12

98 9 0
                                    

Mavi'den

Şuan otobüsün camına yaslanmış, Ayaz'ın attığı fotoğrafa bakıyordum. Arada bir etrafa bakıyordum. Çünkü etrafım kız kaynıyordu. Tek ben bakmak istiyordum onun fotoğrafına. Bebeğim bir tık fazla kıskandın sanki. Diyen iç sesime; Olabilir öyle şeyler iç ses, bölme beni diyip yine telefona bakışlarımı çevirdim.

Yüzünün göründüğü kadarını, en ince ayrıntısına kadar ezberlemiştim. Biçimli yüzü, ne kalın ne ince olan dudakları ve dokunmak için yanıp tutuştuğum kumral saçları... İç çektirecek bir güzelliği vardı.

Ve maalesef bu anım otobüsün tümsekten geçip kafamın cama yapışmasıyla son bulmuştu. Zaten kimse telefonuma bakmasın diye camın dibine girmiştim. Zaten herkes senin telefonuna bakıyor Mavi. Diyen iç sesime gözlerimi devirip, önlem alıyorum bir kere, sus sen. dedim.

İneceğim durağı az kaldığı için telefonumu kapatıp cebime koydum. Durağa geldiğimde otobüsten inip eve doğru yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra telefonum çalmaya başladı. Alıp kimin aradığına baktım.

Lise 1'den beri arkadaşım, Gece arıyordu. İsmini görünce gülümsedim. Arkadaş değil de kardeşim gibi seviyordum onu. Fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Merhabalar Mavi Hanım'la mı görüşüyorum?"
İmalı sesiyle gülerek cevap verdim.

"Ta kendisi Gece Hanım"

"Kız çok özledim seni 2 haftadır konuşamıyoruz."

Gece de hukuk okuyordu ama aynı üniversitede değildik. Çoğu zaman buluşurduk, buluşamadıysak kesin telefonda konuşurduk. Ama gecenin telefonu bozulmuştu ve ikimiz de çok yoğun iki hafta geçirmiştik. Sadece bir kere annesinin telefonundan aramıştı haber vermek için.

"Ben de çok özledim seni, mumla arattın kızım kendini."

"İşte tam bu yüzden aradım seni."

Konuşmama fırsat vermeden devam etti.

"Bizim Esra var ya, bugün doğum günü varmış, evinde parti verecek. Sana ulaşamamış benim haber vermemi istedi."

Esra Gece'nin sınıfından bir arkadaşıydı. Tanışmıştık ve çok tatlı bir kızdı.

"Saat kaçta?"

"Akşam 6 da başlıcakmış."

O sırada telefonumu kulağımdan uzaklaştırıp saate baktım. Saat 14.13 tü.

"Tamam ama geç gelebilirim, yetişmeye çalışırım."

"Tamam bekliyoruz bebeğimm. Dedi m'yi uzatarak. Sonra telefonu kapattım.

Eve uğramadan Esra'ya hediye aldım ve evin yolunu tuttum. Yoldayken de annemi arayıp haber vermiştim. Kendisi teyzemlerdeydi. Eve geldiğimde saat 15.49 du. Fazla gecikmedim ya!

İlk olarak hızlıca duş aldım ve saçlarımı kuruttum. Sonra akşam için dolabımı açıp elbise aradım. Bir tanesi gözüme çarpınca hiç düşünmeden onu aldım. Beyaz bir elbiseydi

 Beyaz bir elbiseydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mavi'nin elbisesi

Elbiseyi giyip hemen makyaj masamın önündeki pufa oturarak saçımı yapmaya başladım. Saçlarımı dalgalandırmıştım. Güzel bir makyaj yapıp son olarak kırmızı rujumu sürdüm. Üstüme ceketimi giyip ayağa kalktım. Saate baktığımda saat 17.33 tü. Telefonumu, cüzdanımı ve bazı gerekli şeylerimi beyaz çantama koyup Gece'nin ben hediye bakarken attığı konuma baktım. Fazla uzak olmadığını gördüğümde hemen evden çıkıp az ilerdeki taksi durağına gittim. Bir taksiye binip, taksiciye adresi verip arkama yaslandım.

Adrese geldiğini taksiciye parasını verip taksiden indim. Telefonuma baktığımda sadece bir kaç dakika gecikmiştim. Bunu sorun etmeyerek partinin olacağı yere yani Esra'nın evine doğru yürümeye başladım.

Gece kapının oradaydı. Beni gördüğü gibi koşarak sarıldı. Ben de sarılışına karşılık verdim.

Sonra ayrılıp" Parlıyorsunuz Mavi Hanım." demişti .

"Sizin kadar olamam Gece Hanım." dedim gülerek. O da yeşil gözlerini öne çıkartacak yeşil bir elbise giymişti ve çok yakışmıştı.

Gülüşerek evin bahçesine girdik. Çok güzel hazırlanmıştı. Hava karardığı için süslenen led ışıklar çok güzel görünüyordu. Çoğu yerde oturma yeri vardı. Bir yerde masa vardı. Oraya pastayı koyacaklarını düşündüm. Sonra aklıma bir şey gelmişti ki Gece'ye döndüm.

"Daha başlamadınız mı?" diye sordum.

O da "Yok ama getirirler pastayı şimdi." demişti. Tam o anda Esra yanımıza geldi. Gece'den ayrılıp Esra'ya sarıldım.

"Doğum günün kutlu olsunnn." dedim n'yi uzatarak.

"Çok teşekkür ederim." dedi o da samimice. Ondan ayrıldığım gibi ışıklar kapandı ve bir yandan birisinin elinde pasta gelirken bir yandan da herkesin ağzından "İyi ki doğdun" sözleri söylenmeye başlandı.

Gece'yle bende gülerek söylemeye başladığımızda, karanlığın içinde bir çift gece mavisi gözleri gördüm. Gülüşüm yavaş yavaş silinirken yüzüm şok ifadesini aldı. Karanlığa inat parlayan gece mavisi gözleri benim üstümdeydi.

Bu kadar da tesadüf fazla ama!

Kumral | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin