DURU'DAN
Sarsılıyordum. Gözlerimi hafif araladığımda bir arabada gidiyordum. Neredeydim ki ben. En son yere sert düşüşümü hatırlıyordum. Evet ya ben en son birisi tarafından bayıltılmıştım.
" Uyuyan güzel uyanmış demek" dedi yan tarafımdan gelen ses. Sağ tarafımda oturan adama baktım. Yeşil gözlü ve kumral saçlıydı.
Çenesi keskin olduğu için onu sert gösteriyordu." Kimsin sen" dedim. Sırıtmıştı.
Kaşlarımı çattım." Kimsin sen dedim, dilini mi yuttun suratsız adam" dedim. Gülen suratı düşmüştü. Bu sefer ben gülümsedim.
" Aras'ın deniz gözlüsü de tam kendisi gibi" dedi. Derin nefes alıp verdim." Bak kardeşim, beni kaçıracak kadar gerizekalı olma çünkü Aras seni bulursa yaşama ihtimalin yüzde sıfırın altında" dedim bıkkın sesimle. Kaşlarını kaldıran yeşil gözlü adam burnundan gülmüştü.
" Hmm demek Aras beni yaşatmaz. Sen önce Aras'ın yaşayacağından emin ol" dedi. Sert bir şekilde yutkunmuştum.Ellerim titriyordu. Aras'a zarar verdiyse ne yapacaktım." Korktunmu tatlı kız" dedi. Sakın Duru sakın ağlama. Güçlü durman gerekiyor.
" Senin gibi habeş maymunundan korkacağıma ölürüm daha iyi. İkincisi de sen Aras'ın kılını dahi kesemezsin" dedim sırıtarak. Beni korkutmaya çalışıyordu ama korkmayacaktım.
" Vay Aras vay. Aras'a kendinden daha çok benziyorsun. Onun gibi cesur, korkak olmayan ve biraz da sivri dillisin" dedi. Gülümsedim.
" İltifatların için sağol hadi şimdi beynini kullan da bırak beni" dedim. Bu adam cidden gerizekalıydı, birsürü laf ettim birşey demedi veya diyemedi.
" Fazla laf yaptın. Şimdi seni dinlemem bittiyse kendi kurallarıma geleceğim. Bir, eğer bir daha bana değişik lakaplar takarsan görmek istemeyeceğin şeylere maruz bırakırım seni. İki, benim yanımda fazla kalmayacaksın, Aras seçim yapacak. Ya sevdiği kadın ya da kız kardeşi" dedi. Nefesim daralmıştı.
" Ekim'de mi seninle" dedim. Kafasını salladı." Aras'ın yapacağı bir seçim olacak, seçtiği kişi ölecek ve kalan kişi de evine geri dönecek. Çok heyecanlı değilmi" dedi. Aras... Yardım et.Yeşil gözlü adam beni sandalyeye bağlamıştı. Kocaman bir yerdeydim. Her taraf karanlıktı. Sessizlik her tarafı kaplamıştı. Yalnızlık ve korku içimi kemiriyordu. Aras, ben ve Ekim arasında bir seçim yapacaktı. Yapamazdı ki. Aras ikimize de kıyamazdı. Eğer bize yetişip kurtarırsa ikimiz de yaşayacaktık. Eğer ki yetişemezse de birimiz ölecekti. Kendimi feda etmeye hazırdım. Eş hep bulunurdu ama kardeş hep bulunmazdı. Benim ailem yoktu veya benim için üzülecek kimse yoktu Aras hariç. Ekim'in ailesi vardı. Abisi, ablası ve annesi...
Bekliyordum. Ekim'den bir ses yoktu. Aras'ın haberi var mıydı onu da bilmiyordum. Varsa da bize yetişemezdi ki. Kendimi çok fazla kimsesiz hissediyordum. Öyleydim de zaten. Ne annem ne babam ne de bir kardeşim vardı. Abim ve ablam da yoktu. Belki babam ilk defa da adamlık yapıp bana üvey abi , abla veya kardeş getirmiştir dünyaya.
Yorgundum. Uyusam da geçmeyecek bir yorgunluk vardı üzerimde. Kalbim ağrıyordu. Ağlayasım da geliyordu ama bu suratsızın yanında güçsüz görünmeyecektim. Savunmasız bir çocuk gibi görünmek istemiyordum. Zaten babamın yanında yeterince savunmasız kalıp kendimi ezdirdim. Şimdi olmazdı.
Güçlü görünmek de zordu. Ama bazen zor da olsa görünmek de gerekirdi.
Nerede olduğumu bilmiyordum. Ayak sesleri geliyordu. Bana daha çok yaklaşıyor ve evet geldi. Bir kapı açıldı ve içeri sayısını bilmediğim kadar adamlar girdi. Karanlık olduğundan dolayı kimseye göremiyordum. Ama fazlasıyla adam girmişti. Ayak sesleri daha da yakınımda dolaştı." Benimle uğraşan gerizekalı, eğer buradan kurtulursam sana sabaha kadar işkence yapmazsam bende Duru değilim" dedim. Kahkaha attı her kimse. Tabiki de yeşil gözlü adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DURU
Teen FictionGeçmişten derin izler taşıyan bir kadın, kadının geçmiş izlerine merhem olmak isteyen bir adam... Bazen merhem de yarayı iyileştirmezdi. Yara kapanmayacak kadar acı, hiç iyileşmeyecek kadar derindi... Yıllarca takıntılı olduğu kadını 1 yıl bulamaz v...