" Doktor, sen önce kendini iyi et! "
🎼 Bora Duran - Sen De Gidersen
▪︎☕️▪︎
Kulağına çok yakından gelen ama uzak bir hatıra gibi bildiği o ses ilişti. Açık bıraktığı pencerenin önündeydi yine. Ne bir sigara daha yakacak gücü ne de eskileri konuşacak nefesi kalmıştı.
Neden cevapsız bırakılan sorular yerine şarkı sözleri duyuyordu?Beni koyamazsın eller yerine
Kalbimi kıramazsın,
Suçum ne ki söyle?Gitarın telleriyle birlikte döküldü sözler yere. Rüzgar Neslihan'ın saçlarını havaya savururken Güven'in yorgun elleri eski gitarda dolaştı. Şarkı söylemeye başlamıştı. Bu eski bir şarkıydı ve onları ayrıldıkları güne, eskiye götürecekti. Plağın yanında duran kurumuş bir çiçekte yapabilirdi bunu belki ve evde ki her bir eşya... Ama şarkı, o ayrılık gününe adanmıştı mutluluk gününe değil.
Sen beni koyamazsın eller yerine
Kalbimi kıramazsın,
Suçum ne ki söyle?Solmuş pembe çiçek dile gelse: Çok sevinçli bir tarihe açtım gözlerimi, fakat 20 yıldır soluyorum. Diyebilirdi sadece. Sonun aksine mutluluğa nadide olurdu.
Kenarda, rafta duran kar küresinin saydam camından baksaydık dünyaya: Sen benim dünyamsın demedi hiç, şairane konuşurdu.
O yüzden, genç bir çiçeğin avuçlarına
" Seninle dünyalara sahibim. " diyerek bırakıldım. Her bir dünyada yine mutluluğu anlatırdı. Mutlu olurdun.Şemsiye sembollü gümüş prangaya sormalıydık belki, en iyi o bilir diye ama kendini gizlemişti bu gece. Konuşsaydı eğer tutsak olduğu tenden ayrılırdı çünkü,
kopar giderdi.Bu yüzden sözlere sorduk:
Cevap verilemeyen soruların cevabı gizliydi onlarda. Ayrı kaldıkları yıllar, bütün acı.. Onların hikayesi gizliydi.▪︎☕️▪︎
07.2003
Gülmüyor sensiz yüzüm
Hayat zalim bir hüzün
Bense çektiğim kadar derdin
Tesellisini bilirimNeslihan: Şimdi sen de gidersen böyle-
Sesi şarkıyı devam ettirmekte tereddüt etmişti. Belki unuttuğunda belki çok iyi ezbere bildiğinden... Sustu. Rüzgar pencere kenarından çiçekli saçlarına savruldu. Bu eve ilk geldiğinden beri en sevdiği burası, beyaz pervazlı pencere önüydü. Ne zaman üzülse, Güven'i özlese ve mutlu olsa soluğu orada alıyordu. Güven olmadığı anlarda nefes almasını sağlayan bir şiir kitabı gibiydi bu evin rüzgarı onun için.
Güven: Kim çeker nazımı söyle.
O tereddütü silip atmak istiyordu sevdiği adam. Bir gündür ayrı kaldığı gözlere yine doya doya bakmak istiyordu. Neslihan'ın da istediğini şiir yaptığı ve saçlarını savuran bu rüzgardan anlamıştı. Gözlerine baktı derin derin ve elleri gitarı tutamaz oldu. Tellerden aşağı bıraktı parmaklarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şekersiz Kahve
FanfictionO gittiğinden beri acıdan başka hiçbir şey yağmamıştı yüreğine. Artık 'şekersiz' içiyordu kahveyi. Değişimlerin ne zaman, niye olacağıysa bilinmeyenlerden..