Ve ben
Seni düşüncemde bile hiç aldatmadım.
Çünkü senden başka bir insanı sevmeyi,
bu sadece düşüncelerimde bile olsa, düşünemiyordum.
Sevmeyi denemek bile benim gözümde
büyük bir suçtu- Fyodor Dostoyevski
▪︎☕️▪︎
- Neslihan'dan -
1999
Ellerindeki kana bakıyordum birkaç dakikadır. Gözümü bile kırpmamıştım. Aslında şaşırdığım bir şey değildi, hep böyleydi elleri. Hastanede, fakültede ya da durakta her gördüğümde dikkatimi ilk hiç geçmeyen o yara çekiyor.
Aralıksız yaralanıyor.
Yakışıyor da gerçi, inkar edilemez.Neslihan: Yorgun bir yakışma.
Güven: Ne?
Neslihan: Ellerinin hep yaralı olması, yorgun bir yakışma.
Ellerine baktı.
O an fark etti yarasını.Güven: Sürekli kavga ettiğim için, bir türlü kapanmasına izin vermiyorum.
Burukça gülümsedim. Daha bir hafta önceye kadar vücudumun kanadığına şahit olmadım ama benim aksime o hep yara alıyor demek kendi isteğiyle ve ben küçükken düşüp dizimi hiç kanatamamışken, kanamasına izin verilmemişken o hep kanamış, yalnız kalmış. Bu evin sessiz ve sadece o dolu oluşundan anlıyorum.
Neslihan: Boşuna serseri dememişim öyleyse. Demek ki her sokak başında bir kahraman olasın geliyor.
Elimdeki pembe renkli kupayı dudaklarıma götürdüm ve bir yudum aldım kahvemden. Yüzümü buruşturdum, şekersizdi.
Güven: Serserilerden,
kahraman olur mu?Yüzüm buruk şekilde ona baktım. Gözlerim kısıldığı için zar zor görebilsem de fark ediliyordu o hayran bakışı. Yıldızların ışığını yansıtmıştı gözlerine. Aynı annemden bana miras kalan şiir kitaplarında okuduğum gibi, aşık delikanlıların güzel kızlara baktığı bir betimlemeyle dolu bakışları.
Neslihan: Oluyormuş demek ki.
Sen bana oldun. O gece, git dediğimde gitmedin.
Yaramı sardın.Gülümsedim. Saçımı kulağımın arkasına atıp başımı kaldırdım. Tam gözlerinin içine bakacaktım artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şekersiz Kahve
FanfictionO gittiğinden beri acıdan başka hiçbir şey yağmamıştı yüreğine. Artık 'şekersiz' içiyordu kahveyi. Değişimlerin ne zaman, niye olacağıysa bilinmeyenlerden..