklatmasıyla onun odasına gelmemizle kendimi yatakta uzanırken buldum. Nefes hızım ve heyecanım fazlasıyla artmıştı. Önümde dikilen ikiliye baktım. Hisagi Set'in kulağına yaklaştı ve bir şeyler fısıldamaya başladı. Set'in gözleri aniden kızarmış omuzları hızla kalkıp inmeye başlamıştı. "Kendimi tutmam gerektiğini biliyorum ama o kadar yenilesi görünüyorsun ki." dedi. Set den bunu beklemezken duyduklarımla bedenimi büyük bir korku kapladı. Anladığım en doğru şey ise Hisagi neyi isterse onu alırdı.
Hisagi yavaşça üstüme doğru çıktı ve boynuma uzandı. Dilini boynumda gezdirip öpmeye başladı. Gerginliğimi azaltıp beni böyle yiyeceklerdi işte. "Olmaz" dedim. Sertçe yutkunarak. Ama duracak gibi durmuyordu. Set ona katılarak o da boynuma çullandı. Hisagi'nin aksine Set ısırıyordu. Set'in gelişiyle hisagi göğüs uçlarıma indi. Bir göğsümle oynarken diğerini emiyor ve öpüyordu. Kasılmalarım ve inlemelerim o kadar artmıştı ki ikisinin de yüzünde sinsi bir gülüş vardı. Set boynumu bırakıp yavaşça öpüp ısırıklar bırakarak aşağı indi. Sivri dişlerinin izleri tenimi neredeyse tamamen kaplamıştı. Havluyu açtı ve beni karşılarında tamamen çıplak bıraktı. Hisagi elini alt tarafıma atıp penisimi çekmeye başlarken set'in parmakları deliğimin üstünü buldu. Deliğimi okşarken dudaklarıma uzandı ve fazlasıyla sulu bir şekilde öpmeye başladı. Üç parmağını aynı anda içime sokmasıyla kasıldım ve kendimi olabildiğince fazla sıkmış bulundum. Hisagi de penisimi bırakıp parmaklarını içime sokmasıyla gözlerim büyüdü. Nefeslerim kesikleşmeye başlarken elimi yatak örtüsüne atıp sertçe sıktım. Canım fazlasıyla yanıyordu.
Onlar hızla gir çık yaparken kurtulmaya çalışsam da boşta kalan elleriyle beni bastırıp kalkmama izin vermemişlerdi. Aniden beni bırakıp birbirlerinin dudaklarına yapışmalarıyla derin bir nefes aldım. Beni gerçekten rahatlatmıştı bu. Öpüşmeye devam ederken üstlerini çıkarmaya başladılar. O kadar hızlı soyunmuşlardı ki sanki bu an için yıllardır hazırlanıyorlardı. Set başıma geçerken Hisagi kendini deliğime konumlandırdı. İkisininki de sertleşmişti. Hisagi beklemeden içime girerken derin bir nefes vererek inledi. "O kadar genişlettik. Nasıl hâlâ bu kadar sıkı olabilirsin." o gel gitlerine başlarken Set kendini ağzıma konumlandırmıştı ve onayımı beklemeden ağzıma girmişti. İki taraftan da aldığım vuruşların hazza dönüşmesi kısa sürmedi. Açık olan ağzımdan salyalar akarken gözlerim kaymaya başlamış üstüne bir de ağlamaya başlamıştım. Acı ve zevk muhteşem bir ikili olmuştu.
İkisi de beni sikerken tek yaptığım çığlık atarmışcasına inleyip nefesimi düzenlemeye çalışmaktı. İnlemelerim bile düzgün çıkmıyor ağzım dolu olduğu için boğuk çıkıyordu. Çarşafı sıkmamdan dolayı parmaklarım ağrımaya başlamıştı. Sona geleceğimi hissettiğimde bir kolumu Hisagi'nin diğer kolumu da Set'in koluna attım ve sıktım. Önce Hisagi ardından da Set boşalarak geri çekildiler. Ben çoktan sayamayacağım kadar boşalmıştım. Öyle ki ikisi de her seferinde bana bakıp gülmüştü. Güçsüz bir şekilde yatakta iki büklüm olurken Set yatakta oturur pozisyon alıp beni kucağına oturttu. "Hoplayabilir misin yoksa o kadar mı yorgunsun?" demesiyle mırıldandım bağırmaktan dolayı sesim çıkmamıştı. Doğal olarak da duyulmamıştım. Güldü ve dudaklarımı öpüp belimi iki yandan destekledi ve beni hoplatmaya başladı. İnlemelerim devam ederken şimdi daha derinimde hissediyordum onu.
Hisagi'nin aksine daha hayvancıl sikiyordu beni. Belki de Hisagi'nin manipüle etmesinden dolayıydı. Ya da belki de o hep böyleydi. Sikinin içimde büyüdüğünü hissetmemle tutunduğum omuzlara tırnaklarımı geçirdim. O içime boşalırken ben yatağa doğru uzandım ve nefesimi düzenlemeye çalıştım. Bizi izlerken keyifle sırıtan hisagi gülerek yanıma geldi ve beni kucağına alarak yürümeye başladı. "Artık ikimizin de tohumunu taşıyorsun. Onlara iyi bakayım de çünkü karşılığında hayatın söz konusu canım. " dedi ve terli kızıl saçlarıma bir öpücük kondurdu.
***
Yeminim adına gittiğim yolda böyle bir engel hiç beklemiyordum. Bence her şey olabilirdi Ama bu... Bu çok fazlaydı. Düşmanlarıma, arkadaşlarımı öldüren lanet türlerin başlarına birer çocuk vermek... Derin bir nefes alarak örtüyü açtım. Biraz gezinmem iyi olurdu. Bir gün boyunca burada yatamazdım. Hisagi meditasyon yapıyor Set ise yemek hazırlıyordu. Yavaş adımlarla aşağı indim. Belim ve çene kaslarım fazlasıyla ağrıtyordu. Zevk almıştım elbette ama bu yanlıştı. Set geldiğini görünce yüzüme bir süre baktı. O korkusuz ve acımasız liderin gözünde ilk defa bir endişe ifadesi gördüm. Tekrar yaptığı işe dönüp iç çekti. Onun aksine Hisagi hâlinden memnun görünüyordu.Havadan yavaşça inip ayaklarını yere bastı. Ne zaman geldiğini anlamadığım bir hızda yanıma gelip yanağımı okşadı. "Nasılsın canım? " dedi. Yüzüne çıkardığım gözlerim titremeye başladı. Ardından dizlerimin bağı çözüldü. Ama ben daha düşemeden hisagi beni tuttu. Kendimi kaybetmişcesine ağlamaya işte o zaman başladım. İlk başta yüzündeki gülümsemeyle bana bakmıştı. Sonra bir anda gözü seğilrdi ve beni yakamdan tutarak odama bıraktı. Bana hiç bir şey iyi gelmiyordu. Yediğim sert tokatla sessizce ağlamaya devam ettim ama bu sefer odağım Hisagiye kilitlenmiştim.
"Seni öldürmüyorum diye kendini bir şey mi sanıyorsun? Sen sadece ölmemek için emrimize girdin. Sana istediğimizi yapma hakkımız var. Sana domal dersem domalacaksın savaş dersem savaşacaksın. Sana bakıyorum diye önemli olduğunu da sanıyor olabilirsin. Değilsin. Sadece diğer melezler gibi iğrenç aşağılık bir yaratıksın." dedi. O an içim titredi. Ben Set bana kaba davranıyor diye ondan uzaklaşmışken beni koruyan tek kişi hisagi diye düşünüyorken bunu hiç beklemiyordum. Kalbimdeki son sevgi parçaları da solmuştu sanki. Bana aşağıladığını belli eden bakışlar atıp odadan çıktı.
Geriye ben kalmıştım. Ben ve hayallerinin dönüştüğü şeyleri gören küçüklüğüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hybrid (threesome)
FantasiMelezlerin avlandığı, bu dünya da acıdan başka bir şey olmuyor. Bunu değiştire bilirim. Tüm masumların intikamını almalı ve dünyayı huzura kavuşturmalıyım. Başka seçeneğim yok.