Sürükle beni sonsuzluğa hayat

5 0 0
                                    

Sabah uyandım kalbimde bir korku heyecan ve düş kırıklıklarıyla uykuya zor daldığım her gecenin sabahında böyle olurum kalbime bir sıkıntı oturuverir sıçrayarak uyur uyanık dünyaya açarım gözlerimi güneş aydınlatmışsa penceremden içeriyi perdenin arasından süzülerek  işim biraz daha  kolay olur fakat kasvetli bir hava varsa ruhum iyice bunalır yataktan kalkmak ne zor gelir insana yatağa yorgana zincir vurulmuş gibi , yastığım yumuşaktır o sıra da fakat bana diken gibi gelir düşüncelerden kaçmak için bir kaç saat beynim dinlenmiştir ve şimdi yine pimi çekilmiş bomba gibi patlamayı bekler.
Duymak istemediğim her türlü ismi fısıldar defalarca kulağıma susturmak için başka şeyler düşünmeyi denesemde faydasız.
Bir çaba yataktan kalkmalıyım çünkü bu fısıltılar benden gidene kadar başka şeylerle uğraşmalı onları görmezden gelmeliyim oturup saatlerce düşünsem de halledemeyeceğimi bildiğim sorunlarımla bir saat oturup sadece onlarla savaşamam bu bana iyi gelmez .
Bir sıçrama ile yataktan fırlarım güneş gökyüzünde her yeri aydınlatırken perdeleri açmadan balkona koşarım bir sigara yakar dumanının üstüme sinmesini izlerim caddeden geçen türlü model arabayı takip eder gözlerim bu insanlar mutlu mu acaba nereye yetişmeye çalışıyorlar ne amaçları var bu dünya da ne için savaşıyorlar kim bilir ..
Acaba benim gibi birileri var mıdır bu dünyada her gün yataktan kalkıp hayatının karardığını bedeninin dışına çıkıp kendini eleştirdiği ve tamamen aklıyla yaşayan insanlar , kıskanıyorum mutluluktan gülümseyen insanları kahkahaları öyle güzel ki yarınlar yokmuşçasına , bir çok şeye gülüp geçmeyi çok isterdim bu yüzden kıskanırım mutluluğu , oysa ben her insanın samimi veya değil yakın veya uzak bir kere gördüğüm bir insanın bile her zerresini izlerim elleri kolları anlamlı bakışları oraya buraya konan elleri yüzündeki en ufak mimikleri her birini ve sonra sözlere geçerim her bir ağız oynatışında ne ifade etmek istiyor kiminle ne derdi var ve beni nasıl görüyor ? En ufak bir kötü söz eleştiri bir fikir çatışmasında karşıdan gelen o ufak kelime mesela ( peki ya sen bilirsin ) umursanmadığımı hissettirir bana bir anda ufacık sözcüğe takılı kalır ve manasız bir kalp sancısı olur bir anda ses telleri hareket ettiği saniyede benim kabime bir  ok saplanmış gibi olur ne demem ne yapmam gerektiğini unutur bütün özgüvenimi kaybeder kırılgan bir çocuğa döner ve donar kalırım tepki veremem söylemem gereken vermem gereken cevapların hepsi uçar beynimden sanki hafızamı kaybetmiş gibi beynim sadece duyduğumda hoşuma gitmeyen kelimede kalır sanki hayatı boyunca başka kelime cümle bilmez gibi tek onu sayıklar ve aptalca susarım .
Oradan ayrılmak isterim yok olmak isterim çekip gitmek isterim ama onu da yapamam çünkü hissettiğim şeyler görünmezdir neyseki onları iyi saklarım kimse neyin ne olduğunu anlamadan ben yeni bir savaşın içine girmiş olurum çoktan .
Evime giderim yalnız kalmak ve sadece bana söylenen şeyi düşünmek ..
Neden böyle oldu yine , bir çok seçenek vardı bir çok cevap vardı neden sustun yine?
Şimdi o dakika da yaşadığım donma tepkimi başka bir gecede kendi içimde kınarım neden kendi fikirlerini açıkça ifade edemiyorsun bir fikir çatışmasında neden ben böyle düşünüyorum hayır doğru olan bu sen istediğini düşün diyip bir kere de ben galip gelemiyorum ? Her defasında ezilmeye bu kadar alışmışlığım normal mi ? Ne yaşıyordum ben kim vardı içimde ben ben değilim artık savunmasız bir ceylan kadar kırılgan, ürkek , sadece kaçmayı bilen ,sözlerini bile bir araya getirip hakkını arayamayan ve detaylarda boğulmayı her defasında beceren bir insan oldum .
İstiyorum sonsuzluğa kavuşmak yok olmak bu dünyadan çok küçüğüm küçüldükçe küçülüyorum bir atom parçası kadar çok işlevli ve bir o kadar da görünmez. Toprak olsam mesela karışşam gitsem sonsuz mutluluğa , alır mı beni oraya o sonsuz şefkat sahibim , kurtarır mı beni tüm bu eksikliklerimden hayata bakış açım değişir mi insanlarla olan eşsiz empatimden eser kalmaz mı ? Ne hoş olurdu tamamen yeniden yapılandırılsam bir robotun eksik parçası gibi tamir olunca düzelsem.
Ne kolay olurdu sadece bir şarja ihtiyacım olsa kurtulurdum her türlü derdimden hislerimden.
Keşke elimde olsa buhranıma bir soygun düzenlesem çalsam beni benden eden ne varsa içimden ve olsam herkes gibi sıradan mutlu bir insan.

Tam tur döner aklım bedenimde
Oynar akıl oyunları her bir zerremle
Gözyaşlarımda ıslanır secdem
Göremez olurum gerçekliği bilmeden
Kapanırım anne rahmindeki gibi uzuvlarıma
Savunmasız olduğum yerden aldığım yaralarıma
Söz olur uçmaz kalır aklıma
Beni deli eden bu düş savaşında
Savur düğüm olan kararları
Aklımı başımdan almadan bu anı

Aklımın savaşparesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin