-flashback; kaza anı-
Tam 1 hafta önceden planladığımız aile gezisine bugün gidiyorduk! Öyle heyecanlıydım ki sanki küçük bir çocuktum. Sabah 8 de kalkmış bütün kıyafetlerimi hazırlamıştım. Annem ile babam işleri ile çok yoğundu bu yüzden pazar günü sadece evdeydiler- bazı pazar günleri bile işleri çıktığı için gidiyorlardı... Çoğu zaman yanlız hissederdim, annem ile babamın kollarında olmak isterdim ama onlar geç gelirdi iş zamanları bende uyumuş olurdum.
Saat 11-12 civarları sonunda ikisi uyanmıştı hızla inip onlara kahvaltı hazırladım annem uğraşmasın diye. Güzelce omletlerini yapıp masaya güzel güzel kahvaltılıkları dizdim. Herşey hazır olunca çağırıp hazır olduğunu söyleyip kahvelerini de doldurup oturdum. İkisi de gelip oturduğunda kocaman gülümseyerek meyve suyumdsn yudumladım.
"Anne! Baba! Gidiyoruz öyle değil mi? Kahvaltıdan sonra gidiyoruz demi?!"
Babamın gülüşü ile kocaman gülümsedim.
"Gidiyoruz benim güzel kızım, merak etme planımızı asla bozdurtmam ben"
"Herşeyini hazırladın mı kızım?"Annemin sorusu ile omletimi yerken hızlı hızlı kafa salladım ve elimle ağzımı kapattım.
"Hmhm! Herşey hazır annecim yiyeyim hemen gidicem giyinicem"
meyve suyumu içip hepimiz kahvaltımızı etmeye devam ettik.
Kahvaltıdan sonra hızla odama koşup yatağıma çıkardığım şort eteğimi ve bluzumu giyinmiştim güzelce. Saçlarımı dağınık bırakıp hafif sade bir makyaj da yapmıştım direkt. Çantamı kaparak aşağı koşturdum.
"Anne baba ben hazırımm!"
Onlarda hazır olduğunu söylemiş hızlıca ayakkabılarımı giyip arabaya geçmiştik.
Babam radyodan müzikler açarken bende arkada keyifle gülerek dans edip şarkıya eşlik ediyordum, annemin gülerek bunları videoya almasıyla gülerek hareketler yapıyordum.
"Baba baba ne kadar kaldı!"
"Çok bişey kalmadı kızım 20-25 dakika arası"
Babam bana baktığında kocaman gülümsedim o sırada annemin çığlıkları arabayı doldururken yük dolu tırın üzerimize sürdüğünü gördüğüm an korkuyla bende çığlık attım. Babam toparlamaya çalışmıştı fakat tır bizi çoktan altına almıştı. Herşey bir anda gelişmişti.. kafamın içinde ince ses dolanıyordu sanki hastanede biri ölünce makinadan çıkan o ince ses gibiydi. Son hatırladığım şey annem ile babamın, tırın bizi altına aldığında ezilmesiydi ondan sonrası karanlığa hakimdi.
Hiç bişey bilmiyordum hemde hiç bişey fakat annem ile babamın artık olmadığını biliyordum. Tır direkt onları aldığında bunun olcağını anlamıştım. Ben neden ölmemiştim? Nasıl ölmemiştim? Kafamın içinde dolanan binlerce ses vardı.. fren sesi, annemin çığlıkları, babamın bize bağırışı, radyodaki ses derken karmaşalar içindeydi herşey. Ne yaşıyordum, nede ölüydüm, ikisinin arasında kalmış bir geliyor bir gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçeklik Algısını Kaybederken
Teen FictionAnnemi ve babamı kaybettiğim kaza beni komaya sokmuştu fakat ben yaşamak istiyordum daha 19 yasındaydım.. yaşamak için faaliyet gösteremiyor gerçek dünyaya dönemiyordum gerçi dönsem bile ne yapacaktım? annem ile babam ölmüştü. tek canlı olan zihni...