Son muydu bu?

200 19 165
                                    


~Talking with my lawyer
She said, "Where'd you find this guy?"
I said, "Young people fall in love
With the wrong people sometimes"

-

Hyunjin, şaşkına dönmüş bir şekilde karşısındaki bedene bakıyordu.

Onun burada ne işi vardı?

Tanrım, her yerden çıkmak zorunda mıydı bu adam?

Minho ise yakınlıktan dolayı burunları birbirine doğru değen bedene bakıyordu. Gerçekten, ne çok özlemişti o'nu. O olmadan kaç kere uykuya dalmıştı? O hâlâ Hwang Hyunjin'e deli gibi aşıktı.

Gözü; karşısındaki bedenin bütün yüz hatlarını inceliyordu. Her bir parçasına baktıkça daha da doluyordu sanki. Çok güzeldi.. Nasıl kıyabilmişti o'na? Nasıl kıyabilmişti bebeğinin duygularına?

Bu düşünceleri; bacak arasına atılan tekme ile son bulmuştu. Minho'nun ağzından acı bir inleme çıkarken Hyunjin'in dudaklarının üzerinde duran eli, hafif gevşemişti.

Bunu fırsat bilen Hyunjin, Minho'nun elini tuttuğu gibi ters çevirmiş ve Bulundukları pozisyonu değiştirmişti.

Minho daha neye uğradığını anlamadan kendini duvara yaslanmış bir şekilde bulmasıyla derin bir nefes vermişti. Hwang Hyunjin küçümsenecek, üzerinde oyunlar oynanacak biri değildi.

Bakışlarını kendisine sert bir şekilde bakan bedene çevirdiğinde olabilecekmiş gibi daha da dolan gözlerine lanet okudu. Neden bunu yapmıştı? Neden Hyunjin'e detaylı bir şekilde bütün olayları anlatmak yerine Lia'nın tuzağından gitmişti?

Hyunjin ise sabahtan beri kendisine bakıp gözleri dolan bedenin başındaki şapkayı almış ve hızlıca yere atmıştı.

Minho ise başındaki şapkanın çıkarılmasıyla görüş alanının daha da genişlemesiyle gözlerini hafif kısmıştı. Gözlerinin bir anda ışığa alışması uzun sürecekti.

Bir müddet gözlerini kapattıktan sonra geri açmıştı. Açtığı gibi gözleri istemsizce Hyunjin'in saçlarına kaymıştı sanki bir şeyleri belli etmek ister gibi.

Yok olmak istemişti.

Bu anın bir şaka olmasını dilemişti.

Ama yok olamazdı.

Bu an bir şaka değildi.

Hyunjin, kendi saçlarına doğru odaklanmış bedene bakıp iç çekti. O kendilerini bu hale getirmişti.
Minho ise Hyunjin'in saç rengine bakıp daha da afallıyordu ve gözleri ardı ardına dökülen yaşlarını ortama sunuyordu.

-

-Flashback-

"Minho dursana ya!" Hyunjin Minho'nun peşinden koşuyor ve ingilizce sınavının cevaplarını almak için ruhunu ortaya koyuyordu.

Minho, eğer kendisini yakalarsa ingilizce sorularının cevabını vereceğine, yetmezmiş gibi bir de bütün sözlülerine 100 vereceğini söylemiş ve tabiri caizse sinek gibi kaçmıştı. Hani şu öldürmek istediğiniz ama sürekli kaçan sinekler var ya, işte onun gibi!

Minho ise bahçede olabildiğince hızlı koşmaya çalışıyordu. Evet, soruları Hyunjin'e yine verecekti fakat işin içine heyecan katmasa olmazdı.

"Durdurabilirsen durdur!" Demişti. Dediği gibi de koşmayı kesip bir anda arkasını döndüğünde; Hyunjin'in Minho'nun kolları arasında olması beklenilemeyecek bir şeydi.

Bunun getirisiyle beraber Hyunjin'in Minho'nun üzerine düşmesi, klasik wattpad hikayelerine girişi sağlıyordu ama buradaki tek fark: ikisininde sevgili olmasıydı.

Hyunho-Against Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin