1

157 7 24
                                    

Yüzü paramparça olmuş, organları deşilmiş ve boğazı kesik kurban Hange'yi kovalıyordu. Hange'nin koşmaktan nefesi kesilmişti, kurbanın hırpalanmış vücudu ve yüzü onu korkutuyordu. Ayağı takılınca yere düştü, tekrar kalkmaya gücü yetmedi. O esnada kurban onun üzerine bir hamle yaptı, Hange çığlık attı.

Hange nefes nefese kalmış bir şekilde, ter içinde uyandı, tekrar kabus görmüştü. Son zamanlarda ilgilendikleri vaka ile bağlantılı cesetler rüyalarına girmeye başlamıştı. Hange, ilk defa incelediği bir cesetten bu kadar etkileniyordu, normalde zevk aldığı bile oluyordu.

Yataktan doğrularak komodinin üzerindeki su bardağına uzandı, birkaç yudum alarak sakinleşmeye çalıştı. Nedenini bilmiyordu ama cesetlerin katilini kendisiymiş gibi hissediyordu, huzursuz hissetti.

Bir anda odanın kapısı tıklatılınca korktu, içeri girenin Levi olduğunu görünce rahatladı. Ikisi, Nanaba, Mike ve Erwin son vakanın yoğunluğundan dolayı daha iyi çalışabilmek için ev arkadaşı olmuşlardı. Levi odaya göz ucuyla baktı, Hange'nin müsait olduğunu görünce içeri girdi.

"Kahvaltı hazır. Ne zaman hazırlanırsan gel, biz aşağıda bekliyoruz." Levi düz bir ifadeyle söyledi, herkes son zamanlardaki Hange'nin rahatsızlığını ve tavırlarını fark etmişti. Birazcık da endişeli hissetmiyorlardı değil.

Hange kafasını salladı. "Beni beklemeyin, gelirim ben." Levi, Hange'nin sakatlanmış dizine baktı, en son ki operasyon sırasında dizini sakatlamıştı. Çok ciddi birşey değildi ama yinede bazen yürümekte zorluk çekiyordu.

"Dizin kötüyse seni taşıyabilirim?" Levi teklif etti. Son zamanlarda kendisi dahil herkes Hange'ye biraz daha anlayışlı ve ilgili yaklaşıyordu.

"Gerek yok, ben bir ayılıp gelirim." Hange, arkadaşlarının kendisine ilgi göstermesinden de suçlu hissediyorudu. O eski dik başlı, bağımsız, güçlü kadın gitmişti de yerine tüm gücünü kaybetmiş, yorgun bir kadın gelmişti.

Levi odadan çıkınca yataktan kalktı, ilk uyandığı zaman dizini hareket ettirmesi biraz zor oluyordu ancak ayakta durmayı başardı. Banyoya geçip elini yüzünü yıkadı, aynaya baktığında ne kadar solgun olduğunu farketti, ciddi manada ceset gibi görünüyordu. O an aklına tekrardan kâbuslarına giren cesetler geldi, aynadan sanki cesetleri görüyormuş gibi hissetti. Banyodan hemen çıkıp çekmecesine yöneldi, gün içinde panik atak geçirmemek için bir sakinleştirici aldı ve sonra aşağıya kahvaltıya indi.

Herkes çoktan kahvaltı etmeye başlamıştı bile, bir yandan da vaka ile ilgili soruşturma hakkında konuşuyorlardı. Hange masaya oturduğu zaman Nanaba, onun önüne kahve kupasını yerleştirdi. Hange sessizce teşekkür ederek kahvaltısına başladı. Herkes büyük bir ciddiyetle Erwin'in planını ve raporlarını dinliyordu, Hange ise dinliyormuş gibi yapıyor, kahvaltısına odaklanmaya çalışıyordu. Yerken aklına tekrar cesetler gelince durdu, midesi bulanmıştı. Elini göğsüne yerleştirdi, gözlerini kapatıp nefes almaya çalıştı. Aklına başka şeyler getirmeye çalışıyordu ancak bulantısı hala geçmemişti.

Ayağa kalktı. "Kahvaltı için teşekkürler" diye Nanaba'ya teşekkür etti ve odasına çıktı. Nanaba ise arkasından endişeli bir şekilde ona baktı. Peşinden gidecekti ki Levi onu durdurdu. Kendisi tabağını bitirmişti bile. Masadan kalkıp Hange'nin peşinden onun odasına gitti, kapıyı çalıp içeri girdi.

Odaya girdiğinde Hange'yi lavaboda yüzünü yıkarken buldu, neyse ki kusmamıştı. Orada olduğunu haber vermek amacıyla açık olan lavabonun kapısını tıklattı ve Hange'nin yanına geldi.

"Daha iyi misin?" Sakince sordu, daha fazla panik olmasını istemiyordu. Hange hafifçe başıyla onayladı. Yüzüne son bir kez su çarptıktan sonra Levi'ya döndü.

"Ne kadar da acınası haldeyim, değil mi?" Histerik bir gülümsemeyle sordu Hange. Eskiden zevk aldığı cesetler şu an psikolojisini bozmuştu. Cesetler, sanki onları daha önce görmüş gibi tanıdık geliyordu ona, bu kadar etkilenmesinin sebebi muhtemelen oydu ama nereden hatırladığı hakkında hiçbir fikri yoktu.

Levi iç çekti, insanları sakinleştirme konusunda hiçbir bok bilmiyor oluşu onu deli ediyordu, özellikle en çok değer verdiği 'arkadaşı' zor durumdayken.

"Erwin sana rapor yazmış, bugünlük evde kalmanın daha iyi olacağını düşünüyor. Kafanı dinle biraz." Son zamanlarda herkes Hange'nin kesinlike bir molaya ihtiyacı olduğuna hemfikirdi. Hange itiraz etmek istedi, kendini yük gibi hissediyordu. Ancak birşey söylemedi, sadece kafasını salladı.

"Teşekkürler."

***

Yeni kitabımız hayırlı uğurlu olsunn🫶🏻 Muhtemelen polisiye au tarzı bisey olucak, her ne kadar klasik bir konu istemesem de aklıma başka kurgu gelmedi:/ EMA ve diğerleri tabikide olur ancak bu kitapta Veterans ağırlıklı ilerlemeyi düşünüyorum. Başlangıç pek içime sinmedi ama devamını getirmeye çalışırız artık🙃

Kitap ile ilgini sorularınız ve ya fikirleriniz olursa açığımm🫶🏻

The Past Future of Veterans | LeviHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin