2

7 1 9
                                    

-Günümüz: 10/04/2019
"Kimse yok mu kızın ailesinde hayatta kalan?" "Maalesef doktor kimse yok.. ikiside feci şekilde ölmüşler morgtalar şuan" "daha 19 yasında kimsesiz kalmanın acısını bilirim. Onun uyanmasını beklemekten baska çaremiz yok, bu yıllarda alabilir, aylarda fakat kesin olarak beyin ölümü gerçekleşmeden asla müdahale edemeyiz. Günlük kontrolleri, serum değişimlerini ve havasını konrtol ediceksiniz kızın yaşamı bunlara bağlı ve onun zihnine.."

Kafamın içindeki sesler sanki beynimi deliyordu. İçeride ordu varmış gibi her bir taraftan sesler yükseliyor herkes bir karmaşa içerisindeydi. Anlam veremediğim sesler, konuşmalar, gürültüler vardı. Karanlığın içindeydim ama neredeydim.. Nefes alamıyor gibiydim elimle göğsümü tutuyordum. Gittikçe görüş açım netleşirken sanki kendimi bir kasabada gibi hissediyordum. Görüntüler netleşti, netleşti.. netleşti. Yolun ortasındayım etrafa bakıyordum korkak gözlerle, nasıl buraya geldim ben? Anlamaya çalışırken arkamda çalınan arabanın kornası ile hızla kenarı geçtim.

"Çeliksene be yolun ortasından! Gençlerde çok seviyor yol kesmeyi"

diyerek söylenen arabanın arkasından baktım. Hala anlam veremezken ilerlemeye başladım, evet kasabaydım hatta sahile bağlanan bir kasaba. İleriye bakınca sahili görüyordum, bu ilgimi çekince oraya doğru yürümeye başladım sarsak adımlarla. Yürürken yanımdan geçen insanların söylediklerine takıldı aklım,

"hastane kaçkını gibi şuna bakın"

"akıl hastanesinden kaçtı sanırım"

bu sözlerden sonra üstüme baktım gerçekten de hastane kıyafeti vardı.

İleride gördüğüm genç giyim dükkanına gittim küçük çok büyük olmayan bir yerdi. Ordan kendime bişeyler seçip kabine giderek üzerimi değiştirip çıktım. Bağıran dükkan sahibi ile korkarak kaçmaya başladım- tamam yaptığım bir nevi hırsızlıktı ama hiç param yoktu! Nasıl buraya geldim onu bile bilmezken bunu mu düşünücektim?!

Kovalamaca devam ederken sertçe birine çarpmam ve yere yapışmam bir olmuştu, elimle başımı tutarken çarptığım kişiye bakıcaktım ki dükkan sahibi bağırıyordu

"tut o kızı! Eşyaları çaldı o!"

Korkarak kalktım ve o kişinin arkasına saklandım,

"abi dur! Anlatsam anlamazsın gerçekten!"

"Birde hırsızlığını marifet gibi anlatıcak mısın küçük hanım?!"

Tam ağzımı açmışken arkasına saklandığım kişinin konuşmasıyla yandan kafamı eğip baktım yüzüne, gülüyordu! Ne vardı gülünecek birden herseyin böyle olması benim suçum değildi.

"Sakin ol David abi sorun yok tamam"

"Nasıl sorun yok evladım, sen gel hastane kaçkını gibi sonra al kıyafetleri giy kaç! Yok öyle dünya"

"Abi, abi! Al şunu sorun yok hadi dükkanın açık kaldı şimdi tek kıyafet çalınmışken 10 kıyafet çalınacak"

Çocuk ona para verdikten sonra dediği üzerine dükkanım diyerek gitmişti. Çocuğun arkasından yavaşça çıkıp yüzüne baktım, benden uzundu baksan 1.90 boylarında vardı. Sırtında gitar çantası elinde küçük bir kare çanta vardı. Gerçek mi değil mi anlamaya çalışıyordum, öyle oluyordu ki sanki yüzü silikleşiyor daha sonra net oturuyordu.

"Bakıcak mısın öyle yüzüme yoksa tüm gün?"

Hızlıca kendime gelirken mecburen gülümsedim,

"özür dilerim, teşekkür ederim- bu arada para vermek zorunda değildin"

"Diyorsun ki bıraksaydın ben kaçardım, öyle mi?"

Gerçeklik Algısını Kaybederken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin