"Çünkü seni seviyorum, bu zaten apaçık ortada değil mi?"
Edgar's pov
Duyduklarım karşısında afalladım, ablam içerden konuşmamızı duymuş olmalıydı çünkü sonunda gibisinden şeyler söyleyerek bağırıyordu. Fang'e baktım, bana her zamanki gibi gülümseyerek bakıyordu. Bu bir çıkma teklifi miydi? İlişkiye hazır mıydım? Ya beni kullanıp atacaksa? Kafam böyle binlerce negatif düşünceyle doldu ve strestem soğuk terler dökmeye başladım. "Fang ben- Bilmiyorum!" dedim ve sağ tarafımdaki ablama döndüm, Fang ise şaşırmıştı "Sorun değil miniğim, istediğin kadar düşün seni zorlayacak değilim ya." diyip gülümsemeye devam etti. Erkeksi parfümü başımı döndürüyordu, kalktım ve misafir odasına gittim koltuğun üstüne oturunca ne yapacağımı düşünmeye başladım. İstediğim de buydu zaten! Fang'den hoşlanmıyor olabilirdim, belki de hoşlanıyorumdur fakat bunu kendime yediremiyorum olmuyor işte! (İç konuşma) "Kahretsin!" diye kendi kendime mırıldandım ve kapının açılmasıyla o tarafa doğru baktım, gelen tabii ki de Fang idi. "Rahatsız ettiysem üzgünüm Edgar, hırkamı alıp çıkıyorum."Edgar mı? 'miniğim'e ne oldu? Yoksa Fang'i kırmış mıydım..? "Fang! Bekle." diye bağırdım bir anda, otomatikman refleks olarak bağırmıştım şimdi ne diyecektim? "Dinliyorum Edgar." dedi Fang, yüzündeki gülümsemenin yerini kocaman bir somurtma almıştı. "Ben seni- sen!" NE DİYORUM BEN BÖYLE? Tanrım utançtan öleceğim sanırım.. Fang tekrardan gülümsedi ve yanıma oturdu "Sen de benden hoşlanıyorsun yani?" dedi ve sırıtarak bana baktı, utandım ve göz temasını kestim. "O zaman artık sadece benim miniğimsin!" dedi Fang ve saçlarımı karıştırmaya başladı. Gülümsedim ve Fang'e baktım, Fang ise bir anda "Eee, yapsak mı?" dedi. Ağzının ortasına bir tane geçirince de sustu.
İçimde garip bir his vardı, sanki Fang'in kalbini kırmamak için teklifini kabul etmiş gibi. "Fang, sence de biraz erken olmadı mı?" diye sordum. Fang ise "Tamam miniğim, sevişme işini sonraya bırakırız." diyerekten dalgaya vurdu. "O iş değil Fang! Sevgili olmak için çok erken." dedim, Fang şaşırdı ve koltuktan kalktı. "Karmaşık birisin Edgar." diyerekten sinirlice evden çıkıp gitti. Ardından odaya ablam girdi, ne oldu dermişcesine bana bakmaya başladı, her şeyi sırayla ona anlattım.
"Sen de bi garipsin Edgar! Bu çocuğu günlerdir bana anlatmana rağmen teklifini bildiğin reddetmişsin, anlayamıyorum seni." dedi ablam, haklıydı hem de sonuna kadar. "Bilmiyorum, sanırım Fang olmadan yeni bir sayfa açmalıyım kendime, bu olaylar fazla karışık benim gibi bir salak için." dedim ve güldüm. Ablamla bir süre daha sohbet ettikten sonra evden çıktım ve yurda doğru yol aldım. Odama girdiğimde Chester eşyalarını toplamış bana bakıyordu "Üzgünüm Edgar, fakat kuzenimin yanına yerleşmeye karar verdim." dedi ve odadan çıkıp gitti. Bomboş odada yalnız başıma kalınca stres olduğumu hissettim, tek başıma ölsem burda kalamazdım koşturarak yurt müdürünün yanına gittim. Kapıda sıramı beklerken "Neden tüm sikim salak işler benim başıma geliyor?" diye düşündüm kendi kendime, sabır taşı değildim sonuçta bir süre sonra eminim ki patlardım. Biraz beklemenin ardından yurt müdürü "Sıradaki!" diye bağırınca içeriye girdim ve "Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın, oda değişikliği yapmak istiyordum." dedim, müdür beni süzdü ve "Neden?" diye sordu utana sıkıla tek başıma uyuyamadığımı söyledim. Müdür güldü ve bilgisayarına bir şeyler yazıp konuşmaya başladı. "Seni alabileceğim 2 tane oda var, biri Bull'un yanı ki asla önermem kendisi biraz sorunlu bir tiptir."
Bull'un ismini söylerken buruşturduğu yüzü 2. kişiyi okuyunca rahatlamış bir yüze dönüştü. "Şanslısın! Diğer kişi de Fang, uzun zamandır tek kalıyordu zaten yanına birinin gelmesi iyi olur."
Umarım yanlış duymuşumdur, siktiğimin yurdunda yerleşebileceğim tek oda Fang'in yanı mı gerçekten.. "Teşekkür ederim, akşama kadar yerleşmiş olurum." dedim ve sinirle odamdaki eşyalarımı toplamaya gittim. "Anasını siktiğimin hayatı! Hep benim başıma gelir zaten şaşırmadım." diye mırıldanıyordum, bir süre sonra her şeyimi topladım ve valizimle beraber Fang'in kapısını çaldım.Fang's pov
Kapıyı açtığımda karşımda valiziyle birlikte Edgar duruyordu, şaşırmış bir şekilde ona baktım o ise "Ne o öyle ilk defa görmüş gibi bakıyorsun amına koyayım! Çekil de eşyalarımı yerleştireyim." diye bağırdı ve beni yan tarafa doğru ittirip küfürler eşliğinde eşyalarını yerleştirmeye başladı. "Neden oda değiştin ki?" diye sordum fakat bu Edgar'ı daha da sinirlendirmiş olacak ki bir anda bağırmaya başladı ve odadan sinirle çıkıp gitti. Neden bir anda benim yanıma yerleştiğini anlamamıştım fakat mutluydum, bu sayede belki de daha çok yakınlaşabilirdik.Edgar's pov
Odadan telefon haricinde bir şey almadan çıktığım gibi okulun arka tarafında kalan yavru kedi yuvasının yanına geldim, sinirlendiğim zamanlar buraya geliyordum son zamanlarda. "Hanimiş minik pisicik!"
Kedilerle oynarken bir anda kendimi düşüncelere dalmış bir şekilde buldum, bundan sonra Fang ile aynı odada kalacaktım ve aramız bozuktu, ne kadar böyle sürebilirdi bilmiyorum.. Umarım bir an önce yeni bir odaya yerleşebilirim. Kendi kafamda yine düşüncelerle boğulurken havanın karardığını ve yarın okul olduğunu hatırlayıp yeni odama çıktım.Odaya girdiğimde Fang telefon üzerinden birisiyle kavga ediyordu, bir şey demeden yatağıma doğru gittim ve yatar pozisyonunu aldım. Fang ise telefonu kapatıp "Orospu çocuğu, yavşak, alçak orospu evladı!" diye bağırmaya başladı, ne olduğunu merak etmiştim. Fang'e bakmak için arkamı döndüğümde ise sinirden dolayı gözünden akmış yaşları gördüm. Kafaya takmamak üzerine karar kılıp uyudum.
Gece 2 civari uyandığımda Fang'in yatağından bazı sesler geliyordu, arkamı dönüp baktığımda ise Fang'in olması gerektiğinden çok daha hızlı nefes alıp verdiğini fark ettim. İçim onu öyle bırakmaya el vermediği için yanına gittim ve yatağına oturup onun sürekli bana yaptığı gibi saçını karıştırmaya başladım, rahatlamış olacak ki hemen uykuya daldı ben ise uyuduğunu temin ettikten sonra kendi yatağıma geçip yattım.
Sabah kalktığımda duşa girmek için banyonun kapısına doğru ilerledim fakat kapı kilitliydi, arkamı dönüp yatağıma geri dönecekken kapı açıldı ve içerden Fang çıktı. Saçı ıslaktı ve her tarafa damlıyordu, sinirlerim bozulmuştu sakin kalmaya çalışarak Fang'in çıktığı banyoya girdim ve kapıyı kitledim. "İnsan bir günaydın der." diye mırıldanarak küveti soğuk suyla doldurdum ve içine girdim. Saçım çok uzamıştı, eskiden gözümün önüne attığımdan dolayı çok sorun etmezdim fakat şu an ortadan ayırdığım için beni rahatsız ediyordu, kestirmem lazımdı ama gideceğim berber saçımı kötü keser diye gidemiyordum da. Saçımı ne yapacağımı düşünürken Fang lavabonun kapısını çaldı ve "Ne zaman çıkacaksın, işim gücüm var." dedi ve benden bir cevap beklercesine sustu. "Çıkıyorum." diye yanıt verdikten sonra havluma sarıldım ve banyodan çıkıp yatağımın üstündeki okul formasını giymek için kurulanmaya başladım.
Üstümü giydikten sonra yatağımın yanından telefonumu aldım ve kulaklığıma bağlayarak müzik dinlemeye başladım, bir nevi zaman öldürmeye çalışıyordum çünkü Fang yüzünden banyodan çok erken çıkmıştım ve fazladan boş zamanım vardı. Odada sıkıldığımı fark ettikten sonra çantamı alıp okulun kafeteryasına gittim ve bir kahve alıp masalardan birine oturdum. Kahvemi yudumlarken bir anda karşıma bir kız oturdu, saçları pembeydi ve 1 ton makyaj yapmıştı. "Vaay! Kahvenin rengi çok koyu, o kadar acı içmek başını ağrıtmıyor mu?" diye sordu bir anda, ağzını yayarak konuşuyordu ve aşırı tilt olmuştum. "Alışkınım." gibi bir kısa cevap verdim kalkıp gitmesini umarak fakat o konuşmaya devam etti. 5 dakikalık bu sıkıcı sohbetten sonra adının Melodie olduğunu öğrendim, sıkıntıdan bayılmak üzereyken Fang'in yan masaya oturduğunu gördüm ve bir anda Melodie'nin sohbetine katıldım. Amacım neydi bilmiyordum fakat sanırım Fang'i kıskandırmak istiyordum. Fang konuştuğumuzu gördü ve ki bir anda "Görüşmeyeli nasılsın Melodie?" diyerek yanıma oturdu, bana iğrenerek baktıktan sonra Melodie ile kalkıp gittiler. O bakış ne içindi anlamasam da sorun etmedim ve sınıfıma gittim.
Bugün boks maçı vardı ve yine tüm karma sınıflar birleşecekti. Umarım Fang ile eşleşmem diye dua ettim ve dersin yapılacağı spor salonuna ilerleyip rakibimi öğrenmek için yapılacak anonsu beklemeye başladım.
"Brock ve Leon, Sandy ve Gus,....
Edgar ve Fang.."
Hay anasını sikeyim gerçekten mi?
AŞŞŞŞIRI BOŞ BİR BÖLÜM OLDU KUSURA BAKMAYIN
baya da kısa oldu😭
1182 kelime

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unable to Fight [ fangar ]
FanfictionBabasının isteği üzerine dövüş ağırlıklı bir okula giden Edgar, 21 yıl boyunca yaşamadığı şeyleri tanıştığı bir çocuk sayesinde yaşamaya başlar. Bazı yerler küfür içermektedir. iyi okumalar, puanlamayı unutmayın