Tunahan, İstanbul'a gitmek üzere yola çıkmadan önce Mayda'nın evine uğradı. Sabahın erken saatlerinde evin bahçesi, güneşin ilk ışıklarıyla aydınlanıyordu. Kapıyı açan Mayda, onu karşısında görünce yüzünde bir tebessüm belirdi ama gözlerinde endişenin izleri de vardı.
"Beni erkenden görmeye geldin?" dedi Mayda, hafifçe gülümseyerek. "Sanırım bir süre görüşemeyeceğiz."
Tunahan, Mayda'nın gözlerine bakarak başını salladı. "Evet. Çok kısa bir süre."
Mayda, yüzündeki gülümsemeyi korumaya çalışsa da, gözlerindeki endişe belirgindi. "Bu gidişin nedense beni tedirgin ediyor."
Tunahan, Mayda'nın elini nazikçe tuttu. "Endişelerin yersiz güzelim, dönünce seninle daha fazla zaman geçirmek istiyorum."
Mayda derin bir nefes aldı, gözleri Tunahan'ın gözlerinde kilitlendi. "Bende istiyorum." dedi, sesi hafifçe titriyordu.
Tunahan, Mayda'nın yanına biraz daha yaklaşıp ona sarıldı. "Mayda, şu uyku mahmuru halin... Seni kollarıma alıp yatağa götürme hissine engel olamıyorum şu an." dedi yumuşak bir sesle. Onun sıcaklığını hissederken kalbinde hem hüzün hem de huzur vardı. "Döndüğümde her şey daha güzel olacak. İkimiz için planlarım var." dedi ve muzip bir şekilde göz kırptı. Mayda'nın varlığı, Tunahan için nefes almak gibiydi; fark etmeden ihtiyaç duyduğu ama eksik olduğunda hissettiği bir şeydi.
Mayda, onun göğsüne yaslanarak gözlerini kapattı. "Yanında olunca her şey o kadar güvende geliyor ki..." dedi, sesi hafifçe boğulmuştu. Mayda, Tunahan'ın kollarında kendini güvende hissediyordu, sanki dünyanın karmaşası o an kapının dışında kalıyordu.
Tunahan, Mayda'nın saçlarını okşarken, "Ben de seninle aynı şeyi hissediyorum." dedi. "Seninle daha uzun bir yolculuk yapmak istiyorum, Mayda. Bunu konuşacağız." dediğinde, Mayda onun kollarında ürpererek irkildi.
Tunahan, Mayda'nın gözlerinin içine son bir kez bakarak nazikçe onun alnına bir öpücük kondurdu. "Kendine iyi bak tamam mı güzelim, aklım hep sende olacak." Mayda, rüzgarın savurduğu yapraklar gibi bazen dağılıyor, bazen de kökleriyle toprağa sıkı sıkıya tutunuyordu. Tunahan, onun hem fırtınasını hem de sükunetini seviyordu.
Mayda, zor da olsa gülümseyerek başını salladı. "Seni bekliyor olacağım."
Tunahan, Mayda'ya son bir bakış atarak kapıdan ayrıldı. Kalbinde ağır bir yük vardı ama bu vedanın arkasında yatan gerçekleri bilmesini istememişti. Kapıyı kapattığında, içinde Mayda'ya olan sevgisi ve yapacakları işin ağırlığıyla yola koyuldu.
Ilgar, Nariya ve Tunahan sessiz ama kararlı bir şekilde İstanbul'a gitmek için yola çıktılar. Araçta sessizlik hâkimdi, her biri akıllarında Arda ile yüzleşmenin planlarını yapıyordu. Havalimanına vardıklarında Ilgar'ın eski bir dostu olan Gürkan onları karşılayacaktı.
Gürkan'ın beklediği noktaya vardıklarında, Tunahan göz ucuyla Ilgar'a baktı. "Bu Gürkan güvenilir mi?"
Ilgar, kararlı bir sesle cevap verdi, "Gürkan sağlam adamdır. Bizi asla yolda bırakmaz."
Nariya, hafif bir gerginlikle ekledi, "Bu işin sonunda Arda'nın hiçbir şey anlamayacağından emin olmalıyız. Yani sizin varlığınızı öğrenmemeli."
O sırada Gürkan, ellerini cebinden çıkararak yanlarına geldi. "Hoş geldiniz." dedi. "Araba hazır, bagajlarınızı atın, yola çıkalım."
"Hoş bulduk." dedi Ilgar eski dostuna sarılıp onu arkadaşlarıyla tanıştırdı. Selamlaştıktan sonra arabaya gittiler.
![](https://img.wattpad.com/cover/340660067-288-k783800.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN MELODİSİ (MAYDA)
Ficção AdolescenteMayda, genç yaşta yaşadığı evlilik travmasından sonra hayatını tamamen değiştirmeye karar vermişti. Geçmişini geride bırakarak, yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyordu. Tunahan ise, İngiltere'den Türkiye'ye geri dönüş yaparak hayatında yeni bir sa...