Sabah uyandığından beri yataktan çıkmayıp telefona bakıyordu Jisung.
Odaya girdiği andan itibaren gözüne çarpan bir çekmece vardı. Yattığı yerden kalkıp esnedikten sonra çekmeceyi açtı. İçi tamamen boştu, yalnızca bir fotoğraf vardı.
Bu bir aile fotoğrafına benziyordu.
"Kalkmayacak mısın artık?'
Jisung'u uyandırmak için gelen Minho, onun elindeki fotoğrafı görünce duraksadı.
"Nereden buldun sen bunu?"
Ciddi bir tavırla Jisung'un elindeki fotoğrafı aldı.
"O fotoğraftakiler ailen mi?"
diye sordu diğeri merakla.
Ona nazaran öfkeli olan Minho, fotoğrafı yırtıp yere attı.
"Ailem yok benim,"
"Kim peki onlar?"
"Üsteleme,"
"Ama merak ediyorum."
"Etme o zaman Han."
Çıkmak için kapıya yönelen çocuğun kolundan tuttu Jisung hafifçe.
"Bu adil değil, senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum."
Bedenini ona çevirdi Minho.
"Sana söyledim, ne kadar iğrenç biri olduğumu en başında söyledim."
"Ben de sana söyledim, en başından beri ne kadar sevilesi olduğunu söyledim."
Bu kez Minho güçsüzce kafasını Jisung'un omzuna yasladı.
"Değilim işte Jisung, tanımıyorsun beni."
"Tanıyorum, ben senin kalbini hissediyorum. O kadar kırgın ki insanlığa karşı,"
Kollarını kendisine yaslanan adamın geniş omuzlarına sardı olabildiğince.
"Kırgınlığının seni böyle birine dönüştürmesi, asla senin suçun değil. İğrenç biri değilsin, olmadın da."
Bir süre orada öylece Jisung'a yaslandı Minho. Nefes alabildiğini hissetti, uzun süre sonra yaşadığını hissetti.
Yıllardır vücuduna işleyen yalnızlık, o kadar bütünleşmişti ki Minho'yla. Ailesi hiçbir zaman yanında olmamış, tüm yükü onun omzuna bırakıp gitmişti. Tek kardeşi olan Felix'e, yıllarca kendi başına bakıp ona güzel bir hayat sunmuştu.
Zaman geçtikçe yalnızlığın verdiği acı, merhametini sömürmüştü.
İnsanlardan tiksinmeye başladığı günden beri, elinde olan güçle onları öldürmeye çalışmıştı. Çoğu kişinin psikopatlık olarak gördüğü bu şey, aslında Minho'nun ruhunun derinliklerinde gizlenen acının dışa vurulmuş haliydi.
"Susmuyorlar, sikeyim ki susturamıyorum onları."
Jisung ne diyeceğini bilemedi, sadece omzuna yaslanan adamın orada nefes almasına izin verdi.
---
Jisung evde sıkıldığını için telefonu bırakıp bahçede ne yaptığını bilmediği adamın yanına gitti
Minho'nun elindeki sigarayı görünce kaşlarını çattı.
"Ciddi olamazsın,"
diyerek sigarayı alıp yere attı ve üzerine basarak söndürdü.
"Ne yaptığını sanıyorsun Han?"
Beklemediği harekete karşın sinirle konuştu Minho.
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun?"