"Başıma buyruk iş yaptığım yok, kocacığım!"
dedim imalı bir şekilde. Arabaya bindirip, arabayı sürdü.
"İdil nerde?"
"Evde, bizi bekliyor."
dedi Pars. Uzun süre sessizlik oldu, sanki bir konuşma planlıyor gibi. Sonra konuşmaya başladı,
"Yanında bundan sonra 3 4 tane adamla gideceksin nereye gideceksen. Markete dahil İnci. Evin de korumaları arttırıldı. Seni yolda bulmadık biz. Canına hiçbir zarar gelmeyecek. Anlaşıldı mı?"
oflayarak anladığımı söyledim.
"Bizi eve hapis mi edeceksin Pars?"
başını hayır dercesine salladı,
"Eve hep 4 5 gibi geleceğim İnci. Ne yapacaksak beraber yapacağız"
anlamışcasına başımı salladım. Eve geldiğimizde Soner telaşla,
"İnci iyi misin? Koruyamadım ben sizi özür dilerim. Gerçekt-"
"Soner senin bi suçun yok. Sen sadece şoförsün. Benim korumam değilsin. Suçlama kendini."
"Ama İnci-"
Pars araya girerek "Hanım!" dedi. Şaşırmıştım.
"İnci diyebilirsin demiştim ben."
diyerek Soneri korumaya çalışsamda, Pars hala aynı fikirde,
"Deme o zaman İnci. Çalışanlarla çalışan ilişkisinde olacaksın. Fazla samimi olmanı istemiyorum."
"Peki sevgilim. Buna da peki!"
Diyerek içeri girmeye çalışırken yaramı tuttum. Çok sancıyordu. Pars beni kucağına aldı,
"Pars beni bebek gibi taşımaya devam edecek misin?"
Pars kafasını salladı,
"Karım olduğun sürece evet İnci Arslan."
Parfümü o kadar güzel korkmuştu ki, buram buram Pars gibi kokuyordu. Sanki parfüm onun için yapılmış gibiydi. Beni L koltuğa yatırdıktan sonra üzerimi örttü. İdil hemen yanıma geldi,
"İyci iyi mişinn?"
Gülümsedim, "Hiç bu kadar iyi olmamıştım İdilim"
yanağımdan öptü,
"Biz sana çoyba yaptık Fatma abyayla"
Allah'ım! Ne kadar düşünceli mükemmel bir çocuktu bu böyle! Fatma çorbayı tepsiye koyarak getirmişti, doğrulurken biraz canım acımıştı, Pars
"Tamam Fatma hanım ben hallederim gerisini"
deyince Fatma içeri gitti. Pars sehpaya oturdu ve çorbadan bir kaşık alıp üfledi, sonra bana yedirdi. Pars evet yakışıklı ve düşünceli biri olabilirdi ama ona aşık olmaktan deli gibi korkuyordum.