3

939 130 96
                                    

Kahvesinden bir yudum alıp elindeki kitaba yöneldi tekrar Jisung.

Her zaman geldiği kafeyi, Minho yüzünden değiştirmişti. Kendini daha rahat hissediyordu en azından.

Odaklanamadığı için kitabı sinirle masaya bıraktı.

"Hayır yani, tanımıyorum etmiyorum... Nereden geliyor bu cesaret?"

"Benden bayağı etkilenmişsin bakıyorum da."

Arkasında duyduğu tanıdık sesle o yöne dündü Jisung.

"Şey, yani, ben kitaptan bahsediyordum. Hem sen niye geldin?"

Jisung'un yanındaki sandalyeye oturdu Minho.

"Kitaptan öyle mi?"

Masanın üzerindeki şiir kitabına baktı Jisung tekrar.

"Göster bakayım, hangi şiir bu kadar etkiledi seni?"

"Ya ben sana hesap vermek zorunda mıyım?"

diyerek kitabı çantasına koydu.

"Evet,"

"Hayır,"

"Artık zorundasın,"

"Hayır değilim."

"Öylesin."

"Değilim."

"Öylesin dedim Han Jisung."

"Ben de değilim dedim Lee Minho."

İkili arasındaki bakışmayı bozan garson oldu.

"Bir şey alır mıydınız efendim?"

"Her zamankinden olsun."

dedikten sonra garson ona eğilerek selam verdi ve geri döndü.

"Nerede kalmıştık?"

Jisung cevap vermedi, yine sessiz kalmayı tercih etti bu adama karşı.

"Hm?"

"Gidiyorum ben,"

Ayağa kalkmasıyla kolundan çekilip geri oturması bir olmuştu Jisung'un.

"Sana ne demiştim ben, gerçekten sabrımı zorluyorsun."

"Sen kimsin de seni dinleyeyim ben? Şimdi bırak kolumu, gideceğim."

Onun bu inatçı tavrı Minho'yu hem şaşırtıyor hem de sinirlendiriyordu. İlk defa birisi ona bu denli karşı gelebiliyordu.

Han Jisung, Lee Minho'ya ilkini yaşatıyordu.

"Gerçekten sabrımı zorluyorsun Han."

"Kusura bakmayın beyefendi,"

"Otur dediysem otur, kal dediysem kal. Bu kadar basit, anlıyor musun?"

"Sen ciddi misin ya?"

Kolunu sertçe kendine çekip ayağa kalktı Jisung. İçtiği kahvenin parasını ödeyip dışarı çıktı.

Minho, Jisung'un sinirlenirini bozuyordu. Jisung da Minho'nun sabrını zorluyordu.

Daha birbirini tanımayan iki insanın arasındaki bu rekabet, neye yol açacaktı?

Eve gitmek için ara sokağı tercih eden Jisung, omzundan tutulup duvara vurulmasıyla öyle kalakaldı.

Kim olduğunu bilmiyordu bu kişinin.

"Han Jisung musun sen?"

"Sen kimsin?"

Yükselen silah sesiyle Jisung korkudan ne yapacağını bilemeyip yere çöktü. Dizlerini kendine çekip ellerini kulaklarına dayadı.

Lost SmileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin