Unable to Fight [ fangar ]

6

Edgar ve Fang yaşadıkları tatlı/tatsız olaylardan sonra belirli kararlar almışlardı.
-Edgar saçını uzatacak.
-Fang babasını unutmaya çalışacak ve ailesini daha sık görecek.
-Her akşam beraber antrenman yapacaklar.
-Edgar'ın eski odasına aldığı kedi bu odaya da arada sırada alınacak.

Fakat bir sorun vardı, Edgar hâlâ sevgili olmayı kabul etmemişti. Fang sorunun kendisinde olduğunu düşünmeye başlamıştı ve tekrardan Edgar'dan uzaklaşmaktan korkuyordu. En mantıklı çözümün arkadaşmış gibi devam etmek olduğunu düşündü ve Edgar'a romantik bir şekilde yaklaşmamaya karar kıldı. Saat geç olunca ikisi de kendi yataklarında uyudu.

Fang sabah kalktığında banyo yine doluydu, bu sefer aldırış etmedi ve üstünü giyerek zaman geçirmeye çalıştı ama nafile. Edgar banyodan çıkmıyordu, en son dayanamayıp kapıyı tıklattı fakat ses gelmedi. Tekrar tekrar tıklattı fakat Edgar'dan ses seda çıkmıyordu. Fang en sonunda dayanamadı ve içeriye daldı, küvetten su taşmıştı ve Edgar içinde gözleri kapalı bir şekilde uzanıyordu. Fang'in korkudan rengi atmıştı, koşarak çocuğun yanına gitti ve ilk önce suyu kapatarak seslenmeyi denedi. Seslerden rahatsız olan Edgar gözlerini açtı ve karşısında Fang'i görünce şaşırdı. "Hay sikeyim Fang! Duşta bile rahat yok amına koyayım." diye mırıldandı ve Fang'e çıkmasını işaret etti. Her şey çok hızlı yaşanmıştı ama Fang karşısındaki çocuğun iyi olduğunu görünce rahatlamıştı. Edgar'ın dediği gibi banyodan çıktı ve kafeteryaya indi.

Kafeteryadan poğaça ve meyve suyu meyve suyu aldıktan sonra boş bir masaya geçip oturdu ve telefonunun galerisine bakarak yemeye başladı. Biraz kaydırdıktan sonra karşısına Edgar ile ilk fotoğrafı çıktı, gülümsemeden edemedi ve üstüne tıkladı. O günden itibaren galerisinde kendinden çok Edgar'ın fotoğrafları vardı, Fang ona özel bir klasör oluşturmaya karar verdi ve 'Edgar' ismini verdiği klasöre tek tek beraber oldukları fotoğrafları taşımaya başladı. Fotoğraflar bitmek bilmeyince Fang oflayarak kafasını telefonundan kaldırdı ve karşısında Melodie'yi gördü. Fotoğrafları görmüş müdür diye düşünürken Melodie bir anda "Ne o? Edgar'dan mı hoşlanıyorsun yoksa?" diye sordu. Sorduğu soru Fang'in aklındaki soruyu cevaplamıştı, Melodie birine söylemez diye düşünüp kafasını evet anlamında salladı. Karşısındaki kız şok olmuş gibi görünüyordu ve gülümseyerek masadan kalkıp kantine girdi, bir süre sonra ise elinde 2 tane kahveyle geri döndü.
"Anlat."

Edgar's pov
Sırılsıklam olan banyoyu temizledikten sonra hazırlandım ve kahvaltı etmek için kafeteryaya indim. Kantine girecekken Melodie ve Fang'i baş başa kahve içerken gördüm, nedense içimde Melodie'ye karşı boş bir nefret vardı. İkisini görmemezlikten gelip kantine girdim ve tostburger ile meyve suyu alıp boş bir masaya oturdum. Oturduğum masa Fang ve Melodie'nin oturduğu yere yakın olduğu için konuştuklarının bir kısmını duyabiliyordum. En sonunda Melodie beni görüp onların oturduğu masaya davet etti, bir şey demeden gittim ve oturdum. Ben oturduğum gibi Melodie kahve alma bahanesiyle kalktı ve Fang ile beni masaya yalnız bıraktı. Fang'e hiçbir şey demeden bakarken bir yandan da tostumu ısırıyordum, o ise göz temasını olabildiğince az tutup sürekli telefonundan bir şeyi kontrol ediyordu. En son dayanamayıp ne olduğunu sordum ve bana "Ailesel meseleler, önemli değil sen boş ver." dedi. Ne demek önemli değil..

"Bana güvenebilirsin Fang, anlatmak istiyorsan anlat." dedim ve karşımda oturan çocuğu baştan aşağı süzmeye başladım. Ağzı şaşkınlıktan hafif açılmıştı ve gözleri dolmuş gibiydi. Telefonunu masaya bıraktı ve "Babamla annem boşanmıştı fakat babam her türlü mal varlığını kaybedince zorla annemin yanına yerleşmiş." dedi. Şaşırmıştım "Orospu çocuğu!" diye söylendim ve anlık gelen bir duyguyla "İstersen arka bahçeden kaçıp bugün okulu ekelim. Hem hava da almış olursun." dedim, Fang bana baktı ve rahatlamışçasına gülümseyerek başını salladı. (Melodie'yi sattılar)