İbrahim ve Civan Mert part1

2.4K 122 438
                                    

İnsanlar hayal etmekten yoksundurlar. Onlar sadece kendilerine söylenenleri tekrar edip dururlar.

Küçük Prens

______________________________________

İbrahim

İdris: İbrammmm lannn ibrammm kime diyom len!

Efendim İdris emmi buyur.

İdris: La eşolusu ne böğürtiyon la beni tarlanın başından beri. Ha neyse bak hele yarın ilk bizim tarlaya varı varda belle.

Tamam olur ilkten senin harmana inerim.

İdris: Eyy eyyy madem. len gitte Ayşa aban sana Rıfat abinin eksileri veri versin de hayde git bekletme abanı.

Allah razı olsun. Gider alırım ben hemen.

Ben ibrahim kimsesiz, öksüz ibrahim. Anamı doğumda babamı askerde kaybetmiş yetim ibrahim.

Nenemden kalma ağırdan bozma bu köhne evde sağda solda tarlada tırpanda çalışıp kursağımdan iki lokma geçsin diye didinen ibrahim.

Köyülünün sözde hayır diye çoluğu çaputunu verdiği, saçını okşamaktan erindiği garip ibrahim.

Şimdi onun evine doğru giden ayaklarım kuş misali kanatlanan ister. En çok onun eskisi mutlu eder bu küçük kalbimi.

Rıfat.... İdris emminin büyük oğlu. Bu yıl geldi askerden. Zat-ı yağuşukluydu ama bir serpilip birde kas etmiş oralarda.

Çeşme başında kızlar hep hayran hayran bakar ardından. Bende bakıyorum da çaktırmadan aman adım çıkarda canımdan olurum köylüler yerde.

Öyle uzaktan uzağa severim ben Rıfatımı. O bilmez görmez olsun.

İdris emminin kapısına bardığımda heyecandan ağzımda atar olduydu kalbimde az soluklanalım diye çöktümdü yere.

Rıfat: Hayırdır küçük ağrın sızın mı var ne çöktün kaldın oraya?

Yoğğ yoğğğ Rıfat... Rıfat ağabey yoktur ağrım sızım.

Rıfat: Abi deme lazım olur küçük.

Bu demiş gözkırpı vermişti bana. Bana dünyaladı vermişti de gitmişti Rıfatım.

Balıkesirin bir köyünde çifçilikle geçinen bir halktı köylümüz. Bende ne iş olsa gocunmaz giderdim. En çok İdris emminin işini severek yapardım

Rıfatımı göre bildiğim, onun tarladı diye mutlu olurdum.

Ayşe: İbo ne kurudun kaldın kapı pervazında çocuk. Gel anam mısır ekmeğine lahana sardıydı. Birde ye bir tabak.

Vallaha mı aba! Yerim yemem mi de üstüm başım hep toz kızmasın anan.

Ayşe: Yok kızmaz yetim doyurmak devam diye mutlu bile olur. Ne durup durun oğlum gel.

Birde bu vardı tabi. İncittiklerini bilmeden sözleri ile inciten ler gönlümü. Alıştım sanıyorsun da alışamıyor insan be.

Mutfakta gösterdiği yere oturdum. Önüne konanları afiyetle yedim bitirdim. Nerde bulucam ben sarma bir daha bayramdan bayrama anca.

Ayşe: Rıfat çok kaskanmış olmuyor çoğu çulu üstüne. Birazını sen yüklene dur. Sonrasını Yollarım ben Rıfatla bırakır kahveye geçerken evine.

Rıfat bana gelecekti ha! Sevinçten uçacaktım. Ayşe aba çula çamura sevindim sandı. Onada sevincim yalan yok en çok Rıfatımı göreceğime sevindim.

Kahramanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin