Kardeş gibi!

27 3 4
                                    

Liam, sabahın kör saatinde sebepsiz yere bir anda uyandı. Yattığı kocaman yatakta doğruldu ve yanındaki yer yatağında yatan çocuğa baktı. Gece fazlasıyla kavga etmiş olmalarına rağmen Liam, başka şartlar altında tanışsak çok yakın arkadaş olabilir miydik? Diye düşündü. Bu düşüncesi istemsizce gülümsemesine neden oldu.

Üstündeki yorganı, gözlerini Theo'dan ayırmadan attı ve ayağa kalktı. Altındaki uzun, siyah pijamanın aksine üstünde sıfır kollu gri bir atlet vardı. Liam üstünü değiştirmeden kapıya ilerlerken arkasından bir ses "Nereye gidiyorsun?" Dedi.

"Seni ilgilendirmez. Ayrıca acele et. Kimse seni kahvaltı için beklemek zorunda değil." diye tersledi ve kapıyı çarparak çıktı. Kapının diğer tarafında kalan Liam, sırtını kapıya yasladı ve burnunu kemerinden sıkarak derin bir nefes verdi. Sakin kalmaya çalışırken "Tanrım, bunu niye kabul ettim?" diye söylendi kendi kendine. Kapıya dayanmış kafasını dinlendirirken bir anda kapının açılmasıyla sırt üstü yere düştü. Yüzü tam da Theo'nun altına bakan Liam az önce olanların şokuyla öylece bekledi. Kısa bir süre sonra ayağa fırladı ve hırlayarak "N'apıyorsun lan sen?" diye bağırdı. Theo ise "Kapının arkasında olduğunu nerden bilebilirim?" diye bağırarak karşılık verdi. Liam göz devirdi ve "Neyse ne. Acele et." diye söylendi. Theo, öfkeli gözlerle Liam'ın merdivenlerden aşağı inişini izledi ve kendi kendine "uyuz" diye söylendi.

"Evet çocuklar. Bugün kahvaltıya arkadaşınız için yeni bir şeyler hazırladım." dedi Jennifer gülümseyerek. Theo'ya baktı ve "İstediğin kadar yiyebilirsin" dedi sofradaki yemekleri gösterirken. Theo, Jennifer'a gülümsedi ve "teşekkür ederim" dedi tabağına yemek alırken. Jennifer karşılık olarak sadece gülümsedi. "Ee?" dedi Jennifer sandalyesine otururken. "Anlat bakalım nereden geliyorsun?" diye bitirdi cümlesini. Theo ilk önce biraz bekledi ve düşündü. Ağzını açtığı sırada Liam onu susturdu ve "Ee, benim eskiden yaşadığım yerden bir arkadaşım." dedi ve gülümsedi. Jennifer, Theo'ya gülümsemekle yetindi.

Kahvaltı bitince Liam ve Theo yukarıya, odaya kavga ede ede çıktılar. Liam kapıyı çarparak kapattıktan hemen sonra "Sofrada öyle bir şey demen şart mıydı?" diye bağırdı. Theo da sesini yükseltmekten çekinmedi ve "Ne dedim sanki bir şey demedim!" diye karşılık verdi. Liam sesini daha da yükseltti ve "Gördük onu! Resmen göz göre göre kıza asıldın! Önce öldürmeye çalıştın şimdi de asıldın! Nasıl bir insansın lan sen?" diye öfkeyle bağırdı Theo'nun üzerine yürürken. Theo, korkmadığını göstermek için bir adım bile geri atmadı; aksine o da Liam'a doğru birkaç adım attı ve "Nolmuş yani? Kime asılacağımı sana mı soracağım?" diye çıkıştı. 

"Heeey" Julia odaya daldı. "Sakin olun!" diye bağırdı. Liam kendini geri çekti ve "Ne demek sakin ol?" dedi öfkeyle. Theo kıza gülümsedi ve "İyi ki geldin. Şimdi şu ilkokul 3. sınıf kardeşine hakim olur musun?" dedi alaycı bir tavırla. Liam bu sefer kardeşini takmadı ve Theo'nun üzerine yürürken "Sen kime ilkokul 3. sınıf diyorsun lan! Çocukça laflarını kendine sakla. Bana bak lan" yakasından yakalayıp kendine çekti. "Önce iyi gibi gösterdin kendini sonra beni, Scott'ı öldürmem için manipüle edip kullandın sonra da kendin öldürmeye kalktın! Hayalet sürücüler ve avcılara karşı senle birlik olmam bunları unuttuğum anlamına gelmiyor tamam mı?" diye konuşmasına devam etti ve Theo'yu iterek bıraktı. Theo, şok olmuş bakışların yanında üzerini düzeltti ve gözlerindeki dehşeti Julia'ya çevirdi. Julia dehşetle Theo'ya baktı ve "Gerçekten bunları yaptın mı?" diye sordu hayal kırıklığı ve korkuyla. Theo, bir şey demeye çalıştı ama dili varmıyordu. "B-ben..." Julia sözünü kesti ve "Sadece...Bizimle iyi geçinmeye çalış ve fazla yaklaşma" diye mırıldandı hayal kırıklığıyla ve odayı terk etti. Julia'nın dehşet ve hayal kırıklığı dolu bakışlarının aksine Liam'ın bakışları ateş püskürüyor, Theo'nun etini delip ruhuna ulaşıyordu. Liam da öldürücü bakışlarını kapıya çevirdi ve odadan çıktı. Theo ise tarif edilemez duygular içinde arkasından bakakaldı. Hiç bu kadar ezilmiş hissetmemişti. Sanki...ilk defa birisinin onu çok sevmesini istemişti ama olmayınca da canı çok yanmıştı. Daha önce hiç bu şekilde hissetmemişti. Gözleri doldu ve bir damla düştü. 

Liam ve Julia bütün gün odada oturmuş kart oyunu oynarken Liam pencereyi açmak için cama uzandı ve Theo'yu kapının önünde öylece otururken gördü. Ne kadar umursamak istemese de içten içe canı yanmıştı. Elindeki kartları yatağa bıraktı ve "Ben şuna bir bakayım" diye  mırıldandı. Julia yüzünü düşürdü ve moralsizce "Tamam" diyebildi sadece. 

Gözlerinden akan yaşlar bir bir merdivenin önündeki taş patikaya damlayıp patikayı ıslatıyordu. Daldığı düşüncelerden, aniden açılan kapının sesiyle çıktı. Birinin geldiğini görünce gözyaşlarını çaktırmadan sildi ve soğuk bir tavırla "Ne yapıyorsun burada?" diye sordu. Liam elinden geldiğince umursamaz olmaya çalışarak "Bu soğukta öylece oturduğunu görünce bakmak istedim" dedi soğuk bir sesle. Theo, damlayan bir yaşı daha sildi ve "Ne zamandan beri beni umursar oldun?" diye sordu imayla. Liam derin bir iç çekti ve ellerini cebinden çıkartırken "Bak, yukarda biraz ağır konuşmuş olabilirim ve bunun için özür dilerim. Kırılmadığına hatta umurunda bile olmadığına emindim ama şu an pek de umursamaz gibi durmuyorsun" dedi. Theo şaşkınlıkla başını kaldırdı ve "Nasıl yani?" diyebildi. Liam bir basamak indi ve Theo'nun yanına oturdu. Ellerini, açık bacaklarının arasında birleştirdi ve "Birkaç sene önce, Dehşet Doktorları henüz gitmemişken yaptıkların gerçekten korkunçtu ama sonra birbirimize, ne kadar anlaşamasak da sahip çıktık. Theo sen benim için bir kere hayatını tehlikeye attın. Hatta belki daha fazla. Biraz fazla sert çıkmış olabilirim yukarıda. Ama hala sana çok güvenmiyorum." dedi sakince. Theo, dolan gözlerinden akan yaşlara engel olamadı ve "Biliyorum çok zalimce davrandım ama Liam seni ilk gördüğümde sana kanım ısınmıştı. Ama sonra gördüm ki sen benden hiç hoşlanmadın hatta nefret ettin. Ben kalp kırıklığını pek gösteren bir insan değilim. Yerin altında kız kardeşimleyken birçok şeyin farkına vardım. O lanet yer korkunçtu. Kız kardeşime yaptıklarım korkunçtu. Size yaptıklarım da korkunçtu." dedi titrek sesiyle. Liam derin bir iç çekti ve hiçbir şey demeden Theo'ya sarıldı...

Liam Dunbar |The Lonely WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin