Ölü Kadar Beyaz // 5. Bölüm

53 33 166
                                    

Ben uyanana kadar sabah olmuştu bile. Gece ayılıp Pelin'le konuştuktan sonra hemşire beni tekrar görmüş ve bu gece burda kalmamın iyi olacağını söylemişti. Pelin de beni yalnız bırakmayarak yandaki boş sedyeye yatmıştı.

Pelin'in dediğine göre ben uyurken hemşire gelmiş, birkaç şeyi kontrol ettikten sonra çıkabileceğimizi söylemişti. Pelin de beni uyandırmak yerine uyanmamı beklemişti.

Revirden çıkıp odalarımıza döndüğümüzde Pelin beni ısrarla yalnız bırakmak istemediğini söylese de onu zar zor ikna ederek odamda yalnız kalmıştım. Önce sıcak bir duş almış, sonra üstümü değişmiş ve Pelin'in odasının önünde dikilerek onu beklemeye başlamıştım. Kahvaltı bir saat sürüyordu ve yarım saati çoktan bitmişti, bir an önce yemekhaneye inmeliydik.

Ben Pelin'in kapısına yaslanmış öylece dikilirken biraz telefonumu karıştırmaya karar verdim. Okulun ağına bağlandığımız için artık birbirimizle konuşabiliyorduk. Okul ağına bağlı olan herkesin profili gözüküyordu. Bahsettiğim ağ wifi değildi, sunucu gibi bir şeydi. Aynı sunucuya bağlı olanlar arasında iletişim kurmaya yarıyordu.

Bugün günlerden pazartesiydi, yayımlanan kurallara göre bugün haftalık puan ve chip paraların yayımlanması gerekiyordu. İyi de, etkenler henüz değişmişti ve bu yeni bir haftaydı, değerlendirecekleri hiçbir şey yapmamıştık. Ne üzerinden puanlanacaktık?

Ben bunları düşünürken telefonuma bir mesaj geldi. Toplu bir mesajdı bu. İdareden geliyordu ve şöyle diyordu, "Haftalık puan ve chip paralarınız yayımlanmıştır, herkes profiline tıklayarak kendi puan durumunu öğrenebilir. Birbirinizin puan durumunu yalnızca birbirinizden öğrenebilirsiniz, bu platform üzerinde başkasının puanını öğrenmeniz mümkün değil. Not: Henüz değerlendirilecek bir şey yapmadığınız için ilk haftaya özel herkese tam puan ve beş bin chip para verilmiştir."

Şükür ki bu kıyağı geçebilmişlerdi. Bir an rest çekip hepimizi bu hafta sıfırdan başlatacaklarını düşündüğüm için ödüm kopmuştu.

Ben bu hafta almam gereken ne varsa alayım, daha sonra alamayabilirim diye düşünürken şu daha öncesinde kapıdan dinlediğim grup gelmişti yine. Karşı dairemde oturan çocuk ortadaydı, sinirli bir şekilde diğerleriyle konuşuyordu. Diğerleri ise sıkıntılı bir yüz ifadesiyle onu dinliyorlardı. Ne konuştuklarını duyamasam da en son tam hepsi içeri girecekken o çocuğun bağırışını işitebilmiştim. Aynen şöyle demişti, "Bu saatten sonra ne yapabileceğimizi sanıyorsunuz? Sistem açıldı!" dedikleri beni korkutsa da duymamış gibi yaptım. Çünkü koridorda onlar dışında sadece ben vardım ve onlardan biri odaya girip kapıyı kapamak üzereyken beni fark etmiş, göz göze gelmiştik.

Pelin sonunda dairesinden çıkabildiğinde yemekhaneye doğru yola koyulmuştuk. Artık asansörler çalıştığından, merdivenler yine kullanılmaz olmuştu. Biz ise eskiden de olduğu gibi merdivenleri kullanmaya devam ediyorduk. Bunun sebebi farklı olup hava atmaya çalışmak değildi, benim asansör fobim vardı.

Yemekhaneye indiğimizde kulağımıza gelen bağırışmalarla adımlarımızı yavaşlattık. Yine ne olmuştu da en son bizim haberimiz oluyordu?

"Bu tesadüf olabilir mi sanıyorsunuz? Kaç kişi zehirlendi bugün? Biri yemekhaneyi sabote etmeye çalışıyor ve buna karşı hiçbir önlem almıyorsunuz!"

Anladığım kadarıyla zehirlenenler olmuştu ve bunun yemekhanenin suçu olduğunu düşünüyorlardı, ya da birinin. Kim yemekhaneyi sabote etmeye çalışırdı ki, bundan ne kazanabilirdi? Bence bu da ortalığı karıştırmak için yapılan eylemlerden biriydi ve oldukça başarılı olmuş gibi görünüyordu. Çünkü az önce bu sözleri sarf eden kız zorla yemekhanenin mutfak bölümüne girmişti ve şimdi içerden tabak çanak kırılma sesi geliyordu. Bunu yapması büyük cesaretti doğrusu, çünkü kesin ceza alacaktı.

Denek - 138Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin