Yaşandı diye sevinmeli

172 14 165
                                    


~Bana hep anlattığın; yıldızlar, galaksiler.

Tanrıyı sorgulamak, bizi nasıl etkiler?

Ne zaman ayağa kalktım, ne zaman ameliyathanenin içine girdim, inanın bilmiyordum.

Tek bildiğim bir şey var ise o da bu sefer olmaması gerektiğiydi. Bu sefer olmazdı. Daha yeni kavuşmuşken, daha yeni sorunlarımızı çözüp mutlu bir yaşama kavuşmuş iken böyle bitemezdi.

"Bistüri" titrek elleriyle elime bistüri veren hemşireye baktım. Elleri, krizdeki bir hastanın kendini kontrol edemeyip ellerinin titremesi gibiydi.
'Sorun ne?' Dercesine gözlerim ile işaret verdiğimde konuşmaya başladı:

"Hocam, eğer bu ameliyatı yapamazsanız.."

"Buradan kovulmak mı istiyorsun?" Diye sormuştum sert tavrımla. Bu tıp alanında zor denecek türde bir ameliyat değildi. -eğer işler ters gitmezse tabii- Sadece Minho'nun Bay Lee'nin oğlu olduğunu biliyorlardı ve bunun yüzündendi telâşları. Yoksa şu anda bu ameliyat için bizi gözlem odasından izlemelerinin başka bir açıklaması yoktu.

Hemşire susup 2 adım kadar geriledikten sonra elimdeki bistüriyi alıp cilt ve cilt altı dokuları kesmeye başlamıştım. Bu basit işlem bittikten sonra göğüs kafesini açmak için hemşirenin bana uzattığı neşteri almış, dikkatli bir şekilde göğüs kemiğini kestikten sonra göğüs kafesini açmıştım.

Göğüs kafesini açtıktan sonra kalbi devre dışı bırakmak için kalp akciğer pompasına bağlamıştım. Buradan sonrası kritik noktaydı. Eğer kanama başlarsa, olur da basit bir hata yaparsam biterdim. Kafamı yukarı doğrultmuş ve derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarımı tekrar önüme döndürmüştüm.

Aort damarını kesmiş ve böylelikle de bozulmuş aort kapakçığına ulaşmıştım. Bozulmuş kapakçığı neşter ile kesmiştim. Tam yapay Biyolojik kapakçığı; kesilen aort kapakçığının yerine yerleştirecek iken ortamı dolduran tiz ses ile bakışlarımız karşıdaki defibrilatöre dönmüştü.

"Hocam! Hasta iç kanama geçiriyor!"

Şok ile elimde tuttuğum Biyolojik kapakçığa bakmıştım. Daha hiçbir müdahalede bulunmamıştım!

"Hocam! Koroner arterlerde kanama saptandı ne yapacağız?!"

Ve iş daha da kötüye gidiyordu.

-

Bay Lee'den..

Stresle bacağımı sallarken tek istediğim şey Minho'nun başına bir şey gelmemesiydi.

Aklıma sürekli eski anılar geliyordu. Minhosuz nasıl dayanabilirdim? Nasıl yaşayabilirdim?

-

-FlashBack-

"Baba! Beni yakalamak için daha da hızlı olmalısın!" Aish bu çocuk! Hiç durmuyordu yerinde.

"Minho, yere düşeceksin yavaşla biraz!" Demiştim endişeli bir ses ile. O kadar hızlı koşuyordu ki, Quicksilver sanacaktım neredeyse!

Ortamı kahkahaları süslerken belinden yakaladığım gibi kucağıma çekmem ile mızmızlanması bir oldu. "Ya bırak be beni! Isırırım bak seni!" Demiş ve dişlerini elime geçirmesi bir olmuştu. Ben bu çocuğu yaparken nerede hata yapmıştım da böyle vahşi ve huysuz bir şey olmuştu!

Acıyla tıslarken kucağımdan zıplamış ve kendini yine özgürlüğe kavuşturmuştu gıcık şey. Bu hali gözlerimi devirmeme neden olurken Minho'yu kandırmak için son kozumu kullanmaya karar vermiştim.

Hyunho-Against Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin