ARAS'DANSaat gecenin beşinde gelen telefon ile uyanmıştım. Acilen İstanbul'a dönmem gerekiyordu. Altay'ı göndermek istiyordum ama artık benim gitmem gerekiyordu. Duru'yu yalnız da bırakmak istemiyordum. Çünkü Suat'ın ne yapacağı belli olmazdı.
Duş alıp üzerime siyah takım elbise giydim. Gözlerim Duru'ya kaymıştı. Yatakta ters bir şekilde uzanmıştı. Ayağını da yatak başlığına atmıştı. Gülümsedim. Aslan ve deli sevgilim.
Saçlarımı kurutup , düzelttim ve parfümü sıkıp Duru'nun yanına yaklaştım." Duru güzelim" dedim hafif dürterek. Gözlerini hafif aralamış bir şekilde bana bakıyordu." Hayatımda gördüğüm en güzel kâbus, Aras niye rüyamda bu kadar yakışıklısın" dedi elini yanağıma atarak. Kahkaha attım.
" Güzelim rüya değil" dedim. Kaşlarını çattı. Elini kolunun üzerine koydu ve kendini cimcikledi." Aaa Allah belamı verdi galiba" dedi ve kendi kendine gülmeye başladı." Duru, İstanbul'a dönüyorum" dedim.Yataktan hızlıca kalkıp oturdu." Nasıl, niye" dedi. Yutkundum." Acil bir iş çıktı, gitmem gerekiyor" dedim. Dudağını büzdü." Bende geleyim, olmaz mı" dedi. Gülümsedim zor da olsa.
" Hayır güzelim, bu gece dönerim zaten" dedim. Gözleri dolmuştu. Elimi yanağına koydum ve okşamaya başladım." Şşş sakın ağlama, geleceğim güzelim" dedim. Kafasını salladı.
" Gelmezsen ben gelirim, zor olmaz" dedi gülümseyerek. Kafamı yan yatırdım." Gel buraya deli kadın" dedim ve kendime çekip sarıldım. Kafamı boynuna gömdüm ve kokusunu içime çektim.
Gitme vaktim gelmişti. Aklım ne kadar gitmek istese de kalbim hep burada olacaktı. Gitmek istemiyordum. Çok değişmiştim. Kafamı asla işin başından kaldırmazdım. Hayatımda hiç hamburger yememiştim, hep detoks suyu içerdim veya sebze ve meyve yerdim. Duru hayatıma birçok şey kattı. Suratı hep asık olan beni, onu düşünüp duvara bakıp gülümseyecek kadar aşık etmişti kendine. Aşık olmayı da geçtim, Duru benim moral kaynağımdı. Gülümsedim. Onu düşünmek bile suratımın gülümsemesine neden oluyordu.
Duru ile birlikte otelin kapısındaydık. Gözleri doluyordu ama bana belli etmiyordu. Mavi gözlerine öldüğüm kadını birkaç gün görmemek güzel değildi. Onu bir saniye bile görmesem duramazdım yerdimde.
Ekim ve Altay'da gelmişti." Aras hâlâ söylediğimde kararlıyım, senin yerine ben gidebilirim kardeşim" dedi Altay. Gülümsedim.
" Sağol kardeşim, artık benim gitmem gerekiyor, şirketin sahibi olarak biraz da işlerimin üzerinde durmam lazım" dedim.
Kafasını salladı." Nasıl istersen" dedi.
Gitmek ilk defa zor gelmişti bana. İlk defa sevdiğim insanlardan ayrılmak zor gelmişti. Çünkü ilk defa gerçek sevgi görmüş ve gerçek aile gibi hissetmiştim. Sevdiğim kadını bırakmak, kardeşimi, Altay'ı bırakmak zordu. Ama bazen ayrılık da gerekirdi. Ne kadar istemesek de bazen ayrılık vururdu karaya.
Gözlerim Duru'ya kaymıştı. Gözleri dalmış ve yaşlarla doluydu. Boğazım düğümlenmişti. Neşesine öldüğüm kadın, ölüm sessizliğiyle bir yere dalmıştı. Yanına yaklaştım ve elimi beline atıp kendime çektim." Sakın Duru, sakın ağlama ve öldüğüm mavi gözlerinden neşeni eksik etme. Geleceğim, sadece on iki saat ayrı kalacağız" dedim. Göğsümde sesli bir şekilde ağlayan Duru'yu beklemiyordum." Gitme Aras" dedi. Sert bir şekilde yutkunmuştum. Nasıl bırakacaktım ki ben seni.
Duru'dan ayrıldım ve elimi yanağına koydum.
" Geleceğim, söz" dedim. Gitmekten başka çarem yoktu. Duru'da anlamıştı o yüzden kafasını salladı. Bakışlarımı Altay'a yönelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DURU
Fiksi RemajaGeçmişten derin izler taşıyan bir kadın, kadının geçmiş izlerine merhem olmak isteyen bir adam... Bazen merhem de yarayı iyileştirmezdi. Yara kapanmayacak kadar acı, hiç iyileşmeyecek kadar derindi... Yıllarca takıntılı olduğu kadını 1 yıl bulamaz v...