16. Bölüm(Hesaplaşma)

139 27 0
                                    

Geldim bonjuklarım:) Ee nasılsınız bakalım? Yolunda mı her şey?

Yorumlarda buluşalım.

                                                                                "Hesaplaşma"

"İçi nasıl soğurdu bir insanın... Hesap verdiğinde mi? Hesap sorduğunda mı? Liyakat denilen kelimenin ağırlığı ile ezilen yürekler hiç mi sızlamıyordu? İnsan, iç dünyasındaki cevherin izini sürdüğünde, elmasını bulmaz mıydı?

"Birce! Sen ne yaptın!" dedi, elektrikle şok verilmiş bir ifade ile etrafına baktı.

Birce kendi gürültüsünden, arkadan gelen Tunahan' ın sesini zor bela ayırt ederek ona doğru döndüğünde, bu şekilde yakalanmayı hiç düşünmediğini far etti. Ama yaptığından bir gram bile pişman olmadığı belli olan o şirret ifadesi ile Tunahan' a bakarak, "Beğendin mi Tuna? Şaheserim asıl olmuş?" dedi, suratındaki ekşimiş bozuk yemeğe benzeyen gülümsemesi, Tunahan' ın midesini bulandırdı.

Birce kendinden emin ama insanın içini ürperten o iğrenç tiz sesiyle, "Bu sefer oldu Tuna! Bu sefer seni ikna etmeyi başardım." dediğinde, Tunahan tek kelime dahi etmeden onun kolundan tutup neredeyse sürükleyerek dışarıya çıkardı.

Birce hiç itiraz etmiyordu. Tek kelime etmemişti.

"Bin şu arabaya!"

"Seve seve canım." diyerek, ön tarafa yerleşti. Tunahan ise o sırada çenesindeki kemikleri az sonra çatlatacakmış gibi dişlerini sıkıyordu. Beynine saplanan ağrının, kalbine yayıldığını hissetti.

Karar vermeliydi. Bir an önce karar verip uygulamalıydı. "Mayda burayı asla görmemeli!" dedi, içinden. Ardından da pişkin pişkin güldüğünü zannettiği o kötü ifadeyle kendisine bakan Birce' ye baktı.

Madem öyle, oyun istiyorsun. Pekala, o halde oynayalım Birce Hanım!" dedi cebinden telefonunu çıkartıp arama tuşuna bastı. 

"Alo Tunahan? Sen misin gerçekten?"

"Benim!"

"Bak, ben çok şaşırdım. Aramanı asla beklemiyordum. Neredesin yoksa burada mısın? Tunahan bak üzgünüm tamam mı? Konuşmamız lazım! Lütfen beni dinle."

"Acil buraya gelmen lazım! Gökçeağaç kasabasına. Çok acil duydun mu beni?"

"Evet, evet duydum. Tamam geliyorum."

"Tamam!"

"Tunahan?"

"Evet?"

"Sanırım sorunun ne olduğunu biliyorum."

"Hiçbir bok bildiğin yok! Sik kafalı! Hemen gel! Şimdi çık! Duydun mu beni! Yoksa ben gelirim!"

"Tamam." dedi, telefonun diğer tarafındaki.

Tunahan, tekrar arama tuşuna bastı.

"Efendim Tunahan?"

"Yakup, şimdi sana söyleyeceklerimi yapman lazım, Mayda, Nergis ablanın orada yemek yiyor. Bir şekilde onu orada ya da senin orada tutman lazım. Ben bir süre yokum. Beni merak etme. Halletmem gereken çok önemli bir iş var. Bu arada Mayda sorduğunda ona şehre gittiğimi acil olduğunu birinin yardımına gittiğimi falan söyle işte bilmiyorum. Sağlam bir şeyler uydur."

"Neler oluyor Tunahan?"

"Sonra anlatırım kardeşim. Soru sorma dediğimi yap. Çok önemli Mayda işyerine asla gitmemeli."

AŞKIN MELODİSİ (MAYDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin