Theo...

65 6 15
                                    

Sabahın köründe alarmın kulakları sağır edercesine çalmasına Julia uyanmasa da Liam zıplayarak uyandı. Beyni daha uyanmamıştı. Kolunu zorlukla kaldırıp yatağın yanındaki ahşap, beyaz kapaklı -muhtemelen meşeden yapılma- ve sade komodinin üzerinde zır zır çalan alarmı sertçe vurarak kapattı. Yüzünü yastığa geri gömmek, okulu asıp uyumayı ne kadar istese de kendini zorlayarak yataktan kalktı. Gece üstünü bile değiştirmemiş, olduğu gibi kızın yanına kıvrılmıştı. Dün gece olanlar Liam'ın aklına geldikçe tüyleri diken diken oluyor, nabzı hızlanıyor, göğsü daha da hızlı ve büyük inip kalkıyor sanki panik atak geçiriyordu. nefesi daralmaya başlayınca derin derin nefes almaya çalıştı. Sırtından boşalan soğuk terlerle beraber eli ayağı titremeye başladı. Her ne kadar alışık olsa da dün olanlar onu çok korkutmuştu. Hayır, Liam kendisi için değil, Julia için korkmuştu.
Etraf bulanıklaşıp dönmeye başlayınca Liam da yalpaladı. Boğazına oturan yumrudan kurtulmak için derin derin nefes alıyor, terden sırılsıklam olmuş saçlarının diplerinden akan ter şakaklarından çenesine düşüyordu. Yalpalarken dengesini kaybetti ve kapının pervazına tutundu. Kıyafet dolabının olduğu odanın kapısının pervazından, çaprazında kalan camı açması gerekiyordu. Bütün dünyası dönüyor ve görüşü bulanıklaşıyordu. Tekrardan derin derin nefes almaya çalıştı. Göğsü yaklaşık bir karış kadar kalkıp iniyordu. Vücudu ağırlaşıyor, kendisini daha fazla taşıyamıyordu. Liam yere çöktü ve sırtını kapının pervazına yasladı. Nefes alışları yavaş yavaş düzeliyor, dünyası duruluyordu. Görüşünü bulanıklaştıran bulutlar dağılıyordu. Zihni bir anda boşalmıştı. Sadece gece olanları ve Dehşet Doktorlarını düşündü.

Theo...

Liam öfkeyle ayağa fırladı ve telefonunu alıp elinden geldiğince hızlı rastgele numaralar tuşladı. Telefon çalarken Liam zihnindeki acele hissiyle odanın ortasında volta atarken telefona biri çıktı.

Kira'yı aradınız. Lütfen mesaj bırakınız...

Liam aramayı kapattı ve tekrar çaldırdı.
Elini, terden ıslanmış saçlarına daldırdı ve karıştırdı.

Kira'yı aradınız. Lütfen mesaj bırakınız...

"Siktir!" Liam telefonu kapattı ve sinirle fırlattı.

Yere düşen telefon çalmaya başladı.
Liam telefonu aldı ve kırık ekranındaki isme baktı. Kira sonunda görmüştü ve arıyordu.
"Merhaba, ben Kira. Kiminle konuşuyorum?"

Liam, "Kira? Benim Liam Dunbar" diye soru tonuyla konuştu.

"Liam! Aman Tanrım görüşmeyeli çok oldu. Beni aratan nedir?"

"Seninle konuşmam lazım...Yüz yüze"

"Liam ülkenin diğer ucundayız nasıl görüşelim?"

Liam hissettiklerini sesine yansıtmamak için boğazını temizledi ve "Önemli değil. Scott'ı aramayı denedim ama telefonlara çıkmıyor. Ulusam oradan duyamaz diye düşündüm ayrıca bu doğrudan seni ilgilendiriyor." Diye anlattı.

"Ne oldu? Orada her şey yolunda mı?"

Liam biraz durdu ve kocaman yutkunarak "Kılıcın lazım" dedi.

"Liam en son kılıcı kırdınız. Hatırladın mı?"

"Biliyorum ama bir yolu olmalı. Kitsune değil misin sen? Yaparsın bir şeyler!" Diye çıkıştı Liam.

İki dakika boyunca telefondan hiç ses gelmedi. Liam beklerken aklına gelen düşünceleri susturmayı denedi.

"Yarın boşum. Yarın oraya gelmeye çalışırım"

Liam Dunbar |The Lonely WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin