8

3 1 0
                                    

-07/07/2019

Lanet hastanede, lanet odadaydım. Adını öğrendiğim doktor Eric bana yardım etmeye çalışıyordu ama ben hepsini geri çeviriyordum çünkü yardım felan hiç bir şey istemiyordum. Ben yardım edilmesini istemiyordum, zaten çöp olan hayatım da yardımın ne faydası olucak? İçimdeki acıyı geçirebilecek mi? Annemi, babamı hatta lukayı geri getirecek mi? Hayır. İstemiyorum.

Gece yarısı uykum gitmiş bir daha da uyuyamamıştım, sabah hemşireler bana kahvaltı tepsisi getirmişti ama ben yememiştim hiç yiyecek halim yoktu. Verdikleri serumlara bile vücudum geri tepki yapıyordu bunun sonucu da kesmişlerdi vermeyi artık. Ruh gibiydim.. ölmüş gibiydim de boşa yaşıyordum gerçi öyleydi zaten. İçimdeki boşluk öyle büyüktü ki beni daha da bölüyordu. Bay Eric bana şu Lukanın 2 oda ilerideki cocuğun abisi olduğunu ve refakatçi olarak kaldığını söylemişti, neden söylemişti ben zorlamıştım ve o küçük cocukta benim gördüğüm cocuktu.

Saat şimdi akşam üstü 5-6 belki 7 civarlarıydı. Oda da etrafıma bakındım öyle boştu ki.. kulağıma sadece makinelerin sesleri geliyordu. Sıkıntı ile doğrulup ayaklarımı aşağı sarkıttım. İçeri vuran gün batımının ışığı ile biraz durup izledim, aklıma Luka geliyordu.. onunla yaptıklarımız.. bir kez olsun kendim olmuştum, bir kez olsun yaşadığımı hissetmiştim hayal de olsa.. iç çekerek ayağa kalkıp camın oraya gidip açtım, temiz hava ciğerlerime hücum ederken derin nefes çektim içime. Aklıma yine sorular basıyordu.. zihnim de ordu vardı sanki ve hepsi bir ağızdan konusuyordu.

Yan tarafa duran tepsinin oradaki ilaç kutuları gözüme çarparken sarsak adımlarla oraya gidip elime aldım, yazılarını okudum anlamıyordum  hic bişey. Bugün olan şey aklıma geldi vücudum ilaçlara tepki veriyordu. Avcuma belli belirsiz ilaçların hepsinden karmakarışık şekilde boşalttım. Avcuma bakıp derin nefes verdim.. belki bir işe yararlardı, belki annem ile babamın yanına gidebilir lukayı görebilirdim.. etrafa bakındım kimse yoktu ne doktor ne baska biri sanırım dinleniyorlardı. Önüme dönüp avcumdaki ilacların hepsini ağzıma yollayıp su içerek yuttum. Duvara tutunup derin bir nefes verdim ve sadece bana ne olucaksa olmasını beklemeye başladım..

5-10 dakika geçti veya geçmedi bilmiyordum ama fazla terlemeye başlamıştım, nefesim yetmemeye başlarken derin derin içime çekmeye başladım. Mideme giren saçma sapan ağrılar beni kıvrandıracak dereceye sokarken ayakta durucak gücümü yitiriyordum. Nefes alamamam benim gözlerimin kararmasına sebep olurken yere çöktüm. Gözlerim kapanırken o an sadece bir kişinin bana ismimle seslenmesini ve odaya dalmasını duydum..

Saatler sonra

Ağır ağır gözlerimi açtım, ağzımda hava makinesi ve yine kolumda serum. Baygın gözlerle önce tavana ardından etrafa baktım, doktor Eric ve Luka.. buradaydı ikiside, yanı başımda. Boş gözlerle baktım.

"Uyandı sonunda uyuyan güzel. O kadar ilacı içerken ne düşündün sen?"

Gözüme fener tutulduğunda kafamı çevirdim. Derin bir nefes verip sadece omuz siktim.

"Luka şans eseri seni öyle görmeseydi ölücektin ıris, zehirlendin"

Mırıldandım.

"Amacım zaten ölmekti.."

Sessizlik oldu. Doktor Eric derin bir nefes verdi burnundan ve beni son kez konrtol etti.

"Mideni yıkadık bir sorun kalmadı. Serumundaki ilacta kanını temizler. Sana yalvarırım ıris bir daha böyle bi şeye kalkışma. Şimdi gitmek zorundayım, Luka burada"

Gittiğinde arkasından bakıp başımda duran lukaya baktım.. meraklı gözlerle bana bakması onu her zaman tatlı yapıyordu.. hafiften gülümsedim.

"İstersen sende git, birşey yapıcak durumda değilim hm?"

"Maalesef gitme niyetim yok. Neden öyle bişey yaptın ıris? Ne olursa olsun intihar çözüm değil"

Baktım.

"Yaşadıklarımı yaşasaydın-"

Lafımı böldü.

"Yaşadım ıris, bende anne ve babamı kaybettim. Annemle babam boşandıktan sonra babamın kumar borçları ailemizi parçaladı. Gözlerim önünde annemi öldürdüler."

Gözlerim kocaman açıldı. Aynı senaryo ama farklı şekiller..

"Amanda teyze öldü mü yani.."

"Annemin ismini nereden biliyorsun?"

"Bosver olur mu? Konumuza dönelim. Özür dilerim.. yaranı deşmek istemedim ama bir şey var.. işte onu anlatsam da anlamazsın ki"

Yanıma oturduğunda gözlerine bakıp kafamı çevirdim.

"Iris, seni ilk gördüğüm de zaten tanıyormuş gibi hissettim. Bunun sebebini bilmiyorum ama çok tuhaftı, sonra seni tekrar rüyam da gördüm- sen misin veya farklı birimi bilmiyorum ama benziyorsun. O kişi kaza geçiriyordu karşıdan karşıya geçerken ve ben anlamadığım şekilde ona koşuyorum.. hatta kendimi parçalıyorum bende. Çok tuhaf"

Anlattıklarını dinlerken dilim tutulmuştu resmen çünkü bu.. uyanmadan önce olan şeydi. İşler iyice karışırken yüzüne baktım tekrar.

"Luka.. çok daraldım beni biraz gezdirir misin lütfen.."

"Tabi elbette"

Yardımıyla kalkmış serumu çıkartmıştık.
Beraber terasa çıkmıştık hava çok güzeldi ve bu beni azda olsa rahatlatıyordu. Demirlere tutunurken sırtımdaki el ile çaktırmadan yandan sırıttım, önlem içindi elbette.. iç çektim

"Komadayken.. sanki herşey daha normaldi, en azından oradaki öyleydi. Luka, bazen gerçeklik ve hayali karıştırdığın oluyor mu? Her gün uyandığımda sanki o gelicek hissine kapılıyorum"

"Bazen o gördüğümüz hayal her neyse bize daha iyi gelir çünkü gerçekten kaçıyorsun. En azından kendince mutlu olmaya çalısıyor, yaşamaya devam etmeye çalısıyorsun ve eğer yapmazsan dünya yaşanmaz hale gelir şeklinde oluyorsun. Bak ıris bu ne kadar güzelse bir o kadar zararlıdır, sana zarar verir çünkü ne zaman gerçek olmadığını bir kez daha anladığında mahvolursun. Seni bu konuda anlıyorum inan bana. Ben senin yanında olurum, normalde insanlardan uzağım, bu şekilde sohbet bile etmem fakat sende o his gidiyor. Daha yeni tanıştık hatta tanışmadık bile sayılır fakat çok garip- herneyse. Ben sana yardım ederim, tek değilsin"

Gözlerine bakarak dinlemiştim öyle güzel konusuyordu ki.. hersey gidiyordu o an. Kocaman gülümseyerek yaklaşıp halsiz şekilde ona sarıldım.

"Teşekkür ederim.. en azından birinin olduğunu bilmek güzel hissettiriyor fakat, hayalimdeki o insanın.. şimdi benden bu kadar uzak olması çok kötü biliyor musun.."

Bana baktı sanki anlamıştı ama belli etmedi.

"Belki zamanla yakınlaşır bunu bilemezsin turuncu kafa"

Güldüm.

"Turuncu kafa mı? Sadece turuncuyu tercih ederim"

O da güldüğünde özlediğim gülüşünü inceleyip geri sarıldım kafamı yaslarken. Güvende hissettiriyordu..

Bölüm birazcık kısa oldu 🤭

Gerçeklik Algısını Kaybederken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin