16

35 2 1
                                    

Selamlarrrr
Ben geldimm

Evet baya geç geldim ama geldim ve bundan sonra düzenlik olarak bölüm atmayı planlıyorum.

Umarım bölümü seversiniz.

İyi okumalarr

Şarkı: Sen Beni Unutamazsın- Emre Aydın

2 hafta sonra

Mavi'den

2 haftadır sınavlara çalışmaktan başka hiçbir şey yapamamıştım. Ayaz'la bile bu 2 hafta boyunca 'nasılsın?, iyi misin?' tarzı şeyler sorarak mesajlaşmıştık. 2 haftadır onu görmüyordum ve o kadar özlemiştim ki. Sınavlara fazla çalışmazdım ama sırf aklıma Ayaz'ı getirmemek için gece 3 lere kadar ders çalışmıştım. Göz altlarım bunu kanıtlar nitelikte mosmordu.

Bugün ise evdeydim ve birazdan Eylül'ü okuldan almaya gidicektim. Rahat şeyler giyinip, göz altlarımı kapatmaya özen göstererek hafif bir makyaj yapmıştım.

Kulaklıklarımı takıp evin anahtarını alıp evden çıktım.

10 dakika sonra okula yaklaşmıştım ama daha zil çalmamıştı. Okula yakın bankta oturarak zilin çalmasını bekledim. O sırada kulağımda hayatı sorgulatacak o şarkı çalmaya başlamıştı.

Halim toz, halim duman olsa...

Yenilsem, tükensem, bitsem

Bir ah etmem

Unuttum çoktan

Öğrencilerin konuşma sesleri ile gözlerimi daldığım yerden çektim ve ayağa kalktım. Zil çalmış ve çoğu öğrenci dışarı bile çıkmıştı. Bahçe baya kalabalıktı ama o an benim gözüm sadece bir şeyi gördü.

Geriye dönmem

Geriye dönmem

Geriye dönmem

Ayaz oradaydı ama tek değildi. Yanında benle yaşıt ya da en fazla benden 1 yaş büyük bir kız vardı ve el ele tutuşuyorlardı. Yanlış gördüğümü düşünerek gözlerimi kapatıp geri açtım.

Ama sen beni unutamazsın

Anımsarsın aniden

Bi' adam bi' akşam, misal bana benzeyen

Tutar geçer tam önünden

Gözlerimi açıp yeniden o görüntüyü gördüğümde sanki kalbime binlerce bıçak saplanmış gibi hissettim. Kalbim ağırıyordu. O kadar kötü bir ağrıydı ki, hayatımda bu kadar büyük bir ağrı yaşadım mı düşündüm. Yaşamamıştım. Bu o kadar kötü bir ağrıydı ki o an oradan yok olmak istedim. O görüntüyü hafızamdan silmek istedim.

Ne yapsan sen beni unutamazsın

Bi' yağmur yağsın da

Bi' şarkı çalsın

Sen beni ölsen unutamazsın!

Bacağıma sarılan bir çift el hissettiğimde kendime gelip kimin sarıldığına baktım. O kadar ortamdan soyutlanmıştım ki Eylül'ü unutmuştum. Hemen kulaklıklarımı kulağımdan çıkarıp çantaya koydum.

"Ablaa, çok özledim senii" diye mutlu mutlu şakıdığında, ne kadar şuan yere oturup hıçkıra hıçkıra ağlamak istesemde bu isteğimi bastırıp eğilip Eylül'ün şaçından öptüm.

"Bende seni çok özledim bebeğim." diyip sırtındaki çantasını aldım.

Arkamı dönüp o ikisini gördüğüm noktaya baktığımda Ayaz'ın Efe'yi (hatırlamayanlar için Efe, Ayaz'ın kardeşi) kucağına aldığını gördüm. Yanlarındaki kızda onların bu mutlu hallerini gülerek izliyordu. Arabaya binene kadar onları izledim. Ayaz Efe'yi arabanın arka koltuğuna oturtup yanındaki kızın oturması için sürücü koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açıp kızın binmesini bekledi. Kızı, gülüşerek koltuğa oturttuktan sonra sürücü koltuğuna geçti ve gittiler. Bunlar 5 dakika da olmuştu ama bana saatler gibi gelmişti.

Nefesim daralmıştı ama bunu Eylül'e belli etmemeye çalışarak Eylül'ün elini tutup eve doğru yürümeye başladık. Gözlerim dolmuştu.

Ağlamamalıydım

Ağlamamalıydım

Şuan olmaz

Kendine gel Mavi

Kafamın dağılması için Eylül'le sohbet etmeye karar verdim.

"Eee ablacım nasıl geçti günün?" diye sordum.

Neşeli neşeli anlatmaya başladı; "Çok güzel geçti abla, hem bugün ben hocanın anlattığı bir konuyu anlamadım bana Efe anlattı ve anladım. Bende eve gidince sana anlatayım mı?"

Boğazımdaki yumru gitmiyordu. Yutkunarak sorduğu soruya yanıt verdim. "Tabi bebeğim anlatırsın." diye cevap verdim.

Eve gidene kadar daha Eylül'le konuşmadık. O gülüşmeleri aklımdan gitmiyordu. Bana en son öyle 13 yıl önce gülmüştü. Belki bencillik yapıyordum sonuçta hafızasını kaybetmesini o istememişti ama kalbim acıyordu.

10 dakika sonra evin olduğu apartmanın önünd geldiğimizde telefonum çaldı. Kim olduğuna baktığımda ise annem arıyordu. Babam ile AVM'ye alışverişe gitmişlerdi. Bekletmeden telefonu açtım.

"Kızım, Eylül'ü aldın mı okuldan?"

"Aldım anne. Hatta eve geldik bile."

"İyi tamam. Hazır mısınız peki?"

Sorduğu soruyu anlamamıştım. Bir yere mi gidecektik?

"Nereye hazır mıyız anne?"

"Kızım dün konuştuk ya kardeşinizin kontrol randevusu vardı ona gidicektik hep beraber."

Unuttuğum şeyle içimden bir güzel kendime sövdüm. Daha dün konuşmuştuk nasıl unuturdum.

"Tamam anne, ben hazırım Eylül okul kıyafetlerini değiştirsin gideriz."

"Tamam biz geliyoruz eve doğru Eylül giyinince inersiniz hemen aşağıya gideriz hastaneye."

"Tamam anne, görüşürüz."

"Görüşürüz kızım."

Telefonumu kapatıp cebime koydum ve Eylül'e döndüm.

"Gel üstünü değiştirelim, kardeşimizi görmeye gideceğiz." dedim elini tutup apartmanın merdivenlerinden çıkarken.

"Ayy ben çok heyecanlıyım abla. Bende senin gibi abla olucam. Çok mutluyum." dediğinde gülümsemeye çalıştığım yüzümle dediklerini dinledim.

"Evet ablacım. Bende çok heyecanlıyım." diyebildim sadece.

Kalbimdeki ağrı asla gitmiyordu. Bu ağrı nasıl geçecekti?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kumral | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin